Dilipak'tan Balyoz Darbe planına tepki

Dilipak'tan Balyoz Darbe planına tepki

Gazeteci Yazar Abdurrahman Dilipak, Balyoz darbe planı ile ilgili olarak bu gün basına yaptığı yazılı açıklamada, “yeni ortaya çıkan, bildik, artık kanıksadığımız, mide bulandıran utanç verici bir darbe planı” dedi.

Planda adı geçen ilk tutuklanacak 36 gazetecinin 8’inin Vakit gazetesi yazarı olduğunu söyleyen Vakit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak Dilipak, “liste de yer alan, 2’sinin dini kimliği ile öne çıkan ve biri Vakit Gazetesi yazarı olan 5 hanım gazetecinin de olmasının dikkat çekici olduğunu” söyledi..

Dilipak “burada asıl vahim olanının tutuklanacak gazeteciler’den önce, sayıları 137 olarak açıklanan kendileri ile işbirliği yapılabilecek gazeteciler olduğunu, önümüzdeki günlerde siyaset, bürokrasi, iş dünyası ve STK lardaki tehdit olarak görülen ve işbirliği yapılacak isimler olarak not edilen isimlerin ortaya çıkması ile derin ilişkilerin ortaya dökülebileceğini” söyledi. Dilipak ayrıca: “Günde 5 kez, haftada 5 gün duruşmaya çıktığım oldu. Vakit avukatları zaman zaman bir günde 50-60 davaya giriyor. Birilerinin Vakiti yargı yoluyla boğma girişimi de bu planların bir parçası olabilir mi diye düşünüyorum.. Çünki birilerinin Media gibi Yargıyı da kullanmasından, dost ve düşman kuvvetler olarak fişlemesinden kaygı duyuyorum” dedi..

"VAKİT’E BU TEHDİTLER YENİ DEĞİL"

312 General davası, Koman, Tolon, Erkaya davaları vesilesi ile de görüldüğü gibi, Ordunun içindeki darbeci kesimin öteden beri  Vakit’i hedef aldığını belirten Dilipak, “Hasan Karakaya ve Hasan Madenin başına gelenler biliniyor. Gazete binasının otomatik silahlarla taranması da tesadüf değil.. “Ergenekon`un Vakit`i susturma planı!” yeni değil. Jandarma istihbarat teşkilatına bağlı Cumhuriyet Çalışma Grubunun Em. Org. Şener Eruygur döneminde Vakit gazetesine yönelik bir takım faaliyetler planladığı ve bunların bir kısmının da hayata geçirildiği daha önce ortaya çıkmıştı.. Planda Gazetenin dağıtım araçlarına sabotaj yapmak, gazete binasına sabotaj, saldırı, diğer gazetelerle çatışma içine sokulması gibi eylemler planlandığını biliyoruz.. Hatta bir dönem okurlar fişlenmişti. Daha önceki çete planları ve silahları ile ilgili olarak  “Boru” ve “kağıt parçası” değerlendirmesi yapan çevrelerin bu konudaki açıklamaları da bu tecrübeler ve Ergenekon iddianamesindeki belgeler  ışığında değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum” dedi.

"FİKİR SUÇ, KİTAP SUÇ ALETİ, DÜŞÜNEN İNSAN POTANSİYEL SUÇLU"

Dilipak, konu ile ilgili olarak daha sonra şöyle dedi: “Bazıları için Fikir suç, kitap suç aleti, düşünen insan ise potansiyel suçlu.. Bu insanların sistemden bir an önce tasfiye edilmesi gerekir. Darbecilerin, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset, Bürokrasi, STK, Oda ve Barolarda örgütlü olduklarını biliyoruz. Ellerine fırsat geçse ülkeyi büyük bir hapishaneye çevireceklerini de..  Bunlarla mücadele etmek için hükümetin ilk olarak EMASYA genelgesini geri çekmesi, iç Hizmet Kanunu ile Yönetmeliğin derhal değiştirilmesi gerekir ve tabi bu plan sahiplerinin de bir an önce yargı önüne çıkartılması şarttır.. Darba planının sahibi, adeta planını savunuyor. Bunları yapmasının hak ve görevi olduğunu söylüyor adeta. “Cumhuriyeti koruma plan tatbikatı yapıyoruz” demeye getiriyor.. Ve zaten sözkonusu kişinin daha önce ve sonraki icraatları ve vukuatları zihniyetini ortaya koymaktadır.. Sezer ve YÖK’ün bu kişiye ilgisi de bu anlamda özel bir anlam taşımaktadır..”


