Albay Çiçek'i, HSYK'nın yeni atadığı hakimler kurtardı

Albay Çiçek'i, HSYK'nın yeni atadığı hakimler kurtardı

Millete ve hükümete karşı 'kirli tezgah' belgesinin ıslak imzalı orijinalinin ortaya çıkmasından sonra çarşamba gecesi tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.

Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik'in itirazını değerlendiren 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 43 saat aradan sonra akşam saatlerinde sürpriz bir tahliye kararı aldı. Kararın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'demokratik açılım'la ilgili TBMM'de konuşma yaptığı dakikalarda alınması dikkat çekti.

Albay Çiçek için herhangi bir yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol uygulaması da getirilmedi. Kararın tutuklu sanık Çiçek'in kaçma şüphesinin olmadığı ve mevcut delil durumlarının değerlendirilmesi sonucu alındığı öğrenildi. Nurettin Ak'ın başkanlık ettiği heyette hakim Tuncay Aslan ve iki hafta önce atanan üye hakim Yılmaz Alp gelmediğinden geçici görevlendirilen 12. Ağır Ceza hâkimi Oktay Kuban yer aldı. Heyet, kararı oy birliğiyle verdi. Kararda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) tartışmalı yaz kararnamesinden sonraki atamalarıyla görevlendirilen iki hakimin yer alması dikkat çekti. Kararın gerekçeleri arasında ayrıca Çiçek'in memur olması, yerinin sabit olması, delillerin toplanmış olması, kaçma ihtimalinin olmamasının da yer aldığı belirtiliyor. Ancak, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. maddesinde tüm bu gerekçeler olsa bile şüphelinin TCK 314'tenyani terör örgütü üyeliğinden tutuklanması gerekiyor. Hukukçular, tutukluluk halinin sürmesi için bu maddeden tutuklama kararının alınmış olmasının bile yeterli olduğuna dikkat çekiyor. Tahliye kararı bu yönüyle de tartışılacak. Kurmay Albay Dursun Çiçek'i 43 saat sonra tahliye eden mahkemenin heyeti tartışmalı yaz kararnamesinden sonra yeniden oluşmuştu. Mahkeme Başkanı Nurettin Ak ve Hakim İdris Asan, atamalardan sonra heyette kaldı. Ancak itirazın değerlendirildiği dün akşamki heyet toplantısına İdris Asan ve Alp yer almazken, karar yeni atanan hakimlerin oyuyla çıktı.

HSYK, kritik davalara bakan hakim ve savcıları almak istemesiyle tartışmalı hale gelen 22 Temmuz kararnamesinde mahkemeye yeni üye olarak hakim Tuncay Aslan'ı atamıştı. Daha sonra Hakim İsmail Gündüz emekli olduğu için yerine Ekim 2009'da hakim Yılmaz Alp İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni üyesi olarak görevlendirildi. Talebi inceleyen heyete İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban geçici olarak görevlendirildi. Oktay Kuban da, ekimde HSYK tarafından Hurşit Tolon'u tahliye eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmıştı. Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur bu mahkemeden 'bizim mahkeme' diye bahsetmişti. Hakimler Ede ve Kutluata'nın yerlerinin değiştirilmesine rağmen 22 Temmuz Kararnamesi'nde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atama yapılmadı. HSYK, Dursun Çiçek'in adliyeye çağrıldığı dönemde her iki mahkemeye yeni üye atadı.

Albay Dursun Çiçek, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesinin ıslak imzalı orijinalinin savcılara gönderilmesiyle başlayan sürecin sonunda 11 Kasım Çarşamba günü tutuklanmıştı. Tutuklama kararını 9. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi İdris Asan vermişti. Tutuklanmasının hemen ardından Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik tutuklamaya itirazda bulunmuştu.

"AKP ve Gülen'i bitirme planı" isimli belgenin 12 Haziran'da Taraf gazetesinde gündeme gelmesinin ardından açılan soruşturma kapsamında 30 Haziran 2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade veren Dursun Çiçek, sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı suçtan tutuklanmıştı. Dursun Çiçek, avukatının tutuklama kararına itiraz etmesi üzerine, 18 saat sonra 1 Temmuz 2009'da tahliye edilmişti.

Sivil yargı, Kaos Planı'nı uygulayanların peşinde

Kaos Planı'nda imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in sorgusunda önemli ipuçları saklı. Savcı, perşembe günü 3 saat boyunca ifadesini aldığı Çiçek'e Eylem Planı'nı hazırlarken kimlerden talimat aldığını sordu. Ardından planın hayata geçirilmesi aşamasında koordinasyonu kimin sağladığını açıklamasını istedi. Bu sorunun kirli tezgâhın somutlaştığına yönelik delillerin sivil yargının elinde olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Çiçek'e yöneltilen bir diğer soru Poyrazköy'deki arazide ele geçirilen cephanelikle ilgili soruşturmada ismi geçen bir emekli astsubay hakkında. Çiçek'e İstanbul Üsküdar'da ele geçirilen el bombaları ve patlayıcılar ile ilgili olarak tutuklanan emekli Deniz Astsubay Ergin Geldikaya ile irtibatının boyutu soruldu. Üsküdar'da gözaltına alınan Geldikaya'nın evinde el bombaları, silah ve mühimmat bulunmuştu. Poyrazköy'de ormanlık arazide ve Çubuklu sahilinde bulunan mühimmatın izini süren İstihbarat ve Terörle Mücadele polisi, emekli SAT astsubayı Geldikaya'yı takibe almıştı. Ergenekon 3. iddianamesinde Geldikaya ile ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtilmişti. Poyrazköy silahlarıyla ilgili soruşturma İstanbul Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan tarafından yürütülüyordu.

İŞTE ÇİÇEK'E YÖNELTİLEN SORULAR

Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları hakkında bildiklerinizi açıklayın.

Avukat Mustafa Hüseyin Buzoğlu'ndan elde edilen "ANDIÇ" başlıklı gizli ibareli "Dz. P. Kur. Albay Cari İşl. Md. Dursun ÇİÇEK" imzalı belgeyi üst makamlara iletip iletmediği ve bu tarz başka belgeler hazırlayıp hazırlamadığı hakkında bilgi verin.

Andıç, Eylem Planı, Bilgi Notu gibi belgelerin neden hazırlandığı, hazırlanma teknikleri ve bu tarz belgelerin hazırlanmasında askerî makamların dışında yardım alınıp alınmadığını açıklayın.

İsmi Bilgi Destek Daire Başkanlığı olarak değiştirilen "Psikolojik Harekât Daire Başkanlığı" ve "Bilgi Destek Daire Başkanlığı"nın görevleri ve hangi bünyenin altında faaliyet yürüttüğünü anlatın.

Avukat Serdar Öztürk'ün ofisinde fotokopisi bulunan İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ifade ettiği, ancak 16.10.2009'da gelen ihbar mektubunun ekindeki ıslak imzanın Çiçek'e ait olduğunun tespit edildiği, bu plan ile ilgili olarak kimlerden talimat aldığı ve planın hayata geçirilmesi aşamasında koordinasyonu kimin sağladığını söyleyin.

Belgenin içeriğinde yer alan dost unsurlar, düşman unsurlar, medya faaliyetleri, planlama ve genel faaliyetler ve kara propaganda faaliyetleri hakkında bildiklerinizi anlatın.

İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın 12 Haziran'da Taraf gazetesinde yayınlanmasından sonra Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde belgenin hazırlandığı iddia edilen bilgisayar ve araç gereçlerde temizleme ve imha işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlatın.

16.10.2009 tarihinde gelen ihbar mektubunda isimleri geçen subay ve erleri tanıyor musunuz?

24 Haziran 2009 tarihinde Orgeneral Hasan Iğsız imzası ile özel içeriği bulunan evrakların (Hükümet, irticai şahıslar, STÖ vb. hukuki açıdan sıkıntılı evraklar) sızmasını önlemek, sızması durumunda ise Genelkurmay bünyesinde hazırlanmadığı algısı oluşturmak amacıyla "Bilgi Güvenliği Tedbirleri" başlıklı bir emir yayınlandı mı?

Islak imzalı belgeyi gönderen subaydan gelen ve "İnternet Andıcı" olarak adlandırılan doküman ve internet siteleri hakkında bildiklerinizi ve bu ihbarda geçen diğer konulardaki bildiklerinizi anlatın.

Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya'dan elde edilen "Bilgi Notu Dursun Çiçek" isimli belgenin içeriğinde "Tutuklanacağımı biliyordum. Genelkurmay da biliyordu... Genelkurmay.. Bu işin Karargâh'a kadar uzanacağını hiç hesap etmediler. İlker Başbuğ her şeyin farkında... Hâkim ve savcı haziran kararnamesi çok önemli. Yüksek Yargı üyeleriyle... Bizzat İlker Paşa görüştü. Ergenekon savcılarında önemli bir değişiklik olabilir... İlker Paşa Org. Iğsız'ı 1. Ordu Komutanlığı'na terfi edecek. Iğsız, Ergenekon'da yaşanan gelişmeleri de takip edecek." şeklinde yer alan konularla ilgili bildiklerinizi söyleyin.

