Süleyman Arslan

Süleyman Arslan

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na,

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na,

Malumunuz olduğu üzere, Anayasa’nın 24. ve 41. Maddelerinde başörtüsüne ve ailenin korunmasına dair değişiklik yapan kanun teklifi ve gerekçesi 9 Aralık 2022 tarihinde TBMM’ye sunulmuştu. Bu anayasa değişikliği kanun teklifinin 19 Ocak 2023 Perşembe günü Anayasa Komisyonu'nda görüşüleceği öğrenilmiştir.

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanlığım döneminde İnsan Hakları Bağlamında Ailenin Korunması Hakkı konulu uluslararası bir sempozyum düzenlemiş biri olarak konuya ilişkin ufak bir katkıda bulunmak isterim. (Sempozyum Bildiriler Kitabını ve Sonuç Bildirisini bu linkten indirebilirsiniz: http://suleymanarslan.net/kategoriler/ailenin-korunmasi-hakki/ )

Esasen Türkiye’nin hiç bir uluslararası insan hakları sözleşmesine ihtiyaç duyurmayan gelişmiş bir anayasaya ihtiyacı bulunmaktadır. Nitekim Cumhurbaşkanımız da İnsan Hakları Eylem Planı’nın tanıtım konuşmasında bu eylem planını özgün bir Anayasa ile taçlandırmak istediklerini açıkça belirtmişlerdir. Bu ihtiyaç varlığını tüm ağırlığıyla hissettirmeye devam etmektedir. Bununla birlikte, gündemdeki anayasa değişikliğinin de konjonktürel aciliyeti nedeniyle desteklenmesi gerekmektedir.

Aile sadece Türk toplumunun temeli değil tüm insanlığın temelidir ve evrensel insan hakları arasında yer almaktadır. Sadece Anayasamızda değil evrensel insan hakları beyanname ve sözleşmelerinde de düzenlenmiştir. Bu nedenle anayasa değişikliği teklifinin genel gerekçesine BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi Madde 16/3 ve BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi Madde 23’teki “Aile, toplumun doğal ve temel birimidir. Toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahiptir.” şeklindeki hükme atıfta bulunulmasının faydalı olacağını düşünüyorum.

Diğer yandan, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı sonrası milletimize ilk hedef ve ideal olarak bütün dünyada medeni bir toplum olmayı göstermiş, medeniyetin esası, kalkınma ve kuvvetin temelinin kadın ve erkekten oluşan sağlıklı aile hayatı olduğunu ifade etmiştir. 31 Ağustos 1924 tarihli Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nde yayınlanan 30 Ağustos 1924 tarihli Dumlupınar Söylevi’nde Atatürk “Efendiler, milletimizin hedefi, milletimizin mefkûresi bütün cihanda tam mânasıyla medenî bir heyeti içtimaiye olmaktır.”, “Medeniyetten bahsederken şunu da katiyetle beyan etmeliyim ki, medeniyetin esası, terakki ve kuvvetin temeli, aile hayatındadır. Bu hayatta (aile hayatında) fenalık, muhakkak içtimaî, iktisadî, siyasi aczi mucip olur. Aileyi teşkil eden kadın ve erkek unsurların hukuku tabiiyelerine malik olmaları, aile vazifelerini idareye muktedir bulunmaları lâzimedendir.” ifadelerine yer vermiştir. Daha sonra 27 Ağustos 1925’te İnebolu’daki Şapka Nutkunda da “Efendiler, içtimai hayatın mebdei, ukdesi aile hayatıdır. Aile, izaha hacet yoktur ki, kadın ve erkekten mürekkeptir.” ifadelerini tekrarlamıştır.

Bu nedenlerle yukarıda belirtilen ibarelerin Komisyon müzakerelerinde ve Genel Kurul görüşmelerinde dikkate alınmasının, Anayasa Değişikliği Kanun Teklifi’nin Genel Gerekçe’sine eklenmesinin Kanunun kabulü isteğini ve gerektiğinde halkoylaması sürecinde toplumsal kabulü arttırabileceğini düşünüyor, teklif ve talep ediyorum.

Saygılarımla.

Av. Süleyman Arslan

05337672709

avsuleymanarslan@gmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum