Cemaat'in CIA'le bağlantısı var mı?

Cemaat'in CIA'le bağlantısı var mı?

Washington Post Gazetesi'nde Jeff Stein imzalı ilginç bir haber yer aldı. Üst düzey bir Türk istihbarat yetkilisi anılarını yazdığı kitabına dayandırılan haber Cemaat'in CIA ile ilişkilerini olduğu iddia ediliyor.

Washington Post / Jeff Stein

Üst düzey bir Türk istihbarat yetkilisi anılarını yazdığı kitabında, merkezi Pennsylvania'da bulunan dünya genelinde yaygın ılımlı İslami hareketin, 1990’lı yılların ortalarından bu yana CIA’yı maskelediğini ileri sürüyor.

Emekli Türk istihbarat yetkilisi Osman Nuri Gündeş,“İhtilallerin ve Anarşinin Yakın Tanığı” adlı kitabında, eskiden imam olan nüfuzlu Fethullah Gülen liderliğindeki dinî hoşgörü hareketine bağlı dünya çapında 600 okul ile dört milyon mürit bulunduğunu belirtiyor.

Paris merkezli Intelligence Online haber bültenine göre, Gündeş, 1990’lı yıllarda hareketin Kırgızistan ve Özbekistan’daki okullarında "130 CIA ajanını barındırdığını" iddia ediyor.

Kitabın geçen ay basılmasından sonra Türkiye’de ortam hassaslaştı.

Gülen’in konuya ilişkin yorumu ise alınamadı.

Ancak Orta Asya’da uzun süre görev yapmış iki eski CIA yetkilisi, Gündeş’in iddialarına kuşkuyla yaklaşıyor.

1995 - 1997 yılları arasında CIA’nın Orta Asya ve Kafkaslar'daki operasyonlarından sorumlu şefi olarak görevi yapan eski CIA ajanı Robert Baer, iddiaların asılsız olduğunu ileri sürerek "Görevim sırasında CIA’nın Orta Asya’da ‘ajanları’ yoktu" dedi.

Görev süresi bittikten sonra CIA’nın "bir değişim gerçekleştirmiş olabileceğine" değinen Baer, öyle olmuş olsa dahi bunu sadece casus ajansının teyit edebileceğini ve CIA’nın operasyon kaynakları ve metodlar hakkında yorumda bulunmadığını kaydetti.

Kimliğini açıklamayan ABD'li bir istihbarat yetkilisi de Gündeş’in "iddialarının bir anlam teşkil etmediğini" söyledi.

CIA’in Kâbil’deki ofisinin eski başkanı ve "Siyasal İslam’ın Geleceği" isimli kitabın yazarı Graham Fuller da aynı şekilde, Gündeş’in Kırgızistan ve Özbekistan’da CIA ajanlarının saklandığı yönündeki iddialarını yalanladı.

Fuller e-posta aracılığıyla verdiği yanıtta, "Gülen’in Orta Asya’daki okullarında 130 CIA ajanının bulunduğu yönündeki iddialar oldukça saçma. Ayrıca yaklaşık 25 yıl önce 1987 yılında CIA’den ayrıldığımı da hemen belirtmek isterim ve bu konu hakkında kişisel herhangi bir bilgiye sahip değilim. Ancak sezgilerim, bu iddianın büyük oranda ihtimal dışı olduğunu söylüyor." diyerek, sözlerine şunları ekledi: "Ajans içinde böylesi bir senaryonun makul bir şekilde gündeme getirilebileceğini hayal bile edemiyorum. Nuri Gündeş’in ne kendisini tanıyorum ne de yazdıklarını biliyorum. Ancak Türkiye’de bu konulara yönelik birçok garip söylentiler dolanıyor ve Gülen konusu da gerçekten hassas."

Intelligence Online’a göre, "görüşleri genelde ABD politikalarına yakın" olan imam Gülen, tüm dinlere yönelik hoşgörülü yaklaşımıyla hareketini El-Kaide ve diğer radikal gruplara rakip kılarak Orta Asya, Orta Doğu ve hatta Avrupa ve Afrika’daki Müslümanların ilgisini kazanmaya çalışıyor.

Henüz İngilizceye çevirilmemiş olan kitap ile ilgili haber bültenine göre, Türkiye İstihbarat Teşkilatı MIT’in İstanbul eski şefi Gündeş ayrıca, "bizzat kendisinin 1990’lı yıllarda Gülen hareketi ile ilgili soruşturmaları yürüttüğünü" belirtiyor. Gündeş’in ne tür bir soruşturma yürüttüğü belli değil; dinî görüşleri de tam bilinmiyor ancak Türkiye’de radikal İslamcıların etkisi 1990’lı yıllarda artış kaydetmişti.

Gülen, 1998 yılında Türkiye’den ayrıldı ve hareketin merkezi olan Pennsylvania eyaletinin Saylorsburg kentine yerleşti. Intelligence Online tarafından yayımlanan habere göre, Gülen, ABD’de kalma iznini ancak 2008 yılında, CIA'nın üniversitelerdeki uzantıları olarak tanımlanan Fuller ve George Fidas aracılığıyla temin edebildi.

Bu iddiayı yalanlayan Fuller, "Gülen’e kalma izni ya da başka bir şey konusunda tavsiyede bulunmadım. George Fidas’ı da ne duydum ne gördüm; tanımıyorum. Benim yaptığım; 2006 yılının başlarında, düşmanları Gülen’in ABD’den sınırdışı edilip Türkiye’ye gönderilmesi yönünde baskı yaptığında FBI’a bir mektup yazmak oldu. 11 Eylül sonrasında Gülen’in tehlikeli bir radikal olduğuna ilişkin söylemler yayılmaktaydı. FBI’a yazdığım mesajda görüşlerimi bildirdim; yani ABD’ye yönelik herhangi bir tehdit oluşturmadığını ifade ettim. Tıpkı çağdaş İslam ile ilgilenen birçok bilim adamı gibi bugün de öyle düşünüyorum." diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Gülen’i bir radikal ya da tehlikeli olarak görmüyorum. Hatta dünya genelindeki birçok İslami hareketlerle ilgili araştırma yapmış birisi olarak, Gülen hareketinin muhtemelen günümüz Islamiyetinin siyasal ve sosyal yapısının evrim geçirmesini sağlayabilecek en umut verici hareketlerden biri olduğu görüşünü taşıyorum."

Bu arada, ne yorumunu almak için Fidas’a ulaşılabildi ne de CIA'dan, Fidas ile ilgili sorulara cevap alınabildi. Fidas, George Washington Üniversitesi Elliot Uluslararası İlişkiler Okulu'nda ziyaretçi profesör ve Merkez İstihbarat Analiz ve Üretim Bürosu Yardımcılığında Direktör olarak görülüyor.

Tercüme: Byegm


 

timeturk.com

Etiketler :