Arınç'tan 28 Şubat Değerlendirmesi

Arınç'tan 28 Şubat Değerlendirmesi

Bülent Arınç: '28 Şubat bin yıl sürecek' denmişti ama 10 yıl bile sürmedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 28 Şubat sürecinin bin yıl süreceğinin söylendiğini ancak 10 yıl dahi sürmediğini söyledi. Başbakan Erdoğan'ın medyaya yönelik eleştirilerini basın özgürlüğüne darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmaması gerektiğini söyleyen Arınç, "Gazetecilerimizin, basın mensuplarımızın da bir sorumluluk altında, yazılarını yazmaları ve yorum yapmaları gerektiğini ifade etmiştir." dedi.

Bülent Arınç, Suriye'ye yapacağı resmi ziyaret öncesi Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin demokratikleştiğini kaydeden Arınç, "Türkiye AB standartlarında bir hukuk ve demokrasi standardını yakalıyor. Artık Türkiye'de demokratikleşme, Türkiye'de özgürlüklerin alanını genişletme, elbette bundan sonra çok daha güçlü olacak. Hiçbir zaman olumsuzluklarla karşılaşmayacağımızı ümit ediyorum. Türkiye'de bütün sosyal kesimler çok daha özgür yaşayacaklar." şeklinde konuştu,

Bir gazetecinin, 28 Şubat dönemi Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, "28 Şubat bin yıl sürecek" sözlerini hatırlatması ve sizce hala bu süreç devam ediyor mu? şeklindeki sorusuna Arınç, "28 Şubat'ın üzerinden 10 yıldan fazla bir zaman geçti. O zamanki yetkili olduğunu söylediğiniz kişi 'bin yıl sürecek' demişti. Görüyorsunuz 10 yıl bile sürmedi." cevabını verdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti İl Başkanları Toplantısı'nda medyaya yönelik yaptığı eleştirele gelen tepkilerin hatırlatılması üzerine Arınç, kendisinin de konuşmayı dinlediğini ve bunun basın özgürlüğüne karşı darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmaması gerektiğini belirtti.

Bütün dünyanın küresel bir ekonomik kriz içerisinde olduğunu hatırlatan Arınç, "En yakında komşumuz Yunanistan'ın durumunu görüyoruz. İspanya'nın durumunu görüyoruz. ABD'de başlayan ve sonra Avrupa'ya sıçrayan bu krizin pek çok finans kuruluşlarını batırdığını pek çok büyük şirketlerin kapasite daralması sebebiyle reel sektörde büyük sıkıntıya uğradığını hep beraber biliyoruz. Türkiye bu krizi en az zararla atlattı ve bunu başardı. Ancak krizin etkileri bütünü ile geçmiş değil." şeklinde konuştu.

Gazetelerde sürekli gerginlik ve kriz üzerine yazıların çıkmasının ekonomiyi olumsuz etkilediğini söyleyen Arınç, "Sayın Başbakanın şikâyeti şudur, Bildiğim kadarı ile görüştüğümüz kadarı ile. Maalesef özellikle son Türkiye'de yaşanan gelişmeler sebebi ile yani bunu bir takım gözaltılar, suçlamalar, sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Çankaya köşkünde yapılan zirve toplantısı, parlamentodaki çatışmalar, tartışmalar, Türkiye'de bir siyasal gerginliğin mevcudiyeti, bir kısım gazetelerimiz ve bir takım köşe yazarlarımız, sürekli bu gerginlik ve kriz üzerine yazınca ekonomi bundan olumsuz etkileniyor." ifadelerini kullandı.

 

Borsa'daki inişlerin yüzde 6.5 seviyesine vardığını ve Doların da yükselişe geçtiğini söyleyen Arınç, "Zaten çok kritik olan ekonomideki dengelerin bu tür felaket telalığı sayılabilecek yazılar, çiziler, yorumlar sebebi ile ekonominin zarar görmesi ihtimali sayın başbakanı da beni de fevkalade üzüyor ve endişeye sevk ediyor. Bu basın özgürlüğüne bir darbe veya ona karşı bir müdahale olarak yorumlanmamalı. Gazetecilerimizin basın mensuplarımızın bir sorumluluk altında yazılarını çizmeleri ve yorum yapmaları gerektiğini ifade etmiştir." diye konuştu.

Herkesin öncelikle Türkiye'yi düşünmesi gerektiğine vurgu yapan Arınç, felaket telalığı yapılarak ekonomiye ve siyasi hayata verilecek zararın önlenemez hale gelmesinin kendisini korkuttuğunu söyledi. Arınç, "Piyasalardaki kritik dengelerin istikrarsızlığa yol açabilecek bir takım yazılar, sözler ve yorumlarda zarar görmesi yani istikrarın bozulması ihtimali Sayın Başbakanı böyle bir konuşma yapmaya sevk etmiştir. Yoksa yıllardan beri bir siyasetçi olarak, geçmişte bir belediye başkanı olarak basınla iç içe olmuş ve basın özgürlünü herkesten daha fazla savunmuş bir başbakanın, doğrudan basın özgürlüğünü hedef almasını hiç kimse düşünmemelidir. Böyle bir şeye kesinlikle ihtimal vermiyorum. Ama her Türk yurttaşı ister basın mensubu olsun, ister başka bir meslek mensubu olsun Türkiye'de ekonomik krize siyasal istikrarsızlığa yol açabilecek bir takım kriz senaryolarını üretmekten de lütfen vazgeçsin. Bu yurtseverliğin de vatanseverliğin de bence bir gereğidir. Yoksa basına her zaman ihtiyacımız var. Ve Basın her zaman özgür olmalıdır." şeklinde konuştu.

 

Etiketler :