28 Şubat'a mizahi dille odaklanan "Akşam Yemeği" filmi izleyicilerle buluştu

28 Şubat'a mizahi dille odaklanan "Akşam Yemeği" filmi izleyicilerle buluştu

Filmin yönetmeni Ayşe Şahinboy Doğan:- "Kısa filmimizde galip ve mağlubun kesin bir şekilde ortaya çıkarıldığı, sloganik bir dil tercih etmiyoruz. İzleyenlerin konu hakkında düşünmesini istiyoruz"

İSTANBUL (AA) - AİŞE HÜMEYRA BULOVALI - Ayşe Şahinboy Doğan ve Berrak Sağlam'ın yönettiği, Ayşe Sevim'in kaleme aldığı 28 Şubat dönemini mizahi bir dille ele alan "Akşam Yemeği" adlı kısa film izleyicilerin beğenisine sunuldu.

YouTube üzerinden yayınlanan filmin oyuncu kadrosunda Osman Doğan, İsmail Volkan Ceylan, Nurdan Albamya İnce ve Rabia Albayrak Değirmenci yer alıyor.

Filme ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Ayşe Şahinboy Doğan, 28 Şubat'ın yakın tarihte yaşanan karanlık bir süreç olduğuna işaret ederek, bu sürecin belirgin yönlerinden birinin başörtüsü yasakları olduğunu söyledi.

Doğan, kendi adına o sürece değinerek, "Kovulduğumuz kapılar, hakarete uğradığımız ortamlar, manevi şiddet gördüğümüz sanat dünyası ve dahası anlatmakla bitmez. Lakin başörtümden dolayı bizi aşağılamaya çalışanların yaptıklarını anlatıp onlara pirim verme niyetinde değilim. 28 Şubat ben ve benim gibi niceleri için mücadele demek. Onlar haklarımı elimden almaya çalıştıkça ben daha çok gayret ettim. Biz hiç kaybetmedik vesselam. Yol almamız biraz uzun sürdü o kadar." dedi.

- "Mücadelenin anlatıldığı her platform 'mağdur edebiyatı' olarak görülmüştü"

O dönem yaşanılan sıkıntıların zaman içinde anlamını yitirmeye başladığına dikkati çeken Doğan, şöyle devam etti:

"Verilen mücadelenin anlatıldığı her platform 'mağdur edebiyatı' olarak görülmüştü. 28 Şubat'ta sıkıntılar yaşayan kadınlar dahi bu konu hakkında konuşmaktan zaman içinde vazgeçmişlerdi. Bu durum yaşanılanların yeni kuşağa aktarılmasında da sıkıntı oluşturuyordu haliyle. Yeni kuşak, tecrübe etmediği bir acıyı anlamakta istekli değil ve dairenin dışında. Eski kuşak ise yaşadıkları yaralar sebebiyle üzüntülü ve dairenin içinde."

28 Şubat'ı anlatmak için bugüne kadar insanları oldukları dairenin içine çağırdıklarını belirten Doğan, "'Buraya gelin, acımızı görün, bizi destekleyin' demeyi uygun bulduk. Fakat bu yöntem artık işe yaramıyor. Genç kuşak bizim dairemize girip olayları bizim gözümüzden görmek istemiyor. O zaman yapılacak şey dairemizden dışarıya çıkmak ve olayları dışarıdan bir gözle anlatmak. Bunun için en uygun yöntemin mizah olduğunu düşündüğümüz için absürt komedi tarzını seçtik." diye konuştu.

Ayşe Şahinboy Doğan, kısa filmin hikayesinin mekan olarak uzay gemisinde geçtiğini aktararak, şu değerlendirmede bulundu:

"Yani dünyaya ait bir yerde değiliz, acıların yaşandığı, anıların olduğu bir yeri tercih etmedik. Yine uzaylılar, olayları 'bir haklı yahut haksız' bulmak için dinlemiyorlar. Uzaylılar hazırlayacakları bir rapor için soruşturma yönetiyorlar amaçları ise akşam yemeğinde gezegenlerine dönmüş olmak. Yani biz kısa filmimizde galip ve mağlubun kesin bir şekilde ortaya çıkarıldığı, sloganik bir dil tercih etmiyoruz. İzleyenlerin konu hakkında düşünmesini istiyoruz."

- "Yaşanılan şeylere mizahi yönden bakmanın iyileştirici ve öğretici bir yanı var"

Senarist, yazar Ayşe Sevim de 28 Şubat'ın aslında bir sermaye meselesi olduğunu filmde anlatmaya çalıştıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Filmde bu süreci, gerçekleştirenleri zalim, sistemi korumak isteyen, bunun için katı bir şekilde hareket eden statik kişiler gibi göstermek yerine, kurnaz, hayattaki ekonomik avantajlarını yitirmek istemeyen, yöneten ve yönetilen sınıfların olması gerektiğine inanan kişiler olarak veriyoruz. Hikayede, bizi anlamadıkları için değil, anlamayı çıkarlarına uygun bulmadıkları için böyle hareket ettiklerini hissettiriyoruz. Ayrıca filmimiz sayesinde olayların mağdurlarının da daha iyi hissedeceğini söylemek isteriz. Yaşanılan şeylere mizahi yönden bakmanın iyileştirici ve öğretici bir yanı var. Süreci yaşayan pek çok kadına bu anlatımın da şifa olacağına inanıyoruz."

Oyuncu Osman Doğan ise "28 Şubat darbesini gerçekleştirenler bize zeki, muktedir ve güçlü olarak lanse edildi. Halbuki vizyonsuz, vasat ve bağnaz tiplerdi. Ben de böyle bir karakteri canlandırdım. Doğaçlamalarla birlikte metne katkı sağlarken yeniden o zamanı hatırladık. İçimizdeki büyük yarayı açanları 'ti'ye alan bu yapımda yer almaktan keyif aldım." ifadelerini kullandı.

Yapımcılığını NetYazı'nın üstlendiği filmin görüntü yönetmenliğini Kürşat Duman, kurgu ve post sürecini ise Alperen Dinçel, Umut Can Güzel ve Bilge Kürşat Duman gerçekleştirdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.