“Bu arada Doğan Media Grubunun yazarlarının büyük ölçüde bu planda darbecilerin “Dost Kuvvetler”  listesinde yer alıyor olması da düşündürücü ve dikkat çekici bir husustur.. Burada utanması gerekenler, darbecilerin kendilerini potansiyel dost ve işbirlikçi kadrosu içinde görmeleridir.. Görünen o ki, bu darbe planı ne ilktir ve ne de son olacaktır.., Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı derken şimdi de Balyoz darbe planı.. Esasen anayasanın 90. Maddesine göre, bir kısım yasaların darbeyi meşrulaştırma adına o yönde yorumlanmasını dahi mümkün kılmasa da, bütün bu gelişmeler acil bir anayasa değişikliği ile TSK nın sistem içindeki yerini yeniden tanımlayan kapsamlı bir kamu reformunu zorunlu kılmaktadır. Aleme ibret olarak bu plan sahiplerinin derhal yargı önüne çıkartılması ve darbe planında adı geçenlerin kamu yönetiminden  el çektirilmesi gerekir..”

Öte yandan Vakt gazetesi yaptığı bir açıklama ile yazarlar Dilipak hakkında bir bilgi veya belge bulunmadığını belirtti. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"DİLİPAK HAKKINDA JANDARMADA  BİR BİLGİ VEYA BELGE BULUNMAMAKTADIR"

Balyoz darbe planında adından söz edilen gazetemizin yazarlarından Abdurrahman Dilipak hakkında Jandarmada bir bilgi veya belge bulunmadığı bildirildi..

Balyoz darbe planı ile aynı gün kendisine ulaşan  , daha önce yaptığı başvuru sebebi ile Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gönderilen 13 Ocak tarihli, Jandarma Genel Komutalığı tarafından  Genel sekreter sıfatı ile Jandarma Kurmay Albay N.A. imzası ile gönderilen  cevabi yazıda “Talep ettiğiniz hususlarla ilgili, kayıtlarımızda bir bilgi veya belge bulunmamaktadır” denildi.. Bilindiği gibi Balyoz darbe planında tutuklanacak gazeteciler arasında Dilipak’ın adı ilk sıralarda görülüyordu..

Dilipaka yakın koruma yapıldığından en az Güvenlik Şubesi ile aralarında yazışma bulunması gereken Dilipak hakkında hiçbir kaydın bulunmaması, görev ihmali olarak değerlendirilebilir.. Bir dönem Jandarma Genel Komutanı Koman  ile de JİTEM konusunda mahkemelik olan Dilipakla ilgili bir kaydın olmaması mümkün gözükmüyor..
Hukukçular bu gibi durumlarda gerçek dışı beyanının suç olduğunu belirtiyorlar.. Güvenlik birimlerinin gizlilik sebebi ile açıklamaya yapmayabileceklerini, ama hilafi hakikat beyanda bulunamayacağını belirtiyorlar..

DİLİPAKIN BAŞVURUSU

Dilipak, bir süre önce hatırlarını yazmak amacı ile , 12 Mart sonrası faaliyetleri ile ilgili olarak Asker, Polis ve istihbarat birimlerindeki gizlilik derecesi bulunmayan toplantı takip tutanakları gibi bilgi, belge, ve fotografların kendisine verilmesini talep etmişti.

DÜNYADA DURUM NE?

Gelişmiş ülkelerde kişi ve kurumlar, gizlilik derecesi olmayan bilgi ve belgeleri talep edbeiliyor ve bu bilgi ve belgelerde eksiklik ya da yanlışlık varsa düzeltebiliyor.. Dava ya da kişilik haklarının zarar görme ihtimali sözkonusu olduğu durumlarda avukat ya da yargı marifeti ile, istihbarat kayıtlarındaki bilgi ve belgeleri sınırlı olarak da olsa inceleyebiliyor ve mahkemeye celp edebiliyor. Herhangi bir şekilde kamunun bilgisine dahil olan belgelerle ilgili dava açabiliyor ve bilgi talep edebiliyor"

(Haber 7)

Etiketler :