Dijital sanatın öncü festivali Ars Electronica Istanbul, Zorlu PSM’de sergi, performans ve atölyelerle ziyaretçilere açıldı
Dünya çapında teknolojik sanatların öncüsü Ars Electronica, İstanbul’daki Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluştu. Sergi, artırılmış gerçeklikten dijital enstalasyonlara kadar çok sayıda eser ve atölye ile 28 Ekim’e kadar devam edecek.
Avusturya'da yaklaşık 50 yıldır teknolojik sanatlar alanında dünyanın en saygın festivali ve platformu olarak kabul edilen Ars Electronica Istanbul, Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde (PSM) sanatseverlerle buluştu.
Festival, Zorlu PSM ve Piksel.Creative Solutions partnerliğiyle düzenleniyor.
Açılışta konuşan Zorlu PSM Genel Müdürü Filiz Ova, 10 yıldır dijital sanat alanında da faaliyet gösteren Zorlu PSM'de, yeni sezonun yenilikçi, zengin ve ilham verici olduğunu belirtti.
Ova, Zorlu PSM'de Digital Revolution, Digilogue ve Sonar İstanbul ile dijital sanatı sergilemenin yanı sıra sanatın geleceğinin tartışıldığı bir platform oluşturduklarına işaret ederek, "Zorlu PSM, sadece bir sahne değil, sanatın üretildiği, sergilendiği ve aynı zamanda tartışıldığı bir platform haline geldi. Ars Electronica ile de bu işbirliklerini uluslararası arenaya taşıdık." dedi.
- "Sergi, sanat, teknoloji, arttırılmış gerçeklik ve doğayı eksenine alıyor"
Ars Electronica'ya ilişkin bilgi veren Ova, "Bizler Ars Electronica Istanbul'u sadece bir sergi olarak değil, Türkiye'nin ve özellikle İstanbul'un dijital sanat DNA'sıyla organik bir diyalog olarak tasarladık. Bu kapsamda Türkiye'nin kültür sanat hayatının en önemli temsilcilerinden biri olarak sanatın evrensel dilini, teknolojinin tüm olanaklarıyla sergilemeye ve bu alanda yenilikçi, ilham verici içerikler üretmeye Zorlu PSM olarak devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Filiz Ova, AA muhabirine yaptığı açıklamada ise Ars Electronica ile dijital sanat alanında yaptıkları çalışmaları genişlettiklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Ars Electronica, 46 yıldır Linz şehrinde sanat, toplum ve bilim ekseninde çok büyük bir sergi düzenliyor. Bütün şehri kaplayan, kocaman bir festival gibi düşünebilirsiniz. Çok çığır açan eserleri sergiliyorlar. Biz de 2024 yılı sergisinin en çarpıcı eserlerini burada izleyicilerle buluşturuyoruz. Dünya meselelerini referans alan, çok değerli, özellikle sanat, teknoloji, arttırılmış gerçeklik ve doğa gibi konuları eksenine alan etkileyici ve bilgilendirici bir sergi. Umuyorum bütün izleyicilerimiz bu sergiden ilham ve keyif alacak."
Sergide Türkiye'den de sanatçıların yer aldığını söyleyen Ova, "Bu sergiyle birlikte Türkiye'yi dijital sanat alanında uluslararası bir platforma taşımış olduk. Türk sanatçılara da burada uluslararası bir platform sağladık. Bu da bizim için çok önemli. Ars Electronica bizim için sadece bir sergi değil, aynı zamanda araştırma ve eğitim kurumu. Bir sürü Türk sanatçının aslında ilham aldığı, çalıştığı bir alan. Bizim de hedefimiz Türkiye'deki sanatçıları, uluslararası kitlelerle buluşturmak." görüşünü paylaştı.
Piksel Creative Solutions'un kurucu ortaklarından, aynı zamanda sanatçı Hande Şekerciler de Arda Yalkın ile 16 yıldır Ars Electronica'yı İstanbul'da açmanın hayalini kurduklarını söyleyerek, "Hayallerimize ortak olan Zorlu grubu gibi iş birlikçilerimizle birlikte bu hayali büyütüyoruz. İlk yılında Ars Electronica Istanbul'u daha küçük ölçekli bir sergi gibi gerçekleştirebildik. Buna rağmen 6 ayda 130 bin kişi festivali deneyimledi. Ama şu anda bu güzel mekanda çok daha kapsamlı güzel eserlerle, çocuk atölyeleriyle, animasyon programıyla çok güzel bir festival ruhu yakaladığımızı düşünüyoruz." dedi.
Ars Electronica Dış Yapımlar Direktörü ve sergi küratörü Laura Welzenbach ise Ars Electronica'nın 1979'da kurulduğunu aktararak, festivalle teknolojinin farklı şekillerde kullanılabileceğini gösteren bir içerik sunduklarını anlattı.
Serginin adının "Veri ve Kırılganlık" olduğuna dikkati çeken Welzenbach, "Veri genellikle nesnel, sağlam, bir bakıma istikrarlı bir şey olarak görülüyor. Fakat veri, düşündüğümüz kadar istikrarlı, sağlam ve tarafsız değil, manipüle edilebilir bir şey." şeklinde konuştu.
Welzenbach, sanatçıların veriyi eserlerinde kaynak olarak kullandıklarına işaret ederek, şunları söyledi:
"Sanatçılar sergide, veriyle farklı düzeylerde çalışıyor, veriyi dönüştürüyor, veriyle materyal olarak çalışıyorlar. Açık kaynaklı verileri inceleyip kullanıyorlar. Sanat eserlerini canlandırmak için bir tür dijital veri kullanıyorlar ve bunu da üç farklı temada yapıyorlar diyebilirim. Bu 3 ana başlık, veri ve doğa, veri ve manipülasyon, veri ve performans. Sergiyle amacımız, sanatın bilinmeyeni anlamamıza nasıl yardımcı olabileceğini ve bunu bedenlerimizin bir mekanda olduğu, somut bir deneyim haline nasıl getirebileceğini göstermek."
- Ars Electronica hakkında
Etkinlik, mekansal enstalasyonlardan ekran tabanlı işlere, ses ve ışığın sınırlarını zorlayan performanslardan atölyelere kadar uzanan geniş bir programla 28 Ekim'e kadar devam edecek.
Mekanı titreşim ve rezonansla dönüştüren hipnotik kinetik heykel "Cycloid-E" ile "Cod.Act", elektromanyetik dalgaları bir şelaleyi andıran ışık ve ses performansına dönüştüren Marc Vilanova'nın "Cascade", hiper-gerçeklik ve yapay zeka üzerine düşündüren Martyna Marciniak'ın "Anatomy of Non-Fact", iklim krizini canlı alg kültürleri aracılığıyla görünür kılan Noor Stenfert Kroese'nin "Fading Colours" enstalasyonu bu yılki edisyonda öne çıkan eserler arasında yer alıyor.
Universal Everything, izleyiciyi hareketle etkileşime giren, bedenin jestleriyle şekillenen bir dijital evrenin parçası olmaya davet eden interaktif işiyle festivalde sanatseverlerle buluşacak.
Türkiye'den genç yetenekleri de ağırlayan festivalde sergiye eşlik eden canlı performanslar, söyleşiler ve atölye çalışmaları gerçekleştirilecek. Bit.studio'nun doğanın ritmini dijital formlarla kaynaştırdığı "Flock Off" isimli performansı katılımcıların beğenisine sunulacak.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.