Deniz Feneri Genel Başkanı Konuştu

Deniz Feneri Genel Başkanı Konuştu

"Bu savaşın bir ucunda uluslararası güçler, bir tarafında siyasi hesaplaşmalar, öbür taraftan da medyanın hükümetle olan hesaplaşması var."

Ülkemizde yardım duygusunu tekrar canlandıran, yaptığı yardım projeleriyle onbinlerce insanın yarasını saran Deniz Feneri Derneği, kartel medyasının bütün karalama ve iftiralarına rağmen, bu Ramazan'da da binlerce yoksul ve muhtacın yüzünü güldürmeye devam ediyor. Çalışmalarını Vakit 'e anlatan Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz. "Bizim tek ideolojimiz var, o da yoksullukla mücadeledir. Bize bağış olarak verilen bir kalemi. 2 yıl sonra dahi gelseniz, kime ve nereye gittiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Bu Ramazan'da 100 bin aileye gıda. 8 bin 575 yetim çocuğa ise bayramlık yardımında bulunuyoruz " diyor. Yetimler yoksullar Deniz Feneri'yle seviniyor Kartelin bütün iftiralarına rağmen halkın kendilerine olan güveninin devam ettiğini söyleyen Mehmet Cengiz, arkadaşımız Kemal Gümüş'e yaptıkları çalışmaları anlattı.

Kemal GÜMÜŞ / İSTANBUL Yaptığı yardımlarla yüzyılın iyilik hareketi olarak anlatan Deniz Feneri Derneği, bu Ramazan'da da yoksulun yüzünü güldürdü. Yurtiçinde ve yurtdışında onbinlerce ihtiyaç sahibine yardam elini uzatan Deniz Feneri Derneği, sadece yurtiçinde 100 bin kişiye kumanya dağıtarak ve 8 bin 575 yetime bayramlık alarak yine bir ilki gerçekleştirdi. Projelerini Vakit'e anlatan Deniz Feneri Demeği Genel Başkanı Mehmet Cengiz, 2 yıl önce Deniz Feneri’ne karşı başlatılan karalama kampanyalarına rağmen yaptıkları destansı çatışmaları anlattı. On yıldan bu yana yurtiçi ve yurtdışında onbinlerce insanın yarasını sardıklarını ve sadece Türkiye'de yoksul bin aileyi konut sahibi yaptıklarını anlatan Mehmet Cengiz, Ramazan öncesi birçok proje hazırladıklarını ve şimdi bunları bir bir hayata geçirdiklerini söyledi.

"23 MİLYON TL YARDIM YAPTIK"
Ramazan öncesi tespit ettikleri 100 bin aileye gıda dağıtmaya devam ettiklerini vurgulayan Cengiz , "Ramazan öncesi çok yoğun bir çalışmayla yoksul ve ihtiyaç sahiplerini belirledik ve şu anda onlara gitmeye devam ediyoruz. Deniz Feneri yüksek seviyede yardım organizasyonlarını yurtiçinde ve yurtdışında yapıyor. Şu anda 100 bin aileye gıda dağıtımımız devam ediyor. 2009 yılının ilk altı ayında 30 bin hayırsever bize bağış yaptı. İlk altı ayda biz de yaklaşık 23 milyon liralık bir yardım organizasyonu gerçekleştirdik. Türkiye'de adeta TOKİ gibi, KİPTAŞ gibi çalıştık ve tam bin evsiz yoksul aileyi konut sahibi yaptık. Halkımızın bu yardımlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için ekiplerimiz gece gündüz çalışıyor" dedi.

"8 BİN 575 YETİMİ GİYDİRİYORUZ "
Yıl boyunca öksüz ve yetimleri gözettiklerini anlatan Cengiz. Ramazan Bayramı'nda da öksüz ve yetimleri sevindireceklerini belirterek "Ramazan Bayramı'nda 8 bin 575 çocuğa bayramlık, bin çocuğa 50 TL bayram harçlığı vererek onları bir nebze de olsa sevindirmeye çalışacağız. Önce 7 bin 575 öksüz ve yetim çocuk Deniz Feneri giyim mağazalarına davet edilerek, tek tek bayramlıkları hediye edilecek. Tüm çocuklar tek tek giyip, beğendikleri, üzerlerine olan, içlerine sinen kıyafetleri ve bayramlık denince ilk akla gelen gıcır gıcır ayakkabılarını alacaklar. Sonra bin öksüz ve yetim çocuğa, hayatta olmayan babalarının, annelerinin yerine bayram harçlıklarını Deniz Feneri verecek. Bu bayram 8 bin 575 öksüz ve yetim çocuk, Deniz Feneri’nin kendisine ulaştıracağı bayramlık ve bayram harçlığıyla mutluluktan uçacak, bayram sevincini ikiye katlayacak " diye konuştu.

"YURTDIŞINDA DA DESTAN YAZDIK "
Yurtiçi yardımlarının yanında yurtdışında da yoğun bir şekilde birçok önemli proje yürüttüklerini belirten Cengiz," Nijer'de açmış olduğumuz onlarca su kuyusu var. Yine orada 50 bin insana hizmet eden bir hastane açtık. Orada yaptığımız araştırmalar neticesinde insanları n kendi yaşamlarını sürdürebilmeleri için çok önemli bir projeyi gerçekleştirdik. Çok sayıda insana keçi dağıttık ve onların hayata tutunmalarını sağladık. Şu anda yeni su kuyuları açmak için arkadaşlarımız orada çalışmalarını sürdürüyorlar. Afrika ülkelerindeki ' insanların bize o kadar çok ihtiyacı var ki; bunlar sözle anlatılamaz. Deniz Feneri ve diğer STK’ların her biri son 10 yılda Afrika'da adeta birer destan yazdılar" ifadelerini kullandı. 

