Nevzat Çiçek 27 Mayıs'ın Öteki Yüzü Sivas Kampı (Lagin Yayınları,2010) adlı çalışmasıyla 27 Mayıs darbesine ilişkin karşı belleğin diri tutulmasına katkıda bulunuyor.

Çiçek kitapta Sivas Kampı'nı ve bu kampta yaşananlarla ilgili yazılanları, anlatılanları/anlatılamayanları ve görsel malzemeyi bir araya getirerek değerlendiriyor ve bir Sivas Kampı belgeliği sunuyor.

50. yılında 27 Mayıs darbesinin pek bilinmeyen bir yönünü ortaya çıkaran "Sivas Kampı" kitabı nasıl oluştu?

Sivas Kampı, Nokta dergisi için hazırladığımız bir haberde ortaya çıktı 2007 yılında. Yaptığımız haber büyük ilgi ile karşılandı. Bir çok aile bana ulaştı ve hatıraları nakletti. Bunun kitap yapılması fikri ağırlık kazandı ve ben de o tarihten itibaren araştırmalara başladım.

Kitabınızda yoruma pek yer verilmiyor. Daha çok belgelere dayanılıyor. Bunun gerekçesi nedir?

Kitapta anlatılanların büyük çoğunluğu, kampı yaşayanlar tarafından bire bir aktarılıyor. Onların acıları üzerine yorum yapmak, sanırım onlara haksızlık olurdu. 50 yıl sonra gerçek anlamıyla ortaya çıkan bu kamp, nasıl tarihte üstü örtülen bir sayfaysa, o sayfayı açtığımızda temiz açıp geleceğe bırakmayı bilmeliyiz.

Kamp fikri kime ait?

Sivas Kampı, Milli Birlik Komitesi kararı gibi gözükse de, Milli Birlik Komitesi içerisinde yer alan Türkçü ve Kemalist ittifak tarafından ortaya çıkarılmış. O dönem İçişleri Bakanı olan Tümgeneral Muharrem İhsan Kızıloğlu'nun bu fikri MBK üyelerine dayattığını kendisi de MBK üyesi olan Numan Esin bana anlattı. 3. Ordu Komutanı olan Ragıp Gümüşpala ve Diyarbakır'da görevli bulunan Şanar Yurdatapan'ın babası Daniyel Yurdatapan da kamp tutuklamalarında oldukça aktif. Ragıp Gümüşpala'nın darbecilerle arasındaki buzları eritmek için tutuklamaları yaptığını kampı yaşayanlar anlatıyor.

27 Mayıs rejiminin DP dışında özellikle Kürtleri ve Nurcuları hedef almasının sebebi nedir?

27 Mayıs Darbesini yapanlar Menderes'e en büyük desteği veren Kürtleri ve Nurcuları kendilerine hedef yaptılar. Eğer Said Nursi vefat etmeseydi onu da tutuklayıp Sivas Kampı'na koyacaklardı. Bu şekilde ülkedeki "muhalefeti" sindirebileceklerini düşünüyorlardı ama bu böyle olmadı. Bilakis Kürt muhalefeti kıpırdamaya başladı.

Kürt sorunu MBK'nın gündeminde çok yoğun bir yer tutuyor mu?

Aslında tuttuğu belli ama ne yapacaklarını bilmiyorlar. Hatta bir heyet Yassıada'ya gidip Menderes ile konuşuyor ve Kürt Meselesi'ni nasıl çözeceklerini soruyorlar. Menderes serbestlikle diye ifade ediyor. Ama 27 Mayısçılar, Kürt Sorununu bilmedikleri için ortaya çıkardıkları Sivas Kampı ile meseleyi içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Sizin konuştuğunuz isimlerden sizi en çok kim ve hangi olay etkiledi?

Ağrı Tutak'tan konuştuğum Kazım Yıldırım beni çok etkiledi çünkü hala korkuyordu. "Ben öldükten sonra yazacaksın" dedi ve bana yemin ettirdi. Allah rahmet eylesin geçen yıl vefat etti. Said Ensarioğlu, Settaç Bucak, Zeynel Abidin Erdem, Abdülilah Fırat'ın anlatımları da beni çok çok etkiledi. Çünkü bu insanlar yaşadıklarını 50 yıldır kimseye anlatmadılar. Bunun dışında sürgün yıllarında çocukların cenazelerine gidemeyen Bahattin Erdem ve Faik Bucak'ın sıkıntısı da bende derin izler bıraktı.

Bu olaydan sonra Kürt milliyetçiliği nasıl bir seyir izliyor?

Bu olaydan sonra Kürtler artık devlete hiç güvenmiyor, çeşitli örgütler ortaya çıkıyor. Gönül kırgınlıkları, küslükler oluşuyor. Kürt hareketi medrese kontrolünden çıkıp seküler -laik Kürt aydınlarının ve öğrencilerinin kontrolüne geçiyor