'ABD baskıları yüzünden istifa edecektim!'

'ABD baskıları yüzünden istifa edecektim!'

İbrahim Karagül, NTV'de ABD Büyükelçiliğinden gelen baskıları yorumladı ve "o dönem istifayı düşünüm" dedi.

İbrahim Karagül, bugün NTV de katıldığı Yazı İşleri programında Ruşen Çakır'ın sorularını yanıtladı.

İLK OLARAK CENK AÇIK YAZMIŞTI

Gazeteciler.com'dan Cenk Açık'ın, WikiLeaks belgeleri ardından Edelman ile ilgili yazan Fehmi Koru'yu eleştiren analizi sonrası başlayan tartışmada, Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül büyükelçiliğin kendisinin kovulması için çaba sarfettiğini yazmıştı.

İSTİFAYI DÜŞÜNMÜŞ

Ruşen Çakır'ın o günlere ait sorularını yanıtlayan Karagül, kendisinin kovulması için Edelman ve ekibinin bütün kanalları kullandığını ama başarılı olamadığını ileri sürdü.  Karagül o dönemde üzerindeki baskıya dayanamadığını ve istifa etmeyi düşündüşünü ama gazetesinin kendi arkasında durduğunu da ekledi...

İşte Karagül ile Çakır'ın sohbetinden ekranlara yansıyan bir bölüm:

 

İbrahim Karagül: İşgal sonrası Ebu Gureyb cezaevindeki işkence haberleri çok gürültü koparmıştı. Amerikan medyası da iftira olarak nitelemişti. Daha sonra bunun çok daha ötesi olduğu ortaya çıktı. Bu bilgileri biz yayınladığımız zaman dönemin ABD büyükelçisi müthiş bir kampanya başlattı. Edelman ulaşabildiği bütün kanalları kullandı. Bir linç operasyonu başlattı. Yakın ilişkide olduğu bütün çevreleri kullandı. Biz bir iftiraya uğradık.

Ruşen Çakır: Normal şartlarda sen yazarsın onlar yalanlar... Birbirinize saydırır ama yaşar gidersiniz. Ama senin durumun farklı oldu.

İbrahim Karagül: Evet. ABD misyonu ne yapar? Yalanlar yazdıklarımı... Zaten yalanladılar da. Diplomasi normalde suskunluk içinde de olabilir. Edelman döneminde her şeyi, rutine bağlanmış şekilde  yalanladılar. Gazeteciler siyasi gruplar değildir. Bir linç kampanyası yürüttü ABD Büyükelçiliği. Edelman dönemi Türkiye için, Türk Amerikan ilişkileri için kritik bir dönemdi. Sıradışı, agresif bir diplomattı.

Ruşen Çakır: Sen de agresif bir gazeteci olduğun için...

İbrahim Karagül: Anlaşamadık, çatıştık yani...

Ruşen Çakır: Türk gazeteci ile Amerikan diplomat arasındaki çatışmada az sayıda gazeteci senin yanındaydı. karşında ise çok gazeteci vardı.

İbrahim Karagül: İki türlü tepki aldım. Bir ABD tarafında olan yazarlardan aldığım tepkiler. Bir de gazetecilik açısından sorgulayıcı bir perspektifi ile olayı sorgulayanlar vardı. Yeni Şafak'tan bir gazetecinin arayıp nedir bu demesi dışında kimse aramadı beni... kimse sormadı. 

Kanallar dedim ama açıkça söylememek lazım. Ulaşabildiği herkese ulaştı ve yazı yazdırmayın denildi. İbrahim Karagül'ün yazılarına son verilmesi istendi. Ben o zaman... Bunu söylemek doğru mu bilmiyorum ama... Çok özel çünkü. İstifa etmek istedim. Bırakayım dedim. Bu psikoloji ile çalışmak çok zordu. Ama gazetedekiler buna izin vermedi. Yeni Şafak tüzel kişilik  olarak arkamda durdu.

Ruşen Çakır: Kimdi genel yayın yönetmeni?

İbrahim Karagül: Selahattin Sadıkoğlu vardı o zaman. Zorlanmış olabilirler onlar da... Zaten belki de başka bir yerde olsam bu kadar savunulmazdım.

İŞTE O DAKİKALAR

 

 

Etiketler :