Boğaziçi TKP'nin çiftliği mi?

Boğaziçi TKP'nin çiftliği mi?

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci kulüpleri kapatılıyor, faaliyetleri engelleniyor; TKP ise baş tacı!

Eylül ayının ilk haftasında tüm üniversitelerde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de ön kayıt heyecanı vardı. Ön kayıtlar için 1-3 Eylül tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi'ne gelen öğrenci ve velileri okulun Güney Meydanında konuşlanan TKP (Türkiye Komünist Partisi) karşıladı.

 

(+)

Diğer üniversitelerde de olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de tahsil gören öğrencilerin bildiği üzere Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci İşleri’ne bağlı olarak faaliyet gösteren öğrenci kulüpleri her yıl Eylül ayının ilk haftasında birimin kendilerine tahsis ettiği alanda masa açarak Boğaziçi Üniversitesi'ne yeni gelen öğrencilere "rehberlik!" hizmeti vermekte idi.

TKP: Boğaziçi Üniversitesi'ne hoş geldiniz

Türkiye Komünist Partisi, mezkûr tarihlerde Boğaziçi Üniversitesi'ne kayıt için gelen öğrenci ve velilere Güney Meydanda açtığı "korsan" masada "hoşgeldiniz" diyerek onları, okulun özgürlükçü ortamına hazırladı. Fotoğraflarda da "net" bir şekilde görüleceği üzere TKP üyeleri okul kulüplerinin masa açmasına izin verilen alanda üzerinde büyük bir TKP bayrağı asılı olan "illegal" bir masada B.Ü. yönetiminin gözleri önünde "öğrenci hizmeti"nde bulundu.

 

(+)

Boğaziçi Üniversitesi TKP'nin çiftliği mi?

Bu noktada aklımıza bazı sorular geliyor... TKP üyeleri, Boğaziçi Üniversitesi'nde kurdukları masayı ve açtıkları orak-çekiçli bayrağı kamufle etmeye ihtiyaç bile duymadan siyasî parti faaliyeti yapma yetkisini kimden alıyor? Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü ve Öğrenci İşleri TKP üyelerine özel ilgi mi duyuyor? Üniversite bünyesinde kesinlikle yasak olan siyasî parti faaliyetleri Boğaziçi Üniversitesi'nde serbest mi? İsteyen her parti Boğaziçi Üniversitesi'nin Güney Meydanında masa açarak siyasî parti faaliyetinde bulunabilir mi?

Tamam, üniversitelerde tüm partiler serbest olsun. Tüm görüşler serbest olsun ama daha öğrenci kulüplerini bile serbest koymayan, yakaladığı öğrenci kulübünü kapatan bir üniversite yönetimi ne yapmak istiyor. Elbette TKP'li de elini kolunu sallaya sallaya Boğaziçi ortamında liberalleşsin, eyvallah.. ama... ama bir yanlışlık, bir kaç yanlışlık var sanki bu işte!!!

TKP, Boğaziçi Üniversitesi'ni yeni kazanan öğrencilere ve onların velilerine yönelik "referandumda hayır" kampanyası ve siyasî parti propagandası yapma yetkisini kimden almıştır? Okul yönetimi hangi düşüncelerle kampüsün ortasındaki koskoca TKP masasına ve üç gün boyunca "hayır" broşürü dağıtan öğrencilere müdahalede bulunmamıştır?

Evet diyen stklara, partilere bu misafirperverliği göstermiş midir üniversite yönetimi???

 

(+)

TKP'ye sonsuz hoşgörüde bulunan B.Ü. yönetimi, ön kayıt esnasında Güney Meydanda herhangi bir siyasî içeriği olmayan öğrenci yurdu broşürü dağıtmak isteyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilere hangi gerekçelerle müsaade etmemiştir? BÜ Yönetimi, Boğaziçi Güney Kampüste masa açmalarına izin verilmediği için kampüsün dış girişindeki kaldırımlarda kayda gelen yeni öğrencilere yardım etmek isteyen Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine niçin müdahale etmiştir?

