Başbakan Erdoğan'dan Hamas tepkisi!

Başbakan Erdoğan'dan Hamas tepkisi!

Başbakan Erdoğan, Konya'da toplu açılış töreninde konuştu. İskenderun'daki terör saldırısına değinen Erdoğan, şehit cenazelerinde atılan sloganlara değindi:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mevlana'nın ''cömertlik ve yardımda akarsu gibi, şefkat ve merhamette güneş gibi, kusurları örtmekte gece gibi, şiddet ve asabiyette ölü gibi, tevazuda ve alçak gönüllükte toprak gibi, hoşgörüde deniz gibi ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol'' sözlerini anımsatarak, ''Fakat bu sözleri duyamayan, duymak istemeyen, bizdeki terör örgütü gibi hainler var, alçaklar var'' dedi.

Erdoğan, Kültür Park'ta Dünya Çevre Günü Kutlamaları ve toplu açılışlar dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Mevlana'nın ''Yine gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değil'' diyerek dünyaya kucak açtığını, insanlığa yüreğini sunduğunu, bütün vicdanları kucakladığını söyledi.

Konya'nın Mevlana'nın şehri olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, Mevlana ''Cömertlik ve yardımda akarsu gibi ol, şefkat ve merhamette güneş gibi ol, kusurları örtmekte gece gibi ol, şiddet ve asabiyette ölü gibi ol, tevazuda ve alçak gönüllükte toprak gibi ol, hoşgörüde deniz gibi ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol'' sözlerini anımsatarak ''Bu anlayış, bu hoşgörü, bu samimiyet, bizim ruhumuzun aşıdır, ekmeğidir. Bu sözler Anadolu'nun, Anadolu'daki 73 milyon insanın vicdanının haritasıdır'' dedi.

Brezilya'da gerçekleştirilen Medeniyetler İttifakı Zirvesi'nde Mevlana'nın sözlerini bir kez daha dünyaya ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Fakat bu sözleri duyamayın, duymak istemeyen, bizdeki terör örgütü gibi hainler var, alçaklar var. Bu güzel vatanımızı bölmek isteyenler var. Temel hak ve özgürlüklerden nasibini almayanlar var. Çocuklara, kadınlara musallat olanlar var.

Tacizse bunlarda, çocuklara saldırı ise bunlarda ve bunları ne yazık ki savunma cüretini gösterenler de var. İşte İskenderun'da olanlar ortada. Roketatarlarla, bombalarla vatanı savunma görevini yapan Mehmedimize, Mehmetçiğimize saldıranlar ortada.

Bunlar son çırpınışlardır, sonuna kadar bunlarla bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama bunları savunma durumunda olanlara karşı milletimin uyanık olması lazım, halkımın, kardeşlerimin vatandaşlarımın uyanık olması lazım. Şehitlerimizin cenazeleri geldiği zaman onların musalla taşında olduğu anda, onlar dua bekler, onlar slogan beklemez.

 Onları siyasi istismar vasıtası yapanlara benim halkım benim kardeşlerim olarak inanıyorum ki sizler en güzel dersi vereceksiniz. Şehitlerimiz hepimizindir sadece ailelerinin değildir ve onlar ölü değildir onlar diridir biz onları öyle biliriz ve öyle anarız, öyle anacağız.''

Erdoğan'ın konuşması sırasında vatandaşlar sık sık ''Şehitler ölmez vatan bölünmez'' sloganı attılar.

Başbakan Erdoğan şunları söyledi:

Konya "Gel her ne olursan ol yine gel. Bizim dergahmız ümitsizlik dergahı değildir" diyerek dünyaya kucak açmıştır. Bu sözleri duyamayan, duymak istemeyen bizdeki bölücü terör örgütü gibi hainler var, alçaklar var. Bu güzel vatanımızı bölmek isteyenler var. Temel hak ve özgürlüklerden nasibini almayanlar var. Çocuklara kadınlara musallat olanlar var. Tacizse bunlarda, çocuklara saldırıysa bunlarda. Bunları savunma cüretini gösterenler de var.

