SAFRANBOLU’NUN SÜLEYMAN HOCASI

ASLINDA sınırlamak hiç doğru değil ancak yer tahsisi yapmak için böyle bir başlığı uygun buldum.

Heyecanlı bir insan. Bitmeyen bir enerjisi var Süleyman Karakaş hocanın. Bu gayret, bu heyecan sadece kendisiyle ilgili ve bununla sınırlı değil.

Belki de ona bir sancı insanı demek daha doğru olur. Evet, böyle diyebiliriz.

İnsan olma ıstırabı yaşıyor.

Yıllardır gözlem yapıyor, tespitlerde bulunuyor, tanımlamalar yapıyor insana dair. Beşeriyet mertebesinden yani sadece canlılık emaresi gösterebilen bir varlık olmaktan çıkıp insaniyet seviyesine nasıl yükselebileceğimizin bireysel çabasını gösteriyor.

Öğrencileri var yıllardır emek verdiği. Bende kendisini Hatice Fahrunnisa Kaykı vesileyle tanımıştım bir sene evvel.

Birlikte çabalıyorlar. Biz buna çapalıyorlar da diyebiliriz aslında.

Zihnimizi istila eden ayrık otlarından arındırıp doğru düşünmeyi öğretiyorlar. Yeniden düşünmeye çağırıyorlar bizleri. Her şeyi önümüze koyup doğru terazilerle tartmamızı ve hayatımızı bilerek yaşamamız gerektiğine işaret ediyorlar.

Ayrıntılarını burada başarı ile veremeyeceğim derinlikte gözlemlerde bulundular. İslami esaslar çerçevesinde hayatı okuyup zamanı yorumluyorlar.

Sadece fiziksel doğumla yetinmeyip akıl ve ruh doğumlarımız konusunda dikkat çeken bilgiler veriyorlar.

İnsan etkileyen ama bir o kadar belki de daha fazla etkilenen bir yapıda. Varlık ailesinin bir üyesi olarak kâinatta olup biten her hadiseden etkileniyoruz. Herkeste nasıl zuhura çıkıyor ve hangi sebeplere bağlı olarak gelişiyor tüm bunlar sohbetlerin konu başlıklarından bazıları sadece.

İnsanın dört zindanından bahsediyor Süleyman Karakaş hoca. Bunları; korku, endişe, telaşe ile şek/şüphe olarak tanımlıyor. Dikkatle irdelendiğinde bu dört zindanın içinde hayatımızı nasıl hapsettiğimizi rahatlıkla görebiliriz.

Yedi aydır Safranbolu’dan İstanbul’a gelerek “Kendilik Bilinci Dersleri” adını verdiği derslerde bizlere kendimizi tanıma, bulma ve geliştirme hususundaki ulaştığı bilgilerini paylaşıp sorularımızı cevaplandırıyor.

Anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor.

Ve anlaşılmak istiyor.

Bizden sadece bunu bekliyor.

Yine aynı amaca matuf olarak dört aydır Hatice Fahrunnisa Kaykı “Esma Sohbetleri” yapıyor. Hoca ve öğrencisinin dersleri muhteva anlatım biçimleri farklı da olsa bizleri tamamlıyor.

Herkese açık etkinlikler bunlar ve ücretli değil. İlgi duymak ve meseleyi ciddiyetle takip etmek yetiyor.

Demem o ki; kendini dert edinen, dünyaya geliş amacını çözmeye çalışıp buradaki görevini şuurla yerine getirmek isteyenler için önemli bir fırsat.

Geçen hafta bir değişiklik olsun diyerek dostlarımızla birlikte Safranbolu’ya giderek hocanın misafiri olduk. Eşi, çocukları ve arkadaşlarıyla karşılandık ve adım adım gezdirildik.

Tek tek ilgilenildik.

Güzel anlar yaşadık ve yeni hatıralar biriktirdik. Elbette anlatımlar oldu, sohbetler gerçekleştirildi. Bendirler eşliğinde musikinin nağmelerine eşlik edildi.

Demem o ki; artık o Safranbolu’nun, Karabük’ün Süleyman Karakaş hocası değil, bizlerin de hocası.

“Kendilik Bilinci Dersleri” ile bu bağ güçlenerek yine her ay devam edecek.

Kim bilir belki yine bir gün bir Safranbolu daha yaparız.

Kabul eder mi demeyin, eder.

Kendimizi arama, tanıma, bulma, tanış olma yolunda gayret gösteren tüm ehli kalbe selam olsun!

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
11 Yorum