Derin kazaya mercek tutuluyor

Derin kazaya mercek tutuluyor

Savcı Fikret Seçen’in, 2004 yılında üç TÜBİTAK görevlisinin hayatını kaybettiği şüpheli trafik kazasını da araştırdığı ortaya çıktı

TÜBİTAK’ın Susurluk’u da incelemede

 

Deniz Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren ‘fuhuş çetesi’nin çökertilmesi esnasında ele geçen belgeler ışığında, silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışan 4 ASELSAN mühendisinin sır intiharlarına mercek tutmak için harekete geçen Savcı Fikret Seçen’in, 2004 yılında üç TÜBİTAK görevlisinin hayatını kaybettiği şüpheli trafik kazasını da araştırdığı ortaya çıktı

 

“Şantaj ve askeri casusluk” soruşturması kapsamında, ABD güdümlü elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması ve silahlı gücümüzün millileştirilmesi için çalışan 4 ASELSAN mühendisinin sır intiharlarına mercek tutmak için harekete geçen Savcı Fikret Seçen’in, 2004’te üç TÜBİTAK görevlisinin şüpheli trafik kazasında ölümünü de araştırdığı ortaya çıktı.

AYRI KURUMLARDA AYNI PROJEDE GÖREVLİYDİLER

Çetenin TÜBİTAK’a sızdığının, “Gizli kalması gereken plan ve projeleri casusluk amacıyla” temin ettiğinin, “kritik projeleri sabote ettiğinin” ve projelerin mümkün olduğu kadar yavaş ilerlemesini sağladığının tespiti üzerine harekete geçen Savcı Seçen’in, ASELSAN mühendisleriyle 2004’teki kazada ölen TÜBİTAK görevlilerinin ölümü arasındaki ortak yönleri araştırdığı öne sürüldü. Ölümleri sır olan ASELSAN mühendisleri ile TÜBİTAK görevlilerinin ABD’nin orijinal yazılımlarından bağımsız olarak, dost-düşman ayrımı yapabilmesini sağlayacak “milli yazılım projesinde” görev alması da soruşturmanın derinleştirilmesine neden oldu.

GİZEMLİ KAZA VE MİLLİ YAZILIM PROJESİ

TÜBİTAK’ta F-16 uçaklarının ABD’nin orijinal yazılımlarından bağımsız olarak dost-düşman ayrımı yapabilmesini sağlayacak “milli yazılım projesinde” görev alan Ercan Kuruoğlu, Mustafa Aktekin ile projeler kapsamında askeri uzman olarak görev yapan Yüzbaşı Yücel Kenter, Çanakkale-Gelibolu yolu üzerinde şüpheli bir trafik kazasında hayatlarını kaybetti. Mahkeme aşamasında TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü’nde çalışan Kuruloğlu’nun bilgisayarının kaybolduğu ve çok önemli kripto çözücünün şifrelerinin de yanında olduğu ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine TÜBİTAK davaya katılarak, “Bilgisayar bizde. Jandarma getirdi. Getirdiklerinde kırıktı” açıklamasıyla yetinmişti.

UZMANLIK ALANLARI AYNI

TÜBİTAK personelleri gibi intihar ettiği öne sürülen üç mühendis de, ASELSAN’da askerî araçlara Türk milli yazılımını üreten stratejik öneme sahip projelerde çalışıyordu. TÜBİTAK ve ASELSAN personellerinin en büyük özelliği de uzmanlık alanlarının ‘sinyal kırıcılar’ ve ‘kriptolar’ olmasıydı.

ŞÜPHELİ KAZA

Ercan Kuruoğlu, Bilkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümüne ÖSS’de Türkiye derecesi alarak girdi. 1997’de de TÜBİTAK’ın Ulusal Elektronik Kriptoloji (Şifreleme)Araştırmaları Enstitüsü’ne girdi. Kuruoğlu, bir başka TÜBİTAK görevlisi ve bir yüzbaşı ile son olarak 15 Temmuz 2004 gecesi önemli bir cihazı Gelibolu’da TSK’ya teslim ettiler. Gebze’ye dönerken Susurluk benzeri bir kazada hayatlarını kaybettiler.

ÇARPAN 34 PLAKALI TRAKTÖR

Sezer Soysal yönetimindeki resmi plakalı, TÜBİTAK’a ait minibüs, saman yüklü, arka ışıkları yanmayan traktöre arkadan çarptı. Yolun soluna savrulan minibüs, ikinci darbeyi fren yapma fırsatı bulamayan bir mercedesten yedi. Yüzbaşı Yücel Kenter (32) ile M. Ercan Kuruoğlu (31) olay yerinde hayatını kaybetti. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan diğer TÜBİTAK görevlisi Mustafa Aktekin (54) ise tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kazaya sebep olan traktör 34 plakalıydı. Olay yeri keşif tutanağı ve bilirkişi raporunu fizik mühendisleri ile inceleyen Kuruoğlu’nun ailesi ve avukatları, “Fren izleri ve çarpma şiddeti dikkate alındığında cesetlerin birinin en sağda diğerinin solda olması mümkün değil” yorumunu yapıyor.

SÜRÜCÜLERİ TUTUKLANMIŞTI

Şüpheli kaza, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine 35 kilometre mesafedeki Diriköy yakınlarında meydana geldi. Kazaya karışan TÜBİTAK’a ait minibüs ve traktörün sürücüleri, olaydan sonra tutuklandı. Minibüs sürücüsü Sezer Soysal (41) ifadesinde, kaza sırasında minibüsteki yolcuların uyuduklarını, kendisinin de normal süratle yoluna devam ettiğini söyledi. Soysal, “Karanlık içinde traktörü bir anda fark ettim ve direksiyonu kırdım. Karşı yönden gelen aracı hiç hatırlamıyorum” dedi. Traktör sürücüsü Cemal Elmas ise römorkün arka sağ ve sol tarafları ile saman balyalarının tepesinde reflektör olduğunu, sadece park ve stop lambalarının yanmadığını savundu. Hâkim karşısına çıkarılan her iki sürücü de, “tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verme” suçundan tutuklandı.

ASLAN DEĞİRMENCİ-YENİ AKİT

Etiketler :