BİZİM DIŞIMIZDA BİZE BİR SAVAŞ BAŞLATILDI
Kartel medyası ile CHP'nin Deniz Feneri aleyhinde 1 yıl önce başlattıkları karalama çalışmalarına da değinen Cengiz, Deniz Feneri dışında olan bir olayla Deniz Feneri’ne karşı kuralsız bir savaş açıldığını söyledi.
"Bu savaşın bir ucunda uluslararası güçler, bir tarafında siyasi hesaplaşmalar, öbür taraftan da medyanın hükümetle olan hesaplaşması söz konusu" diyen Cengiz şunları söyledi ; "Bu hesaplaşmada demeğimiz hedef seçildi. Çünkü Deniz Feneri, Türkiye'de yardım denilince ilk akla gelen isimdi. Türkiye'de toplumun yüzde 70'i yardım deyince sadece Deniz Feneri'ni adres gösteriyorlardı. Doğan Medya Grubu'nun bir dergisi var, Capital Dergisi. Bu dergi 4 yıl boyunca Türkiye'deki STK’ların güvenirliği ile ilgili araştırma yaptı ve her yıl Deniz Feneri, en güvenilir olarak birinci sıradaydı. En son 2008'de yayınladıkları raporda Deniz Feneri güvenirlilik açısından yüzde 47 idi, ikinci sırada gelen STK ise yüzde 10’du. Hedef seçilmemizde bu gerçeğin yattığını düşünüyoruz. Gerçek neydi peki, Almanya'da benzer isimli bir demekle alakalı dava süreci yaşandı. 0 demekle sırf isim benzediğinden dolayı Türkiye'deki Deniz Feneri hedef seçildi. Israrla bizi iktidar partisiyle bağlantılıymış gibi göstermeye çalıştılar. Hâlbuki biz bir insanî yardım kuruluşuyuz. Hiçbir siyasal partiyle bağlantımız olmadığı gibi, hiçbir ideolojinin de takipçisi değiliz. Bizim ideolojimiz fakirlikle ve yoksullukla mücadeledir. Bunun dışında da Deniz Feneri'nin 10 yıllık şanlı tarihinde yoksullukla mücadele dışında asla hiçbir şey bulamazsınız."

" YARDIMLAŞMA DUYGUSU YOK EDİLMEK İSTENDİ "
Doğan medyasının sadece geçen Ramazan ayında 20 binden fazla aleyhte yayın yaptığına dikkat çeken Cengiz, "Geçen sene Ramazan ayı 29 gündü, Doğan medyası 29 günde 20 binden fazla yayın yaptılar. Her haberde derneğimizin logosu, binası ve çalışmalarımızın görüntülerini kullanarak aleyhte yayın yaptılar. Burada sadece Deniz Feneri zarar görmedi, İnsanlann zihninde sanki Deniz Feneri'nde bir yolsuzluk olmuş gibi algı oluşturuldu; ancak bu haksız bir algıydı. Bu bizi elbette çok etkiledi ama olumsuz etki sadece Deniz Feneri'yle sınırlı kalmadı. Aslında bu Deniz Feneri'ni aşarak tüm hayır kurumlarını olumsuz etkiledi. En önemlisi de insanların birbirleri arasındaki güven duygularını zedelediler. Bunu Deniz Feneri’nin tek başına yüklenmesi de mümkün değil. Genel olarak bozulan bu mizanı korumak, bizimle beraber toplumdaki STK’ların ve toplumun önde gelen simalarının geniş katılımıyla bu algıyı geriye döndürecek bir organizasyonla oluşturulmalı" şeklinde konuştu.

“VERDİĞİNİZ HER KURUŞ KAYIT ALTINDA “
Kendilerine yapılan bütün aynî ve nakdî yardımların mutlaka kayıt altına alındığını vurgulayan Cengiz, yapılan bağışların her zaman çek rahat bir şekilde denetlenebildiğini de vurgulayarak tek bir kuruşun bile kaybolmayacağını belirtti. Yardımların kayıt sisteminde olmasının kendilerine büyük bir güç verniğini anlatan Cengiz sözlerini şöyle sürdürdü;"Ancak bizim çok güçlü bir yanımız var. Yüzde yüz kayıtlı çalışan bir derneğiz. Bize gelen bağışların yüzde 95 ' i bankalardan gelir, ihtiyaç sahipleri sosyal incelemeyle tespit edilir, yardım yapılacak kişi veya aileye bir hesap numarası açtırılır ve bankadan direkt o ailenin hesabına para aktarılır. Dolayısıyla Deniz Feneri tamamen kayıtla çatışan bir kuruluştur. Aynî yardımlarda aynı kayıt söz konusu. Demeğimize gelen her türlü aynî yardımlar, marketlerdeki barkod sistemiyle anında kayıt altına alınır. Ve ürün kime verilmişse aynı yöntemle kaydedilir. Teslim tutanağıyla beraber o barkod numarası bilgisayara kaydedilir. Yani bir vatandaş, bağışladığı bir kalemi 2 yıl sonra gelip sorduğunda, o kalemin yardım olarak nereye gittiğini, kime verildiğini rahatlıkla öğrenebilir. Bu bizim en güçlü yanımız, bize atılan iftiralar karşısında bize güç veren, bu güçlü yanımız oldu. Hesap veremeyeceğimiz tek kuruş yok. Tüm bağışçılarımız, istedikleri vakit gelip verdikleri para veya eşyanın kime ve nereye gittiğini rahatlıkla takip edebilir."

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :