Albay Dursun Çiçek'e tutuklama emri

Albay Dursun Çiçek'e tutuklama emri

'İhtarlı davete' rağmen ifade vermeye gitmeyen 'Eylem planı' altında ıslak imzası bulunan Albay Dursun Çiçek hakkında yakalama emri çıkarıldı.

İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın altında ıslak imzası bulunan Kurmay Kıdemli Albay Dursun Çiçek'in "ihtarlı davetiyeye" uymayarak Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları'na ifade vermeye gitmemesi yeni bir tartışma başlattı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mithat Sancar ve emekli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, kendisine tanınan hukuki süre içinde savcılığa gitmeyen Albay Çiçek'in polis "zoruyla" götürüleceğini söyledi.

Savcılığa gitmek zorunda

Prof.Dr. Sancar, CMK'nın 250 ve 251. maddelerinde yapılan değişiklikler ile darbe hazırlığı gibi suçların sivil yargının görev alanına girdiğini kaydederek şöyle konuştu: "Ceza Muhakemesi'nin 145. maddesinde 'İfadesi alınacak ya da sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır, çağrılma nedeni açıkça belirtilir. Gelmezse zorla getirilir' hükmü vardır. 146. maddede ise 'Hakkında tutuklama kararı verilen veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan şüpheli veya sanığın zorla getirilmesine karar verilebilir' diyor. Son değişiklikle Ceza Muhakemesi'nin 251. maddesine göre sivil savcının böyle bir yetkisi var."

Sivil savcıların görev alanı

Daha önce bu tür suçlar askeri suç sayıldığı için askeri savcıların yetkili olduğunu belirten Sancar, "250 ve 251. maddelerde yapılan değişikliklerle birlikte sivil savcılar artık asker kişilerin askeri olmayan suçları konusunda soruşturmaya yetkili kılındı. Darbe hazırlığı da 250 ve 251. maddelerde yazılan suçtur ve sivil savcıların görev alanına girer. Cumhuriyet savcısı ihtarlı davete uymayan şüphelinin zorla getirilmesi için mahkemeden talepte bulunur. Henüz adli kolluk olmadığı için bu görev polisin işidir. Mahkeme kararı ile polis Albay'ı zorla savcılığa götürür" dedi.

Karargah da suç işler

Prof. Dr. Sansar şöyle devam etti: "Şayet, Albay'ın görev yaptığı karargah (Deniz Kuvvetleri Komutanlığı) hakkında mahkemenin 'yakalama' kararı bulunan kişiyi polise teslim etmezse 'yargı kararının yerine getirilmesini engellemek' suçunu işlemiş olur. O takdirde yargı kararının yerine getirilmesini engelleyen komutanlar hakkında ayrı bir soruşturma başlatılar. Bunu engellemek zaten kendi başına bir suçtur. Her şartta Albay Çiçek ifade vermeye gitmek zorundadır."

YAKALAMA EMRi ÇIKARILDI

Genelkurmay Harekat Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlandığı iddia edilen skandal belgede ıslak imzası olan Albay Dursun Çiçek hakkında yakalama emri çıkarıldı. Çiçek bugün saat 17.00'a kadar savcılığa gitmezse görüldüğü yerde yakalanarak zorla getirilecek. Plan Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş, bilirkişilerin "Belgedeki ıslak imza Dursun Çiçek'in elinin ürünüdür" yönünde verdiği rapor üzerine Ergenekon savcıları harekete geçmişti. İhbar mektubunda belgelerin imhasında görev aldıkları iddia edilen 5 subay 1 astsubay bir de sivil memur olmak üzere 7 kişi geçen cuma günü savcılığa giderek ifade vermişti. İhbar mektubunda "Bu planı biz hazırlamıştık, nasıl sızdı anlayamadım" dediği aktarılan Hava Öğretmen Binbaşı Hicri Dinçerol'un da aynı gün şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmıştı. İfade verenlerin tamamı aynı gün serbest bırakılırken imhada görev alan bir subayın ise yurt dışı görevinde olduğu gerekçesiyle ifadeye gelmediği öğrenilmişti.

GİTMİYORUM DEME HAKKI YOK

Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet Gündel, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları'nın Albay Çiçek'e "ihtarlı davetiye" göndererek nazeket gösterdiklerine işaret etti. Çiçek'in"gelmiyorum" deme hakkının olmadığını söyleyen Gündel şu değerlendirmeyi yaptı:

Kaçak durumuna düşer

"Ceza Muhakemesi'nin 251. maddesine göre Savcılığın istediği şüpheli veya sanıkların ihtarlı davet ile belirtilen gün ve saatte hazır edilmesi gerekir. Buna rağmen gelmezse polise 'zorla getirilmesi' için müzekkere yazılır. Savcılık mahkemeden o kişinin yakalanması için karar çıkartır. Her şartta şüpheli ya da sanık olan kişi savcılığa gitmek zorundadır. 'Ben gelmiyorum' diye bir şey sözkonusu olamaz. Aksi halde 'kaçak' durumna düşer. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şüphelinin getirilmesi için müzekkereyi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderir. Orası da yazıyı Ankara Emniyeti'ne havale eder. Gelmemek diye bir olay olamaz. Polis gider evinden ya da görev yaptığı birlikten şüpheliyi alır savcılığa götürür.”




Etiketler :