Dünya III. Cihan Harbine Koşuyorken, Biz ve Ekmelettin!

Dünyanın motoru her geçen gün ısınıyor. Motor su kaynatıyor ve contalar yanmak üzere. Ama herkes bu sorunları halının altına süpürmekle meşgul. Bu ne biçim halı ise altında sanki uçsuz bucaksız bir boşluk varmış gibi davranılıyor.

Yo... Hayır dostum. Bu böyle gitmez.

Durum, I. Cihan Harbi öncesini ve tabi II. Cihan Harbi öncesini de andırıyor. Hızla III. Dünya savaşına doğru yol alıyoruz. Sadece tüm sabır taşlarını birden çatlatacak ve masayı devirecek çılgın hamle henüz yapılmadı. Böyle bir savaşın faturasının çok ağır olacağı taraflarca çok iyi bilindiğinden dolayı muazzam bir sabır gösteriliyor. Uluslararsı statükonun efendileri fazla sıkmaktan dolayı 32 dişini kaybetmek üzere!

Şöyleki...

Rusya lideri Putin, tıpkı bir zamanlar Hitler’in yaptığı gibi var olan silah ve konjektörel üstünlüğüne dayanarak ve en temelde diğer ülkelerin ödemekten kaçındıkları faturaları hep masanın üstünde tutarak olası bir savaşa razı olduğunu gösterir tavırlarıyla mahallenin kabadayısı oldu.

Gürcistan, Suriye ve Ukrayna krizinde dediklerini yaptırtmakla birlikte özellikle Kırım’ı topraklarına katarak batı dünyasına güvenen ülkelerin varacağı yeri kendilerine net olarak gösterdi. Ukrayna’nın hali hazırdaki durumu ise içler acısı.

Bir günde bin kişinin öldüğü çatışmalara vardı iş. Ukrayna’nın savaş uçakları vuruluyor, donanmasına bağlı gemiler Karadeniz’de isyan bayrağını çekerek Rus donanmasına katılıyor. Batıdan çıt yok. Tam bir tıs hali.

Sessizlik lütfen dostum!

Korku o raddeleri zorluyorki artık inanılmaz boyutlara vardı. Ama, batnın Rusya’dan ve onun postmodern çarı Putin’den yürekleri yarılıyor.

Düşünebiliyor musunuz? Malezya yolcu uçağı vuruluyor. Tam 298 kişi ölüyor. Yolcuların nerdeyse tamamı Avrupalı. Yaklaşık 200 vatandaşını kaybeden Hollanda, AB ve dışişleri bakanının üzeri metal dedektörle aranabilecek kadar varlığının ne anlama geldiğinden habersiz ABD yönetimi; suskun, Perişan, zavallı ve uyuşuk...

Dünyanın geri kalanının, hemde bir kuklası tarafından dışişleri bakanı metal dedektörle aranan bir ülke pozisyonuna düşürtülen ABD’nin gözlerinin içine bakarak çözüm dilenmesi ise tarajik muammanın vahim boyutlarını gösteriyor.

Sırtını ABD’ye dayayarak Gazze’de bir insanlık dıramına imza atan İsrail’de gücünün esas kaynağını oluşturan statükonun yıkılmak üzere olduğunu okuyamıyor. Kendisine yönelik öfkeyi büyütmek için, içinde bulunduğu ortadoğu kazanının altına odun taşımakla meşgul.

Adamları paralel kenar operasyonuna kurban gitmekte olan ve İslam dünayasının halifeliğine aday Pensilvanya Şeyhi ise itikafta! Evet; o şimdi itikafta! Ettiği ve ettirdiği bedduaların neden tutmadığının muhasebesiyle meşgul!

Idam sehpasına çıkartmaya çalıştığı Uzun Adamla barışma yollarını arıyor, adeta yalvarıyor. Ama yemezler bu numaraları. O eskidendi!

O da, elini ondan çabuk tutarak Musul’da halifeliğini hepimize İşidtiren Ebubekir Bağdadi’de, fare ile köpek arasındaki metafizik çizgide kediciklerini arzı endam ettiren kıyamet alameti adam da, Gazze’de yavruları öldüren katil İsraile en ufak bir tepki gösteremiyorlar. Hatta İsrail’in hamiliğine soyunuyorlar denilse azdır.

Bakın adı Fatih olan üniversiteye! Adamlar, Türkiyedeki üniversitelerin % 90’ının kaleme aldığı ortak bir İsrail’i protesto metnine bile imza atmaktan uzak duruyorlar.

Yorum sizin.

Adnan Oktar efendi alenen İsrail’in hamiliğine soyunurken, Pensilvanyalı her zamanki gibi ağladığını, üzüldüğünü ilan etti. Alllah Allah... Amma da şaşırdık! Ellerini ve dillerini cömertçe Allah’a açıp, yalvarıp yakarıp Tayyip Erdoğan’ı kahru perişan etmesini isteyen o adam konu israil olunca süt dökmüş kedi. Tek bir kelime tepki yok.

Yazık...

Tabi birde, İslam adına onu bunu infaz eden ve eline geçirdiği yerlerde pervasızca insanların kutsalına saldıran halife hazretlerinin “İsrail fitneye karışmadığı sürece onlara dokunmayacağız” açıklaması var! Bak sen şu halifeye! Demek ki İsrail fitneye karışmıyormuş. Demek Filistinli mazlumların öldürülmesinde her hangi bir sakınca yok!

Böylece ne halt olduklarını bir kez daha kesin olarak duyduk, İşidtik!

Esed’in ve Baas rejiminin merhametsizliğine terk edilen milyonların dıramı devam ederken, Esed ve İsrail’e tek mermi atamayan İşid, ortalığı toza dumana veriyor. Suriye’de samimiyet sınavını kaybeden İran ve onun hizbullahından da bir şey beklemiyoruz zaten.

Bir köpeğin hangi ahırın kapısında yattığından sahibinin kim olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz!

Sahi ne demiş atalarımız?

Gâvurun  ekmeğini yiyen, gâvurun kılıcını sallar. O zaman, ekmek için Ekmelettin!

 

E mail:   akpinartahsin@hotmail.com

Twitter: @akpinartahsin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum