Enfeksiyon Kapma!

Bu riskimiz var mı? Var! Kuvvetli de üstelik.

Mevsim de buna müsait. O nedenle enfeksiyon konusunda dikkatli olmalı, tedbirsiz davranmamalıyız!

Özellikle anneler, bilhassa okul dönemlerinde çocuklarının enfeksiyon kapmasını, çocuğunun bununla başının derde girmesini istemez.

Duyarlı aile büyükleri bu nedenle konuya yakınlık duyar enfeksiyon riskleri hakkında bilgilerini geliştirirler. Belirtileri konusunda da duyarlılık eşiklerini yükseltirler.

Ateş, şiddetli baş ağrısı, kusma, ense sertliği, patolojik refleksler, nabız durumu gibi pek çok hususta hatırı sayılır bilgilere sahiptirler. Araştırmışlıkları vardır.

Bu konularda gazetelerin sağlık köşelerini takip ederler. TV programlarına dikkat kesilirler, radyoların sağlıkçı konuklarına alaka gösterirler.

Bu gayretlerin tümü sağlık sorunu yaşamamak içindir. Kendilerini, eşlerini ve çocuklarını koruma altına alır, himaye ederler.

Bu elbette çok tabii bir reflekstir. Olması gerekendir. Enfeksiyon kapıp yataklara düşmeyi engellemeye matuftur. Koruyucu çalışmalardır.

Peki enfeksiyon bunlarla mı sınırlıdır? Hayır!

Yalan önemli bir enfeksiyondur aslına bakarsanız. Yalan virüsü bir kez bünyenize girip yerleşti mi, artık sizin için kimse ‘Geçmiş olsun’ diyemez!

Zira geçmez, yerleşir ve öylece kalır.. İyileşme görülmez. Tahribatına devam eder. Tüm bünyeyi bir ahtapot gibi sarar. Sağlık tek bir nokta bile bırakmaz.

Kişinin ruhsal bütünlüğünü bozar. Moral dünyasını yerle bir eder. Hayattan tat almasını engeller.

Yalan virüsüne maruz kalan kişi genellikle bu ‘İllete’ yakalandığını söylemez. İtiraf etmez. Hekimine gitmez. Muayene olmaz. Reçete almaz.

Kendini ölüme mahkum eder!

İşin önemli bir yanı da enfeksiyon kapanlar başkasına bulaşmaması için özenli davranır. Dikkat eder. Koruyucu çalışmalar yapar. Hatta ‘Aman yaklaşma, sana da bulaşmasın’ şeklinde dostane uyarılarda bulunur. Muhatap olduğu kişi de bunu bilir ve tedbir alır.

Yalan enfeksiyonuna maruz kalan ve bunu bünyesine alan kişideyse durum böyle değildir. Kendini korumadığı gibi bu virüsü başkalarına da bulaştırır. Hiç sakınmaz. Hatta sakınması bir yana başkalarını zehirlemekten ‘Marazi’ bir zevk bile alabilir.

Bunu giderek bir hayat tarzı haline de dönüştürebilir.

Çift taraflı risk barındırır kısacası!

Sözünde durmamak, vadini yerine getirmemek, yapacağım dediğini yapmamak, aldığı borcu gününde ödememek de aynı şekilde sosyal hayatımızı bozan bir virüs değil midir? İnsanlar arasından olmazsa olmaz diyebileceğimiz ‘Güven duygusu’nu dinamitlemez mi? Birbirileri ile konuşurken, ‘Karşımdaki bunu söylüyor ama acaba aslında ne demek istiyor?’ fikrine sürüklenen toplumda bu virüs işler halde değil midir?

Yalan virüsü güven gibi önemli bir cevheri kaybetmemize sebep olur!

Bu yazı üzerinde düşünürken Bursa’dan bir arkadaşım bir yakınına yapılan bir iftiradan bahsetti. Gün boyu ailece nasıl sıkıldıklarını dile getirdi.

Evet iftira da toplumsal yaşamı hedefleyen, huzur kaçıran önemli bir virüstür. Muhakkak kaçınılması gerekir. Korunma tedbirleri geliştirilmelidir. Antivirüs çalışmalarına hız verilmelidir.

İftira diğer toplumun genetiğini bozan önemli bir virüstür.

Masum insanların ruhlarının darağacına çekilmesinden farkı yoktur.

Riya davranışları da bir virüstür. Gösteriş üzerine kurulu olan, tamamen başkalarına verilecek ‘Hava’ etrafında oluşturulan bir davranış zehirleyici değil midir? Küçültücü sayılmaz mı?

Aynı şey gururlu tavırlar, küçümseyen edalar, üstenci bakışlar, sadece ‘Ben bilirim’ söylemleri içinde aynen geçerlidir.

Kin duygusu da en çok tahrip edenlerden… Yıllarca bünyeden çıkmaz ve insan duygularını felç eder.

Tahrip ediciliği yüksektir.

Anlayışsızlık, saygısızlık, vefasızlık, değer bilmezlik insan gönlüne atılan en zehirli tohumlardır. İçinde yüksek oranda bakteri barındırır.

Ciddi bir enfeksiyon nedenidir. Kaçınmak zaruridir.

Ruhumuzu muazzep eden şey, bu virüslerden kaçamayışımızdır.

Fark edemeyişimiz, bunlara karşı yeterli bilgi donanımına sahip olamayışımızdır.

Onlara karşı nasıl tavır almamız gerektiği konusunda yeteri kadar düşünmüş olmamamızdır.

Yapılacak şey nedir peki?

Bu virüsleri tanımaktır. Neleri kaybedebileceğimizi idrak etmektir. Mânevi bünyemizde açacağı tahribatın boyutları hakkında gerçekçi düşünerek enfeksiyon kapmamak için gerekenleri bir an evvel yapmaktır.

Nasıl ki, bedensel bir rahatsızlığımız olduğunda hekime gidiyor, şikâyetlerimizi bir bir sıralıyor ve bize doğru bir çözüm üretmelerini istiyorsak burada da aynı hassasiyeti göstermeliyiz.

Rumuzu zehirleyen, vicdanımızı körelten gönlümüzü dumura uğratarak sevdasız hâle getiren virüsleri teşhis etmeliyiz.

Tespit etmeliyiz.

Biz yapamıyorsak buna ehil olan bir dost yürek bulmalıyız. Ona tedavi ettirmeliyiz.

Sonra ise enfeksiyon kapmamak için ciddi biçimde özen göstermeliyiz.

09.11.2012 canbolatugur@gmail.com/https://twitter.com/ugurcanbolat https://www.facebook.com/iyibakkendine7  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum