Gandi'nin Suflörü

Gandi'yi beyazperdede İngiliz aktör Ben Kingsley canlandırmıştı. Bizim politik sinemamızda ise Kemal Kılıçdaroğlu oynuyor.

Kemal Bey, Ben Kingsley'nin işini yaptığına göre, aslında CHP liderinin Kingsley kadar iyi bir aktör olup olmadığını tartışmak lazım!

*

Mesela...

Kemal Bey'in türban sorununu çözeceğine dair açıklaması, bizlere aktörlüğü ile ilgili hakiki bir fikir verebilir.

AKP hükümeti, türbana üniversitelerde özgürlük getirecek bir anayasa değişikliğine giriştiği vakit...

CHP'nin adeta uçarak Anayasa Mahkemesi'nin yolunu tuttuğunu, Kemal Bey'in de o yasakçı uçuşta yer alanlar arasında bulunduğunu hatırlayacaksınız. Türbanla ilgili düzenlemenin iptal edilmesi istisnasız bütün CHP'lileri ne kadar da sevindirmişti...

Kemal Bey, bu talihsiz hatırası hakkında, "Cebren ve hile ile o AYM koşusunda yer almak zorunda kaldığını" falan söyleyecek değildir, herhalde...

Buna karşılık, gayet tabii "parti disiplini" diye bir hikaye anlatması muhtemeldir!

Zaten, benim üzerinde duracağım husus da, işbu hatıra değil...

*

Ya? Kemal Bey'in "Bir öyle, bir böyle"ye dayalı oyunculuğuyla ilgiliyim, ben...

Genel başkanlığa aday olmayacağını kesin bir dille söyledikten çok kısa bir süre sonra aday olup CHP genel başkanı seçilen Kemal Bey'di, değil mi?

Çiçeği burnunda genel başkan iken Radikal'e "Biz gelirsek, türbanla üniversiteye girilecek" diyen; hemen ardından da "Yanlış anlaşıldığını" söyleyip geri adım atan da Kemal Bey'di.

Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildikten hemen sonra "Cumhurbaşkanı adayım" diye andığı Deniz Baykal'ı, önceki gün bir gazeteye verdiği demeçte çizdiği "Köşk adayı" profili ile bir kalemde siliverdi.

Sahi...

Kemal Bey "Bir öyle bir böyle" aktörlüğünü kime borçlu olabilir?

On gün önce İzmir'de "Ben de Baykalcıyım!" diye konuşabilecek kadar kara mizah ustası olan "Deniz Bey'in elli üç yıllık arkadaşı"na, tabii ki!

Yeri geldikçe söylerim: Önder Sav, Türk siyasi hayatının uzatmalı Önder Somer'idir.

Sonuncusundan başlayayım; Önder Bey'in Baykal'ın Hüsamettin Özkan'la buluşmasından rahatsızlık duyduğunu dünkü basından öğrendik.

Önder Sav, geçen Mayıs'ta CHP filmi siyaset sinemalarımızda kapalı gişe oynarken, daha doğrusu Baykal istifasını açıkladığı vakit...

Etrafındakilere "Deniz Bey'in istifa beyanını dikkatli okuyun, bu istifa değil geri dönüş açıklamasıdır" deyip düğmeye basmıştı da, Baykal'ın dönüş yolunu birkaç gün içinde "statükocu elleri" ile kapatıvermişti.

O günlerde, Kemal Bey, Deniz Baykal'ın evinden ayrılırken "Aday değilim" demişti ya; bu stratejiyi Kılıçdaroğlu'na sufle edenin Önder Sav olduğunu söylemeye gerek var mı?

*

Önder Sav'ın Haziran ayı başında bir internet sitesine verdiği röportajda söyledikleri ise unutulacak cinsten değildi.

"Herkesi ters köşeye yatırdım!" diyordu, Sav!

Deniz Baykal'dan, partililere, oradan basın mensuplarına kadar, hemen herkesi ters köşeye yatırmıştı, Önder "Somer!"

Kurultay stratejisini çok geçmeden "halka açarak" çoklarını şaşırtmıştı, Önder Sav!

Kemal Bey'in "Ne bir gün erken, ne bir gün geç" hangi gün aday olacağına kadar hesaplamıştı...

Adaylığı öncesinde Kemal Bey'le sanki "beraber yürümeyeceklermiş gibi" ters köşe bir intiba bıraktığını bile anlatmıştı:

"-Kemal Bey adaylık toplantısını kendi olanağı ile yapsın, parti olanağını neden kullanayım onun için?' dedim...

Bunlar zannettiler ki, biz Kemal'le ayrıyız ve ben onu paramparça edeceğim! Tam bir hedef saptırmaydı, o yaptığım!"

*

Pazar günkü Hürriyet'te Kemal Bey'e soruyorlar, "Önder Sav'ın memuru olarak anılmak sizi rahatsız ediyor mu?" diye...

Gandi'yi oynayan siyasi aktörümüz, "Hayır" diyor ve ekliyor:

"Parti içinde güzel bir çalışmamız var, ben hayatımdan memnunum..."

*

Kemal Bey'in muhtemel referandum yenilgisi suyunun ısınmasına yol açmayacak, elbette...

Buna mukabil...

"Gandi Kemal" genel seçimde CHP'ye "Politbüronun ve arkasındaki babaların arzu ettiği seviyede" bir oy artışı getiremediği taktirde...

"Suflör" Önder Sav...

Önceki ve Sonraki Yazılar