Cindoruk, parti merkezinde düzenlenen Genel İdare Toplantısı (GİK) öncesinde yaptığı açıklamada, son günlerde ''kalkışma'' olarak nitelendirilebilecek sokak gerginlikleri yaşandığını ifade etti. ''Sokağa taşan gerginliğin bitmek bilmediğini'' söyleyen Cindoruk, ''Demokratik açılımın halkta ve karşı tarafta karşılığının olmadığı ortaya çıktı. Oysa yola iç barışı sağlama hedefiyle çıkılmıştı'' diye konuştu.

Açılım sürecinde ''aşırı taleplere'' muhatap olunduğunu ifade eden Cindoruk, şöyle konuştu:

''İmralı'daki tuvalet bile kamuoyunun meşgul ediyor. Af gibi ağır beklentiler içerisine girildi. DTP sözcülerinin yaptığı açıklamalar, partilerinin makul bir ortak olma sıfatını yitirmesine neden oluyor. Kapatma davası kapıda. Ne olur, ne çıkar bilemiyorum ama bu parti ile ilgili gözlemlerde çok dikkatli olunması gerekiyor. Halkın açılıma desteğinin olmadığı anketlerden anlaşılıyor. 'Farlılıklarımız zenginliğimizdir' diyen hükümet, bu zenginliği kullanamadı. Hükümet, çareyi ABD'de arıyor. Başbakan'ın ABD ziyareti öncesinde yaptığı açıklama bizim için çok üzücüydü.''

İnsani değerlere dayalı uzlaşma kültürünün azaldığına dikkati çeken Cindoruk, siyasetin üslup seviyesinin giderek düştüğünü savundu. Cindoruk, ''Siyasi literatürde hiç duymamıştım ama Sayın Başbakan'ın sanıyorum, bir atasözü içerisinde sarf etmesiyle birlikte 'don' kelimesi de literatüre girdi. Bu, siyasi nezaketin azaldığını gösterir'' diye konuştu.

''Başbakan'ı problem fabrikatörü olarak görüyorum'' diyen Cindoruk, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasında yeni bir problem yarattığını'' iddia etti.

DTP'nin üzerindeki siyasi sorumluluğu, ağırlaştırılmış müebbet hapsi cezası alan bir hükümlüye yönlendirdiğini savunan Cindoruk, ''Bu, DTP'nin siyasi parti olma niteliğini kaybetmesine neden olur ama biz yine partilerin Anayasa Mahkemesi eliyle kapatılmasına karşıyız. Buna halkın karar vermesi lazım'' dedi.

Bazı MİT görevlilerinin gözaltına alınmasına da değinen Cindoruk, devlet organları arasında böyle bir durumun yaşanmasının, devletin kudretinin azaldığının göstergesi olduğunu savundu.

''Türkiye, giderek idare edilebilir olmaktan çıkıyor'' diye konuşan Cindoruk, ülkede sıkıntılarının giderilmesinin tek çaresinin seçime gitmek olduğunu söyledi.

Yönetim iradesini tazelemenin tek yolunun ''seçim'' olduğunu anlatan Cindoruk, ''Benim kanım, iktidar partisi de 2010'da seçime gitmek niyetinde. Seçim ülkenin önünü açar. Herkesi yerine yerleştirir. Bırakın halk bir şey söylesin'' dedi.