Cevap bekliyoruz!

Yukarıda sıraladığımız soruları Boğaziçi Üniversitesi'nin rektörü Prof. Dr. Kadri Özçaldıran'ın ivedilikle cevaplamasını bekliyoruz.

 

(+)

TKP'nin üyeleri; Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsünün orta yerinde koskoca bayrağını çekinmeden sallandırmış, çarşaf çarşaf afişleri asmış, siyasî içerikli tomar tomar broşürleri dağıtmış, ayrıca öğrencileri ve velilerini izin verilmeyen bir şekilde siyasî faaliyetlerle taciz etmiş ve illegal bir şekilde üç gün boyunca okulda arz-ı endam etmiştir. Tüm bunlar olurken Boğaziçi Üniversitesi'nin yöneticileri ve rektör Prof. Dr. Kadri Özçaldıran bu yasadışılığa sessiz kalıp hiç bir müdahalede bulunmayarak bu skandala ortak olmuştur.

Elbette yasaklar iyi değildir. Elbette siyasetten kaçılmamalıdır! Ama böyle bir ayrımcı siyasetten, darbeci askerin emrinde bir sol siyasetten veya darbeci emrinde bir sağ siyesetten veya darbeci askerin emrinde bir dinci siyasetten kaçılmalıdır.

Gerçek komünist arkadaşlar da böylesi yandaşlıkların aleti olmamalıdır bizce! Eşitlik istiyorlarsa herkes için istemelidirler komünist arkadaşlar! Yoksa George Orwel'in Domuzlar Diktatoryası (Hayvan Çiftliği) kitabındaki gibi 'daha eşit komünistler' olmayı kendileri de arzu etmek istemezler sanırız!

 

B.Ü. Kulüpler Mezarlığı'na hoş geldiniz!

Ön kayıt döneminde Türkiye Komünist Partisi'nin siyasî faaliyetlerine göz yuman Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, aynı hoşgörüyü okulun öğrenci kulüplerine göstermeyerek Boğaziçi Üniversitesi'ni kulüpler mezarlığına çevirmeyi başarmıştır. Boğaziçi Üniversitesi'nde önceki yıllarda birbiri ardına kapılarına kilit vurulan öğrenci kulüplerini hatırlayalım:

Yeşilay Kulübü: Kulüp, gençliği kötü alışkanlıklardan kurtarmak için çaba gösterirken "dur" ikazını almıştır.

Uluslararası İlişkiler Kulübü (UİK): Kulüp, Boğaziçi Üniversitesi'nde uluslararası çapta pek çok organizasyon gerçekleştirdikten sonra "kırmızı kart" görmüştür.

Boğaziçi Üniversitesi Tarih Kulübü (BÜTAK): Kulüp, Naftalin dergisi başta olmak üzere pek çok faydalı iş, şehir gezisi ve hizmet ürettikten sonra okul yönetimince tarihin arka odasına gönderilmiştir.

Boğaziçi Üniversitesi Etik Değerler Kulübü (BÜETİK): Boğaziçi Üniversitesi yönetimi etik değerlerin müdafilerinin kulüplerini kapatarak "ayıp" etmiştir.

Boğaziçi Üniversitesi Proje Araştırma Kulübü (PARK): Boğaziçi Üniversitesi kulüpler tarihine geçen projeler ve faaliyetler üreten kulüp "su"dan sebeplerle kapatılmıştır.

Kamuoyu, Boğaziçi Üniversitesi yönetiminin, tüm talebelerine ve öğrenci kulüplerine eşit muamelede bulunmasını ve birbiri ardına kapatılan kulüpleri tekrar öğrenci faaliyetleriyle buluşturmasını bekliyor.

 

İbrahim Ethem Gören- dunyabizim.com

Etiketler :