Bin Ladin "yine" öldü!

Bu satırların yazarı, son üç-dört yıl içindeki kimi dost sohbetlerinde, söz bir şekilde Bin Ladin, El Kaide veya 11 Eylül'den açıldığında aynen şöyle diyordu: "Günlerden bir gün, bir sabah uyandığımızda; ABD Başkanı'nın 'Bin Ladin'in bir silahlı çatışma sonucu ölü ele geçirildiği' yalanını dünyaya ilan ettiğini hep birlikte göreceğiz. Bekleyelim, görelim!"

*

İşte o "küresel gözbağcılık" günü, dündü.

ABD Başkanı Obama...

Bin Ladin'in, Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın kuzey doğusundaki Abbotabad kentinde düzenlenen bir operasyon sonucunda "öldürüldüğünü" ve "cesedinin ele geçirildiğini" iddia ediyordu.

Obama, "El Kaide'ye karşı savaşta büyük başarı" antetli "HİKAYE"sini, özelde Amerikan halkına, genelde dünya kamuoyuna ballandıra ballandıra anlatıyordu!

Hakikat şu ki, Bin Ladin, 2007'de eceliyle (böbrek yetmezliğinden dolayı) ölmüştü.

Daha önce Yeni Şafak'ta birkaç kez "Üsame Bin Ladin'in hayatta olmadığı" gerçeğine dikkat çekmiştim.

"Forrest Gump, Bin Ladin'le tokalaştı mı?" (6 Ocak 2008), "Bin Ladin Piyangosu hangi başkana isabet eder?" (19 Haziran 2008) başlıklı yazılarım bunlara örnekti...

"Bin Ladin'den Benazir Butto'ya" başlıklı yazımda ise fabrikasyon görüntüler ve sahte ses kayıtları sayesinde...

Dünya kamuoyunun Bin Ladin konusunda "ihtiyaca binaen" taammüden yanıltıldığından söz ederek, aynen şöyle demiştim:

" (..) Bütün bu haberler 'afiyetle yememiz' için, 'psikolojik harekat' mutfaklarında itina ile hazırlanıyor.

Vakti geldiğinde, Washington'ın Ladin'i bir köşede kıstırarak 'ölü ele geçirdiği' yolundaki flaş haberi de yine afiyetle yiyeceğiz!" (22 Mayıs 2009)

*

Dün birçok ekranda "Bin Ladin çatışmada öldürüldü" başlıklı Amerikan yemeğini hiçbir kuşku duymadan "gözleri bağlı" yiyen...

Washington'ın "YALANLAR" mutfağında pişirilen bu yemeğin üzerine afiyetle "uyumlu" analizler döktüren gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, siyasiler vs. sahne almışlardı.

Bazıları "Terörle mücadeledeki bu büyük başarının ardından, El Kaide misilleme yapabilir" diyordu!

*

Diğer bir yandan da, "El Kaide'nin üst düzey ideologlarından birisi"nin "intikam" açıklaması yaptığına haberler dair dünya basınında yer alıyordu.

"El Kaide" dediğimizde, aslında "Amerikan Markası" bir örgütten söz etmiş oluyoruz. Bin Ladin, bu dünyadan göçmüş olsa da, ABD'nin El Kaide'ye ihtiyacı var!

*

Ekranlar, "gururlu" Amerikan halkının, Beyaz Saray önündeki sevinç gösterileriyle dolu...

Yıllardır hakkında "fellik fellik arandığı" yanılsaması oluşturulan, aslında hiç aranmayan, "aranıyormuş gibi" yapılan...

Aranmayıp da beslenen...

Washington hesabına derin vazifeler yapmış; Fidel Castro'nun dile getirdiği gibi, "Her zaman Dabılyu Bush'un emrinde çalışmış"...

Sonunda "saklandığı!" yer altı konutunda böbrek yetmezliğinden ölmüş bir adamın...

Dört yıldır "kurmaca görüntülerle manen yaşatıldıktan sonra; "en uygun zamanlama" gözetilerek, resmen "öldürülmüş" olmasına...

Çılgınca sevinen, "gururlu" Amerikan halkını izledik, "gözlerimiz fal taşı gibi" kapalı!

İsrail Başbakanı Netanyahu da...

"Bu, teröre karşı omuz omuza mücadele eden demokratik ülkelerin paylaştığı bir zaferdir" diyerek, ABD Narkozu'nu pekiştiren "yardımcı rolde" oynuyordu.

*

Şu satırların yazıldığı esnada, ABD makamları hala daha "çatışmada öldürdüklerini" iddia ettikleri Üsame Bin Ladin'in cesedine dair herhangi bir görüntüyü gösterime sokamamışlardı! Bin Ladin'e ait olduğu ileri sürülen bir ceset fotoğrafının "photoshop"la üretildiği, kısa süre içinde ortaya çıkıverdi...

Peki ya ne yapmışlar?

Cesedi denize atmışlar!

Demek ki, sakladıkları bir hakikat var:

Çatışma görüntülerini filan geçtim, Ladin'in cesedini dahi gösteremiyorlar.

ABD'nin illüzyonu, işte bu noktada tamamen çuvallamış oluyor.

Doğrusu, Washington'dan çok daha inandırıcı bir "halkla ilişkiler" çalışması veya daha başarılı bir gözbağcılık numarası bekliyordum! Şu ana kadar, o bile yok.

Şayet, "Tam yediremedik galiba" diye bir kuşkuya kapılırlarsa, hiç olmazsa şu saatten sonra, belki bir kurmaca "ceset görüntüsü" hazırlığı falan yaparlar!

Ladin'in cesedini gösterebilmeleri de, gayet tabii hakikati değiştirmez ama bu numarayı dahi sergileyemediler, şu saate kadar!

*

İki yıl önce, Pakistan lideri Zerdari'nin Ladin'in hayatta olduğuna inanmadığına dair açıklamalarını hatırlıyorum, şu dakikalarda...

Ladin'in Pakistan'daki bir operasyonda resmen "öldürülmüş!" olması hakkında, Zerdari'nin ne düşündüğünü pek merak ediyorum...

*

"Kurgusal" 11 Eylül Saldırısı ile başlayan, "Kitle İmha Silahları" mizanseniyle devam eden Resmi Amerikan Yalanları dizisinin en çarpıcı örneği dünden itibaren gezegenimizin dört bir yanında vizyona girmiş bulunuyor.

ABD'nin Bin Ladin atraksiyonu...

Son dönemde eski popülaritesini kaybetmiş olan Obama'ya bir nevi "kan iğnesi" hükmüne geçerken; asıl, Afganistan'dan çok geçmeden çekilmek zorunda kalacak olmalarına "elverişli bir gerekçe oluşturma" operasyonudur!

Önceki ve Sonraki Yazılar