Edepsizlerden Edep Dersi..!

Edepsizlerden Edep Dersi..!


İki bölüm halinde yayınlamış olduğumuz “Kancık Kurt ile Çoban Köpeğinin Hikayesi” başlıklı yazımızda “kancık” kelimesi geçiyor diye bir okurumuz düzeysiz bir yorum göndermiş.


Güya “edep” başlığı altında bizim edepsizliğimizden dem vurmuş ve “Muhafazakâr basın diye hitap edilen kesim yazılarında dilde iğrençleşmeye doğru yol alıyor. En pis ağza alınmayacak üslupta yazılar yazıyor.” Demiş.


Ya Rab ne günlere döndük..! Edepsizlerden edep de mi öğreneceğiz artık?


Solcu bilinen Nazım Hikmet son karısı olan Vera’yı  eski kocasına haftalığına bir gün göndermesi pek mi edep oluyor?


Bunu da ben uydurmuyorum merak etme sayın yorumcu. Nazım Hikmet’in Son Yılları adlı kitabında  yoldaş (!) Zekeriya Sertel şöyle yazıyor;


“...Oysa, tutulduğu Rus kadını (Vera) evliydi ve bir çocuğu vardı. Rus kadını, 28 yaşlarında, genç ve güzelce bir kadındı. Kalın ve şehvetli dudakları vardı. O zaman Nâzım 58 yaşındaydı. Nâzım, ihtiyar ve hasta bir adamdı. Bu evlilik hayatı, nasıl olsa çok sürmeyecek ve kadın (Nâzım’dan) zengin bir mirasa konacaktı. Onun için Nâzım’a iki şart koşmuştu: Mutlaka resmi nikâh yapmak, hafta sonlarında (eski kocasının ) evine gidip, bir-iki gün çocuğuyla kalmak. Hatta Vera, Nâzım’la ilişkisini, kocasına da bildirmiş, ondan izin istemişti. Kocası, Nâzım’a kadar gelerek, karısının ileri sürdüğü bu iki şart üzerinde, ısrar etmişti. “Resmen nikâh yapmaz, karımın çocuğunu görmek için, haftada bir, eve gelmesine izin vermezseniz, ben de onu boşamam” demişti. Yani karı-koca, bu işi beraber kararlaştırmışlardı. Oyun açıktı, ama Nâzım, bunu görecek halde değildi. Vera’yla evlenebilmek için, bütün şartları kabule hazırdı. Nikâh da yapacaktı. Kadının çocuğunu görmesine de izin verecekti.”


Ama Vera bununla da kalmıyor, hafta içinde de, canı istediği zaman da eski kocasının yanına gidiyor, bir – iki gün gözükmüyordu. Bu durum için bırakın Nazım Hikmet’ten izin almayı haber bile vermiyordu. Aynı kitapta bu ifadelere rastlarsınız.


Önder Sav’ın kainatın efendisi olan, herkesin ağzında düşürmediği yüce insan hakkında sarf etmiş olduğu galiz laflar pek mi edep oluyor?


Solcu Halil Ergün’ün bir türkü barda eğlenirken içkiyi fazla kaçırınca istenmeyen görüntüler vermesi ve daha önce de trafikte polislere yaşattığı olaylar pek mi edep oluyor?


(Kaynak: http://www.haberler.com/halil-ergun-yine-sasirtti-haberi/)


DSP’’den Üsküdar Belediye Başkanı Adayı olan Levent Kırca’nın skeçlerinde hep belden altı espriler yapması pek mi edep oluyor?


İçki masalarında yoldaşların, solcuların dansöz oynatıp onlara para yapıştırmak edep mi oluyor?


Sizler edebi kabul etmezsiniz.  Edep Arapça’dan gelme bir kelimedir. Sizin zaten Araplara ve Arapça’ya karşı da inanılmaz bir alerjiniz var.


Ama sizin gittiğiniz yerlerde “edep” kelimesinin “e”si geçmez iken muhafazakâr dediğiniz kişilerin gönüllerinde hep “Edep ya Hu!” sözü geçer.


Gidin isterseniz Beşiktaş’a. Ne de olsa entelektüel bir yer. Beşiktaş ile Ortaköy arasında Çırağan Sarayı’nın arka tarafında dik yokuş ile çıkılan yerde Yahya Efendi Camii var. Bu mütevazı mescidin giriş kapısında “Edep ya Hu!” yazar.


Sizler solcusunuz ve entelektüelsiniz ya. Ancak o yazılan yazıların manasına değil süsüne püsüne bakarsınız.


Ama bana da “kancık” kelimesini kullandım diye edepsiz yaftası yapıştırdın ya sayın yorumcu, helal olsun.


Bir kere sen “kancık” kelimesinin anlamını da bilmiyorsun. Sen yorulursun diye senin yerine ben o kelimenin manasını araştırdım. İnanmazsan sen de bakabilirsin. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde kancık kelimesi için; hayvanlarda dişi, dönek, güvenilmez diye yazıyor.


Bu kelime mi beni edepsiz yapacak?


İlahi güldürdün beni sayın yorumcu…


Köşemize taşıdığımız bu hikâyeyi dünyaca herkesin takdir ettiği ve Türkler’in yetiştirmiş olduğu büyük idareci, siyasetçi ve ilim adamı Nizamülmülk’ün Siyasetname adlı kitabından aldık. Kendimizden uydurmadık.


Ama siz böyle kitapları okumazsınız. Siz ancak Ne mucize Ne efsun / Ne örümcek ne yosun / Çankaya yeter bize / Kabe Arab'ın olsun...” gibi deli saçması sözlerin yazarı Kemalettin Kamu tıynetli insanların kitaplarını okursunuz.


Sayın Yorumcu,


Ben edebi kimlerden ve nasıl alacağımı iyi bilirim, sen hiç merak etme. Önce senin gibi düşünen edep özürü kimseler, kendi evlerinin önünü temizlesin.


Belki de temizlemek için sizin gibilere bir ömür yetmez…


 Eleştiri ve önerileriniz için;

yazarcezmi@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum