Ne İdik, Ne Olduk? – Yahut – Haydi Çocuklar Kur’an’a

Ne İdik, Ne Olduk? – Yahut – Haydi Çocuklar Kur’an’a

Toplumumuz o kadar hızla değişiyor ki anlamak mümkün değil. On yıl öncesiyle şu an ki zaman arasında çok büyük değişiklikler var.

Değişim teknolojiyle birlikte paralel hareket etmekte.

Televizyonun, internetin, cep telefonunun hayatımıza girmesiyle birlikte toplum büyük erozyona uğradı.

Aslında bizim için büyük bir nimet olan bu araçları nedense hep kötü tarafından kullanıyoruz.

Seyrettiğimiz filmlerin ne kadarı eğitici?

İnterneti acaba bilgi amaçlı mı kullanıyoruz?

Ya cep telefonlarını? Sadece iletişim mi kuruyoruz? Yoksa çene mi çalıyoruz dakikalarca?

Değer yargılarımız acayip bir şekilde değişirken geçmişin izlerini tamamen üstümüzden silmeye de çalışıyoruz.

Kültürümüz, geleneklerimiz ve göreneklerimiz bile bu değişimin içerisinde yerini alıyor. Ahlâk değerlerimiz bile neredeyse ayaklar altında. Bunu abartmadan söylüyorum.

Size vereceğim iki örnekle benim ne kadar haklı olduğumu anlayacaksınız.

Bir sabah işe gitmek için yola koyulmuşken sokağın başında bizim mahalle camimizin müdavimlerinden Batmanlı Hacı Mehmet Amcayla karşılaştım. Güleç yüzlü, hafif sakallı ve mütefekkir birisi olan Hacı Mehmet Amcayla ayaküstü konuşurken bir kadıncağız ona doğru geliyordu.

Hacı Mehmet Amcaya bakarak; “Hayırdır bu teyze, yengemiz mi? “ diye sordum. O da evet deyince, teyzeme döndüm; “Teyze neden Mehmet Amcamdan uzak gidiyorsun?“ sorunca sadece mahcupça bakarak omzunu silkti. Araya Hacı Mehmet Amca girerek; “Bizim oralarda öyle” dedi. Ben de teyzeme “Teyze bak Mehmet amcamdan uzak gidersen başkaları alır kaçırır.” Diyerek latifede bulundum.

Aslında biraz abartılı bir durum olsa da burada teyze, eşine ne kadar sadık olduğunu gösteriyor. Çünkü aile kurumunda en önemli olan kadının ve erkeğin birbirine sevgiyle ve saygıyla davranmasıdır. Erkek, kadınını kollayıp gözetmeli, kadın da iffetinden taviz vermemelidir ki, aile müessesesi yürüsün. Belki bu yazdıklarım çoğu feministlerin hoşuna gitmeyecektir ama bu söylediklerim gerçeklerin ta kendisi.

Diğer olay da bunun tam zıddı. Ne idik, ne hallere düştük denilecek cinsten.

Bir sabah parka gitmiştim. Parkta otururken bir kız ile bir erkek lise öğrencisi geldi. Kızcağızımızın sadece başı kapalı. Burada iffetli kapalı bayanları tenzih ederim. U şeklinde konulmuş üçlü bankoya oturdular.

Hafiften cilveleşmeden başlayan hareketleri daha da ileri giderek dudakların yapışmasında bitti. Orada bulunan çoluk çocuk da onlara dikkatli dikkatli bakıyorlardı. En sonunda dayanamadım ve yanlarına giderek “ utanmıyor musunuz çoluk çocuğun içinde böyle yapmaktan?” diyerek çıkıştım. Sonra kendilerini toparladılar ve ayağa kalktılar. Çocuk söylenmeye başlayınca ben de biraz sesimi yükseltmek zorunda kaldım ve ikisi de koşar adım gittiler.

Rahmetli Necip Fazıl ne güzel demişti; “Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, / Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem” diyerek.

Bazı kızlarımız tarafından sadece sükse olsun diye takılmaktan öteye gitmiyor başörtüsü. Bunu kullanırken bile iffetini yerler altına alanlar sayesinde İslam’ı yaralamaya çalışıyorlar.

Burada önemli olan başörtüsünü kullanırken niye kullandığımızın bilincinde olmak gerekir. Sadece saçları kapatmak değildir başörtüsü. Namussuzluğu, iffetsizliği, ahlaksızlığı da yapmamaktır.

Dedik ya toplum büyük bir erozyona uğruyor.

Bunun önüne bir an önce geçilmelidir. Burada hem devletin hem de ebeveynlerin büyük sorumluluğu var.

.......

Okullar tatile girdi. Bu yaz dönemini çok iyi değerlendirilmesi gerekli çocuklar açısından. Onları her halükarda yaz Kur’an Kurslarına göndermeliyiz ve teşvik etmeliyiz. Orada dinin gereklerinin binde birini bile öğrenseler onlar için büyük kârdır.

Bunları niçin istemeliyiz?

Çünkü annesine, babasına bağlı, büyüklerine saygılı bir çocuğumuz olsun istiyorsak.

Çünkü akla hayale gelmeyen uçuk fikirlere, hareketlere ve izm’lere bulaşmasını istemiyorsak.  

Çünkü Cem Garipoğluvari gençler yetişmesini istemiyorsak.

Çünkü içki müptelası gençler yetiştirmemek için.

Çünkü vatanına bağlı gençler yetiştirmek için.

Çünkü dinini diyanetini bilen, Allah’ını tanıyan, Peygamberini bilen gençler yetiştirmek için.

Onun için dostlar sizden ricam çocuklarımızı mutlaka bu kurslara göndermeliyiz ve teşvik etmeliyiz. Bu konuya cidden çok önem vermeliyiz.

Eğer göndermemek gibi bir hataya düşersek sonradan çok ahlayıp vahlarız.

 

Eleştiri ve önerileriniz için;

yazarcezmi@hotmail.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
10 Yorum