İşte en son İskenderun’da olan ortada, roketatarlarla, bombalarla, vatanı savunan Mehmedimize, Mehmetçiğimize saldıranlar ortada. Bunlar son çırpınışlardır. Sonuna kadar bunlarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama bunları savunma durumunda olanlara karşı milletimin uyanık olması lazım. Son olarak İskenderun'da bir saldırı yaşandı. Bilsinler ki biz bu törörün kökünü kazıyana kadar mücadele edeceğiz.

Şehitlerimiz musalla taşında olduğu sırada onlar dua bekler, onlar slogan beklemez. Şehitler sadece ailelerin değildir, hepimizindir. Onlar ölü değildir, diridir. Biz onları öyle biliriz ve öyle anacağız.

Konya ne kadar Mevlana’nın şehriyse o kadar Kılıç Arslan’ın şehridir. Konya ne kadar Hoca Nasreddin’in şehriyse o kadar Süleyman Şah'ın şehridir. Konya, altını çizerek söylüyorum, Yıldırım Beyazıd’ın, Fatih Sultan Mehmet’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın da şehridir. Biz bu ülkede, Yunus Emre’yi bildiğimiz kadar Dadaloğlu’nu da biliriz. Hiç kimse Türkiye’yi başkalarına benzetmesin. Hiç kimse Türkiye’nin sabrını test etmeye kalkmasın.

Hani Mehmet Akif diyor ya: 

Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...

İSRAİL'E SERT SÖZLER

Kudüs'ün kaderi İstanbul'un kaderinden ayrı değildir. Gazze'nin kaderi Ankara'nın kaderinden ayrı değildir. Ramallah'ın kaderi asla asla ve Konya'nın kaderinden ayrı değildir.

Dünya sussa bile biz susmayacağız. Dünya katliamlara göz yumsa biz gözümüz yummayacağız. Dünya akan kana seyirci kalsa biz olan biteni elimiz kolumuz bağlı seyretmeyeceğiz.

Dünya Filistin'e sırtını dönse bizler, Filistin halkına Gazze'ye sırtımızı dönmeyeceğiz.

Bunlar bebekleri tehdit olarak gördüler. Şimdi de bebek mamalarını tehdit olarak görüyorlar. Çocuk oyuncaklarından korkmaya başladılar.

Gençleri tehdit olarak gördü. Eğitim yerlerine saldırdılar. Çocuklar taş attı onlar fosfor bombası attılar.

Ne yazık ki dünya o fosfor bombasını atanların arkasında durdu. İşte biz o duranları da kınuyoruz. Türk milletine yakışan da bu.

Bunlar masum sivillerden, yaşlılardan, kadınlardan hatta hastanelerdeki hastalardan korktular, hastaneleri bombaladılar.

Yetmedi şimdi de sargı bezlerinden, tekerlekli sandalyelerden, serumlardan korkmaya başladılar.

Her türlü zorbalığı, alçaklığı, korsanlığı yapıyorlar.

Hamas, El Kaide, Antisemiztm diyorlar... Bu konu, Hamas, El Kaide Antisemitimz değildir.

Bunlar Somalili korsanlardan

Bu olay 32 ülke ile İsrial arasında cerayan etmiştir. Buradan ABD'ye, Japonya'ya ve Çin'e sesleniyorum; Eğer adilseniz bunu da çözün.

Bu işin peşini bırakmayacağız. Haklarımızı sonuna kadar arayacağız. Gereği neyse onu yapacağız.

Antisemitizm insanlık suçudur. Terör insanlık suçudur. Bunu her yerde söyledim, söylüyorum

Beyaz bayrak sallayan gemiye saldırdınız. 19 yaşındaki Furkan'ı hunharca katlettiniz. Furkan'ın elinde silah mı vardı. Üzerinde bomba mı vardı. Şehit ettiniz.

Kanlı eylemleri

Bizde de onların ortakları var. Bizde de var. İsrial'İn bu saldırısını ve bu saldırıya takınan tavrı, aynı şekilde PKK'nın askerimize yaptığı saldırıyı Hamas'la benzeten var. Bir defa PKK ile Hamas arasında bir benzerlik yoktur.

PKK'lı töröristin üzerinden TC pasaportu çıkar. Ama Hamas kendi topraklarını savunuyor.

