Çiçek, TBMM'de gazetecilerin, konuya ilişkin sorularını yanıtladı.

Aygün ve eşi ile dün görüştüğünü belirten Çiçek, ''Akşam saat 19.00 civarında görüştüm. Eşiyle zaten daha önce de görüşmüştüm. 'Geçmiş olsun' dileklerimi şahsen ilettim. Aynı zamanda Sayın CHP Genel Başkanı'nı da arayarak, memnuniyetimi ilettim ve 'geçmiş olsun' dedim. Temenni ederiz ki bu Türkiye'de yaşanan en son sıkıntı olsun'' diye konuştu.

Aygün'ün eşinin son derece metanetli ve sabırlı olduğunu ifade eden Çiçek, bu durumu görüşmeleri sırasında tespit ettiğini söyledi.

Aygün'ün kaçırılmasının demokrasiye, Meclis'e ve millet iradesine karşı en büyük saygısızlık olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:

''Çünkü bu yol ve yöntemlerle Türkiye'yi karıştırmaktan öteye varılabilecek bir hedef de yoktur. Terör örgütü bir defa daha çirkin yüzünü bu olayla açıkça ortaya koymuştur. Bugün aynı zamanda bu şer odağının kanlı eylemlerini ilk defa ortaya koyduğu olayın da yıldönümü. O günden bugüne 40 binden fazla bu ülkenin insanı hayatını kaybetti. İlk eylemde çocuk, kadın, yaşlı pek çok insanın hayatına hunharca son verildi. Bir taraftan 'Kürt halkının haklarını koruyorum, onun için dağa çıktım, mücadele veriyorum' diyorsun diğer taraftan da öldürdüklerinin önemli bir kısmı o bölgenin masun insanları. Masum insanları katlederek onların hakları, hukukları nasıl korunur? Bunun akılla, izanla izahı yoktur. Kaldı ki o günden bu güne o bölge çok şey kaybetmiştir. Bölgeye yapılacak yatırımlar gecikmiştir. Şu an bile oradaki insanların hayat kalitesini yükseltecek ne kadar önemli yatırım varsa bunlara karşı bu şer odağı büyük bir kampanya başlatmıştır. Dozerler, greyderler, iş makineleri yakılıyor. Havaalanı, hastane yapılacak çalışmalar engelleniyor, okullar yakılıyor, sonra da deniliyor ki biz bu bölge insanının hakkını, hukukunu koruyoruz.''

''Bu yol, yol değil. Bu yol başkalarının menfaatlerine çıkar'' ifadesini kullanan Çiçek, ''Nitekim kullanıldıkları da ortadadır. Hem yakalanan elemanlardan bu belli hem yapılan itiraflardan bu açıkça görülüyor. Başka ülkelerin politikalarının parçası olduğu ortadadır. Bu bölgenin insanına hizmet eden bir yol değildir. Bu yoldan vazgeçilmesi gerekiyor. Tabiatıyla bir milletvekillinin sağ salim ailesine, aramıza dönmüş olması sevindirici bir husustur. Ailesine, partisine tekrar 'geçmiş olsun' diyorum'' diye konuştu.

-''Boşboğazlık...''-

Bir başka gazetecinin, dün Genel Kurul'da CHP Grup Başkanvekili Muharem İnce'nin kendisine ve TBMM Başkanvekili Sadık Yakut'a yönelik sözlerini anımsatması üzerine Çiçek, ''Zaman zaman Sayın İnce'nin bu türlü beyanları oluyor. Bu beyanlar son derece kaba, yaralayıcı ve saygısızca ifadelerdir. Siyaseti saygı çerçevesinde, nezaket içerisinde yapmak lazım. Kaba ve yaralayıcı üslubun, saygısızca söylenen sözlerin ne kendisine ne partisine ne de siyaset kurumuna bir getirisi olmaz. Bu siyaset değildir, boşboğazlıktır. Ne yapalım, boşboğazı cehenneme atmışlar, 'cehennemin odunu yaştır' demiş'' açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile dün görüşürken buna ilişkin üzüntüsünü de ifade ettiğini belirten Çiçek, Kılıçdaroğlu'nun İnce'yi ikaz ettiğini söylediğini aktardı. Çiçek, ''Belli ki Sayın Genel Başkan da bu üsluptan rahatsız'' dedi.

Genel Kurul'da dün yapılan işlemde İçtüzük hükümlerine aykırı bir durum olmadığını vurgulayan Çiçek, olağanüstü toplantı çağrısı karşısında İçtüzüğün hükümlerinin harfiyen uygulandığını söyledi.

İşlemlere hiç kimsenin itirazının olmadığını belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İçtüzüğe ve teamüllere uygun bir işlem yaptık Meclis olarak. Dün birleşimi yöneten Sayın Yukut da İçtüzüğün amir hükümleri neyse onu harfiyen uyguladı. Eğer kendince yanlış bir şey varsa bu kadar kaba, bu kadar saygısız bir üslup kullanmak yerine daha düzgün bir ifadeyle kendince yanlış bulduklarını söyleyebilirdi. Bunun yerine saygısız bir üslubu tercih ediyor. Bunda kendisi hesabına fayda görüyorsa onu bilmem. Çok fayda getirecek bir üslup değil. Geçmişte bunu kullananlar oldu sonra insanlar birbirinin yüzüne bakamaz hale geldi.

Bir başka husus da şudur; dün toplantıya bana verilen bilgiye göre 125 sayın milletvekili katıldı. Biri bağımsız. Yani toplantı isteyen iki partiden katılan milletvekili sayısı 124'tür. Halbuki iki partinin Meclis'teki toplam sayısı 164. 8'inin gelemeyeceğini biliyoruz, geriye 154. Demek ki 154 katılması mümkün olan sayın milletvekilinden dünkü yoklamada 124 kişi var. Yani 30 kişi toplantıya katılmamış. Nasıl olacak da TBMM Başkanvekili, 'toplantı yeter sayısı vardır' diyecek Meclis'i açacaktı. Bunu görmek lazım.

Terör gibi herkesin yüreğini yakan bir olay Meclis'te konuşulacaktı, toplantı yapılabilseydi. Böylesine önemli bir olay için kullanılacak üslup bu mu olmalıdır? Daha ciddi, daha sorumlu davranmak gerekirken, sorunlu konuşmalar zaten kamuoyunda başka tartışmalar açar. 'Bunlar toplantı yapsaydı böyle bağırıp, çağıracaktı' tarzında bir kanaate götürür.''

-''Elin oğlu boş yere bunları beslemez''-

CHP'li Aygün'ün serbest kalmasının ardından yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Çiçek, ''Bu kaçırma eyleminin propaganda amaçlı olduğunu kendisi de ifade ediyor. Benim de kanaatim odur. Türkiye'nin muhtelif yerlerinde terör eylemleri ortaya koyarak, 'ben Türkiye'nin her tarafında varım, her tarafta eylem yaparım. Gerekiyorsa milletvekili de kaçırırım' tarzında. Belki de Şemdinli'de yediği darbenin ortaya koyduğu moral bozukluğunu giderebilmek için bu ve benzeri yol ve yöntemleri tevessül ediyor olabilirler'' şeklinde konuştu.

''Bu konuşmaları çok değişik açılardan değerlendirmek gerekecek'' ifadesini kullanan Çiçek, konuşmalardaki ifadeleri biraz ihtiyatla karşılamak gerektiğine işaret etti. Çiçek, ''İyi adam rolünü oynayanlar, kötü adam rolünü oynayanlar olur örgütün içerisinde. Bunların hakla, hukukla, insani değerlerle bir alakası yok'' dedi.

Bütün hak ve özgürlüklerin yaşayan insanlar için olduğuna dikkati çeken Çiçek, ''Terör örgütleri ise adam öldürmek için kurulur ve kandan beslenir. Başkalarına hesabına bu eylemleri yapıyorlar. Bunda hiç tereddüt yok. Elin oğlu boş yere bunları beslemez, bunlara para vermez. Bunlardan bir fayda temin etmeyecek olsa bunlara silah, para, mühimmat desteği vermezler. Bunlar uluslararası gücün politik enstrümanlarıdır, bunu iyi bakmak lazım'' diye konuştu.