Çok sıkıntılı bir durum, hukuku son derece zorladılar

Ahmet Gündel (Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı):

Dursun Çiçek çok ağır suçlamalarla karşı karşıya. Darbeye teşebbüs etmek, yasa dışı örgüt üyesi olmak gibi suçlar isnat ediliyor ve hakkında da ciddî deliller var. Bu suçun sübut bulması halinde cezası kasten adam öldürmekten daha ağır cezaları gerektiriyor. O zaman katilleri de serbest bırakalım. Bu durumda ciddi deliller varsa eğer yargılama tutuklu devam ettirilir. Daha hafif suçlarda bile yıllarca tutuklu yargılanan kişiler var. Bu kişinin ikametgâhının sabit olması serbest bırakılmasını gerektirmez. Hukuk son derece zorlanmıştır. Tahliye kararında olağanüstü bir durum vardır. Çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Yargı da böyle bir tahliye geleneği söz konusu değil. Bugün altı-yedi yıl hüküm giymiş olup da üç-dört yıl tutuklu kalan kişiler vardır. Dosyası Yargıtay'da görüşülürken tutuklu olan insanlar vardır. Adresinin belli olması, işinin olması serbest kalması için yeterli değil. Bundan dolayı da mahkemenin kararı tatminkâr değildir. Kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Bu durum Dursun Çiçek'in suçsuz olduğu anlamına gelmez. Mahkeme delil yok demiyor. Bu tür suçlarda sabit ikametgahı dahi olsa şüpheli her zaman kaçacak varsayılır ve tutuklu yargılanır. Bu nedenle tahliye kararında sıkıntı vardır.

Darbe teşebbüsünde bulunmak tutuklama gerektirir

Ergin Cinmen (avukat):

Tahliye olması demek, Dursun Çiçek'in suçu işlemediği anlamına gelmiyor. İddia konusu suç CMK'da tutuklama sebebi olan suçlar arasında, kaçacağı varsayılan suçlar arasında yer alıyor. Yargılamanın aslı tutuksuz yargılanmadır. Ancak ceza kanununda kaçacağı varsayılan bir suç olarak bulunuyor. Bunu bir hukukçu olarak söylüyorum. Söz konusu belgenin onun eli ürünü olduğu yönünde çok ciddi deliller var. 2009 Türkiye'sinde, hukuk devletinin geçerli olması gereken bir zamanda her türlü mahkeme kararı şaibeli hale gelmeye başladı.

Suni atamalar söz konusuysa durum vahim

Faik Tarımcıoğlu (Emekli Askeri Savcı):

Ben hâkim olsaydım başka türlü bir karar verir miydim bilemiyorum. Mahkemenin teşkil tarzında bir sıkıntı yoksa problem yoktur. 9. Mahkeme normal üyeleriyle bu kararı vermişse bir sıkıntı yok; fakat farklı üyeler, suni atamalar söz konusuysa daha vahim bir durum söz konusudur. Normal olarak kabul etmek lazım; çünkü tutuklama kararı bir tedbirdir. Sanıyorum gerekçede delillerin karartılması şüphesi ve kaçma ihtimali olmadığı için bu karar verildi. Böyle bir itirazı başka bir mahkemenin değerlendirmesi çok anormal değildir.

Kesin deliller varken serbest bırakılması şaşırtıcı

Ahmet Cengiz Tangören (Emekli Deniz Albay Hâkim):

Dursun Çiçek'in tahliyesini hayretle karşıladım. Geçen seferki tahliyesini ıslak imzanın olmamasına dayandırmışlardı. Şimdi ise bu kadar kuvvetli şüpheler, neredeyse kesin deliller varken serbest bırakılması şaşırtıcıdır.

Serbest bırakılması suçsuz olduğu anlamına gelmez

Sacit Kayasu (Eski savcı):

Tutuklama normal olduğu gibi serbest bırakma da normal. Bu durum, Dursun Çiçek'in suçsuz olduğu anlamı taşımaz. Fakat tutuklu kalsaydı kamu vicdanı daha rahat ederdi. Çünkü kendisine isnat edilen suç çok ağır.

 


 

Etiketler :