Hamas kendi topraklarını koruma mücadelesini veren direnişçilerdir. Filistinlilerdir. Seçim kazanmışlardır. Ben ABD'ye de söyledim; Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etmiyorum. Yine de söylüyorum.

Hani demokrasi. Hani demokrasiyi savunanlar.

Bunu PKK ile bir araya getiremezsiniz ey Türkiye'deki yazarlar. Şimdi benimle ilgili yazacaksınız ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Bunları da geçmişini, cibileyitini biliyoruz.

Dün hastanede yaralıları ziyaret ettim, eli silahsız kardeşlerimize plastik mermi de demir mermi de kullanmışlar.

Bu gemide 32 milletten insan vardı. Hepsini inceledikten sonra dedim ki; "bu büyük bir korsanlıktır."

Bu açık bir devlet terörüdür. İsrial'İn nasıl bir hawstalık, paranoya içinde olduğunun göstergesidir.

Çıkmış Dünya bize iki yüzlü davranıyor" diyorsun. Hayır yalan söyleyen, iki yüzlü, öldüren sensin. Bir kez daha söylüyorum; Sen öldürmeyi iyi bilirsin.

Ben bunlara kendi dilinden Tevrat'ta yazandan söylüyorum; Öldürmeyeceksin.

Buradan İsrail halkını zalim yöneticelere karşı daha dikkatli davranmaya çağırıyorum.

''30 YILDIR KAN DÖKEN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BİR TAŞERON ÖRGÜT OLDUĞU ÇOK AÇIK NET ORTAYA KONMUŞTUR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Hükümeti'nin sebep olduğu siyon yıldızını gamalı hacla yan yana gösteren dünya algısının, İsrail halkını da rahatsız ettiğini belirterek, ''İsrail halkını bu düşüncesiz, bu öngörüsüz, zalim ve vicdansız yöneticilere karşı daha dikkatli davranmaya, İsrail'in sokulmak istendiği mecrayı daha dikkatli okumaya davet ediyorum'' dedi.

Erdoğan, Kültür Park'ta Dünya Çevre Günü Kutlamaları ve toplu açılışlar dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, uluslararası sularda yardım malzemesi ve tamamı sivil yolcu taşıyan gemilere hukuksuz bir saldırı yapıldığını belirtti.

Dün İsrail'den getirilen yaralıları ziyaret ettiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''Eli silahsız olan bu kardeşlerimize ateşli silahlarla saldırmışlar. Plastik mermi de kullanmışlar, demir leblebi de kullanmışlar, kurşun da kullanmışlar. Hepsini gördük. Ameliyattan çıkan, yoğun bakımda olan kardeşlerimizin hallerini gördük. Onlar da yaşadıklarını bize anlattı. Dahası bu gemilerin yolcuları sadece Türkiye'den değil, 32 ülke var. Hepsini dinledikten sonra baktık ki büyük bir zulüm ve tamamen korsanca bir saldırı'' değerlendirmesinde bulundu.

İsrail saldırısını ''açık bir devlet terörü, hukuk tanımamak, saldırganlık'' olarak tanımlayan Erdoğan, saldırının, ''İsrail'deki hükümetin nasıl bir hastalık ruh hali, nasıl bir paranoya, nasıl bir travma içinde bulunduğunun örneği'' olduğunu söyledi.

İsrail Hükümeti'nin ''dünya bize karşı ikiyüzlü davranıyor'' söylemlerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Hayır. İkiyüzlü olan sensin, yalancı olan sensin, katliam yapanlardan gurur duyan sensin, 'arkanızdayım' diyen sensin, sen. Bir kez daha söylüyorum, öldürmeyi iyi bilirsiniz. Ben onlara kendi dillerinden konuşuyorum. Tevrattaki on emirden altıncısı diyor ki 'öldürmeyeceksin.' Anlamadın mı? Bak bir kez daha İngilizce söylüyorum: 'you shall not kill.' Yine mi anlamadın? Bak o zaman senin dilinden, İbranice söylüyorum: 'Lo tir'tsach.'

Buradan bir hususun da altını çizerek söylüyorum. İsrail'deki hükümetin zorba tavrı, sadece Filistin'i değil, sadece bölgeyi değil, İsrail halkını da zora sokuyor, İsrail halkını da rahatsız ediyor. Hükümetin İsrail halkını yalnızlaştıran, dünyadan tecrit eden, dünya nezrinde imajını zedeleyen bu hırçın siyaseti İsrail vatandaşlarını da zora sokuyor. Hükümetin sebep olduğu siyon yıldızını gamalı hacla yan yana gösteren dünya algısı, eminim ki İsrail halkını da rahatsız ediyor. İsrail halkını bu düşüncesiz, bu öngörüsüz, zalim ve vicdansız yöneticilere karşı daha dikkatli davranmaya İsrail'in sokulmak istendiği mecrayı daha dikkatli okumaya davet ediyorum.''

''BU İŞ NOKTALANMADI''

İsrail'in saldırısının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun sürdürdüğü diplomatik süreci anlatan Başbakan Erdoğan, TBMM'de grubu bulunan partilerin İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere saldırısını oy birliğiyle, ittifakla bir deklarasyon yayınlamak suretiyle yeni bir sürece bağladığını söyledi.

İsrail'de kalan yaralılardan son ikisinin de Sağlık Bakanlığına ait uçakla Türkiye'ye getirildiğini bildiren Erdoğan, böylece İsrail hastanelerinde hiçbir Türk vatandaşının kalmadığını kaydetti.

Saldırı sonrasında Türkiye'nin Dışişleri, Sağlık, İçişleri ve Adalet bakanlıklarının, Silahlı Kuvvetlerin, devletin hep birlikte STK'larla adım attığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu: 

''Adım adım süratle bu işleri tamamlamanın gayreti içinde olduk. Emeği geçen, bu gayreti samimi şekilde ortaya koyan tüm kardeşlerime tüm görevlilere şahsım, milletim adına çok teşekkür ediyorum. Bütün imkanlarımızı kullandık. Uluslararası gücümüzü devreye soktuk. Ama bitirmedik. Bundan sonra da devam edeceğiz. Çünkü bu iş noktalanmadı. Bunun arkası var. Devam ediyoruz, devam edeceğiz. Ne yapılması gerekiyorsa uluslararası camiada bunları da yapmaya devam edeceğiz. Hak yerini buluncaya kadar bu devam edecek.'' 

''BİR TAŞERON ÖRGÜT''

Başbakan Erdoğan, 30 yıldır kan döken terör örgütünün bir taşeron örgüt olduğunu çok açık net ortaya konduğunu vurgulayarak, bunun milletçe iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

''Bunlar asla benim Kürt kökenli vatandaşlarımın temsilcisi değildir, olamaz. Bunu böyle biliniz. Bunların hak ve özgürlükler diye bir derdi yok, bunu böyle bilesiniz. Bu işin dertlisi biziz. Onun için Milli Birlik ve Kardeşlik Projesini devreye soktuk, yoğun bir şekilde bunun üzerinde çalışıyoruz.

Milli birlik ve kardeşliğe bu ülkede demokratik sürece kimler karşı çıktı. Bakın CHP, bakın MHP, bakın BDP, bunlar karşı çıktı. Nasıl dayanışma içinde olduklarını anayasa değişikliğinde de gördük. Bir taraftan 'benim partim çok kapatıldı' diyeceksin. Ondan sonra partiler kapatılmasın veya partilerin kapatılmasını zorlaştıran madde gelince parlamentoya girmeyeceksin, dışarıda oturacaksın.

Bir başka grup da kendilerine güvenmiyor. Genel başkanı kendisine güvenmeyecek, 'oy kabinine de sakın hiçbiriniz girmeyeceksiniz' Niye? Güvenmiyor çünkü. Belki oy kabinine girerlerse oy kabininde farklı bir oy çıkabilir. Bunları yaşadık. Ne adına? Demokrasi adına. Böyle demokrasi olur mu Allah aşkına? Parti içi demokrasi böyle çalışır mı? Bunlar mı demokrasi olacak? Bunlar mı siyasi hayatın veya demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmez unsurları olacak? Hayır.''

Etiketler :