Aç Pencereni Ey Yâr!

 

Aç hadi durma.

Aç pencereni.  Kendin için… Dostların için. Sevdiklerin için.

Pencereni kapalı tutman akıl kârı değil, ziyanıdır.

Fikir penceresi açık olmayan nasıl yenilenebilir söyle! Nasıl tazelenebilir? Nasıl ışıklarla donanabilir? Nasıl kelimelerle kuşanabilir? Nasıl aşkın pazarında can verebilir? Nasıl?

Aç pencereni!

Önce kendine. Aç ki, hayat girsin. Tüm neşesiyle, cıvıltısıyla… Taze baharlar getirsin yüreğine.

Aç pencereni!

Rüzgara yol ver. Dokunsun sana… Çekinme. Dağıtsın saçlarını tel tel... Dağılmadan toplanma olmaz bilirsin. Bulanmadan durulma, karışmadan düzelme olmaz…

Aç pencereni!

Dağın ötesinden bir koku getirsin sana… Demlenmiş bir koku olsun. İçinde bin baharı barındırsın renk renk… Çiçeğiyle, böceğiyle… Ümitler olsun içinde, neşeler, sevinçler, coşkulu çığlıklar bir de…

Az biraz da hüzün…

Bilirsin, hüznü bilmeyen yürek aşka yâr olmaz.

Bilirsin, hüznü bilmeyen gönül aşka karar kılamaz.

Ve aşkta karar kılamaz.

Sus! Ses etme sakın. Sakınma hiç hüzünden kalbini. İnan, biraz hüzün çok iyi gelecek.

Sızlayan bir yüreği hangi yâr istemez ki! Ya ürperen, ürpeti ürperti titreyen, ritmi değişen bir kalbi?

Bak ürperdi işte kalbin. Ne kadar da güzel sesi dinle. Ve ne kadar ahenkli!

Aç pencereni!

Durma. Durman biraz gaflet, biraz da aymazlık içerir. Yapma böyle. Bu ne sana yakışır, ne de sevda sevda atan kalbine!

Senin durman, pencereni açmayışın yâr kalbinin tekleyişidir. Bilesin. Yapma bunu!

Yâr kalbini tekletmen kendi kalbinden de, hayatından da olman demektir.

Hadi o vakit. Durma. Aç pencereni!

Aç pencereni ey yâr!

Aç ki, yâr olduğun bileyim. Beklediğin, yol gözlediğin, yolumu gözlediğin bileyim.

Bileyim de,  bir tamam sevineyim.  Sevineyim ki, daha çok seveyim.

Çıkıp yükseklerde bayram eyleyeyim.

Ve her yana ‘Yârdan bana haber geldi’ diyeyim.

Aç pencereni!

Güneş girsin. Işısın gönlün önce. Huzme huzme süzülsün sevda güneşi ruhunun derinliklerine.  Isıtsın sonra da bir tamam. Tüm soğuk algınlıkları, üşümeler terk etsin seni.

Aç pencereni.

Güneş girsin. Girsin ki, yabanlık, yanlışlık, karanlık, hazımsızlık, kendini beğenmişlik adına neyin varsa yaksın. Kül etsin.

Aşk gönlüne yâr olmuşsa, köz de olmalısın, kül de…

Kül olmadan gül olmak nerede görülmüş? Aşkın diyarında önce kül olunur. Sonra gül.

Ve işte o zaman en güzel gül bulunur. Yâr perdeyi kaldırır ve hâneye aldırır.

Duymadın mı hiç? ‘Gülü gül ile tartarlar! Gülden terazi tutarlar!’ Bu meydan er meydanıdır. Can meydanıdır. Candan geçenlerin meydanıdır. Bin can ile bir cânâne gitmeye azmetmişlerin meydanıdır.

Aç pencereni!

Bunun için aç. İnsan olmak için, irfan olmak için.

Durma. Aç pencereni. Güneş girsin.

Girsin ki gün doğsun yüreğine.

Aç pencereni!

Yol görünsün. Yolcu görülsün.

Aşık seçilsin.

Sadık seçilsin.

Nadan çekilsin.

Ağyar çekilsin

Aç pencereni!

Söylenmeyi bırak, sızlanmayı bırak. Gayrete gel. Halvete gel. Celvete gel.

Nerede kaldı bu postacı yahu diyorsun. Müjdeci nerede? Yâr nâğmesi nerede? Söyleyin yetişsin gayri diyorsun!

Gözüm yolda, gönlüm darda, daha fazla eğleşmesin bir yerlerde diyorsun.

Aç pencereni o zaman!

Aç ki, göresin ve görünesin.

Aç pencereni!

Aç ki, yeni fikirler girsin. Yeni düşünceler, yeni lezzetler, yeni bakışlar girsin.

Aç pencereni!

Açmazsan yenilenemezsin. Yeşeremezsin. Gelişemezsin. Donanamazsın bilgiyle, fikirle, görgüyle, irfanla…

Ve aşkla!

Kuru kalırsın. Koruk kalırsın. Donuk kalırsın.

Ve donakalırsın.

Yâr gelmez açmazsan pencereni.

Bakakalırsın!..

Bakakalırsın!..

canbolatugur@gmail.com/https://twitter.com/ugurcanbolat https://www.facebook.com/iyibakkendine7

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.