Dönüşü yok

Kürt Açılımı gündemi genişliyor, tarihi süreç mesafe alıyor. Terör örgütü PKK'nın tasfiyesinin "dönülmez akşamın ufkunda bir süreç" olduğunu; bu bağlamda Kürt sorununun çözümünün de bütün engellere, karşı koymalara rağmen hayata geçirileceğini buçuk yıldır ısrarla vurguladığımızı bu sütunun okuyucuları gayet iyi bilirler.

Türkiye'deki demokratik açılımın hayati bir parçası olarak Kürt Açılımı kaçınılmaz bir süreçtir.

***

Dahası, bu bir hükümet siyaseti değil; bir devlet politikasıdır.

Devlet kurumlarının ortak iradesiyle ortaya çıkan bir süreçten söz ediyoruz.

Statüko değişmemiş olsaydı, bugünkü Kürt açılımı da olmazdı.

Ankara'nın üç yıl önce "kapalı kapılar ardında" Washington'ın güdümünden çıkmasıyla…

Şimdilerde -Türkiye'nin yirmi beş yılına mal olan- hayati sorunu çözme iradesinin ortaya konulması arasında…

Birebir bir ilişki var.

***

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, çok az konuşan bir siyasi sima…

Ketumluğundan söz etmeye gerek var mı?

Bununla birlikte, Saadet Partisi'ni ziyaretinden sonra az ama öz konuştu; "Bu demokratik açılım devletin bir çalışmasıdır. Muhatap da millettir" diyerek hadisenin temelini işaretlemiş oldu.

Kürt Açılımı'nda "yol haritası" devlet kurumlarının inisiyatifindedir.

Kimilerinin iddia ettiği gibi "Öcalan'da veya DTP'de" değildir.

Kürt açılımı "ABD'nin Türkiye'ye dayattığı bir süreç" de değildir.

Tersine…

Washington Ankara'yı kaybettiği için/Irak'ta dönüşü olmayan bir yenilgiye uğradığı için bugün Türkiye bu devasa sorunu bütün yönleriyle çözme iradesini ortaya koyabiliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar