Duymadım Bilmiyorum Görmedim

Duymadım Bilmiyorum Görmedim

Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun tavrı akıllara, İpekçi cinayetinin arka planını gizleyen tetikçi Ağca'yı getirdi

Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, ilk duruşmasında cinayetle ilgili ipucu vermedi ve kendisini 197 gün kimlerin sakladığını açıklamadı Cinayetin arka planıyla ilgili sorulara, "Bilmiyorum" yanıtı veren Garipoğlu'nun, tavrı akıllara, İpekçi cinayetinin arka planını gizleyen tetikçi Ağca'yı getirdi
 
 
Sevgilisi Münevver Karabulut'un başını canlı canlı testereyle kesip öldürmekle suçlanan Cem Garipoğlu, ilk duruşmada Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca taktiği uyguladı. Garipoğlu, mahkemede verdiği ifadede işine gelenleri hatırladı, gelmeyenleri hatırlamadı. Cinayet sebebi olarak "Erkekliğime hakaret etti" diyen Cem Garipoğlu'nun "Ağır tahrik indirimi"nden faydalanmak istediği iddia edildi. 'Canavarca hisle, tasarlayarak ve eziyet çektirerek adam öldürmekten 24 yıla kadar hapsi istenen Garipoğlu'nun yargılanmasına Bakırköy 2. Çocuk Ağır Mahkemesi'nde başlandı. Basının yoğun ilgi gösterdiği duruşma öncesi adliye polisi ve jandarma yoğun güvenlik önlemleri aldı. Cem Garipoğlu, daha önce verdiği polis ve savcılık ifadelerinin üzerine yeni bir şey katmadı. İddianamenin özetinin okunmasının ardından Mahkeme Başkanı Talip Armağan, katil zanlısı Cem Garipoğlu'na söz verdi. Cem Garipoğlu, olay günü Münevver'i almak için okula gittiğini belirterek, "Beraber evime gitmeye karar verdik. Daha önce de 7- 8 kere evime gelmişti. 1 yıldır tanışıyorduk, 8 aydan beri de sevgiliydik" dedi.

'ERKEKLİĞİME HAKARET ETTİ'
Karabulut ile sık sık internette yazıştıklarını ifade eden Cem Garipoğlu, cinayet anını şöyle anlattı: "Münevver'i okulundan alıp Bahçeşehir'deki evimize götürdüm. Evde kimsenin olmadığını biliyordum. Arka kapıdan içeri girdik. Her sevgili gibi öpüştük, birbirimize sarıldık. Sonra Münevver tuvalete gitti. Münevver'in cep telefonunu karıştırdım, mesajlarına baktım, sevgilisi olduğunu anladığım 'Sevgilim', 'Canım' gibi sözler içeren yazılar vardı. O sırada Münevver geldi. Cep telefonunu elimde gördü. Mesajları sordum. O da mesajların önemli olmadığını, beni sevdiğini söyledi. Umursamaz tavrı beni çok kızdırdı. Mesajları ısrarla sordum, o da bana 'Sen benim babam mısın, bu kadar soruyorsun?' karşılığını verdi. Aramızda tartışma çıktı. Bana 'Sen erkek misin?' diye hakaret etti. Tartışma ciddileşti. Münevver'i çok seviyordum. Onu sevdiğim için deliye dönmüştüm. Cinnet mi getirdim, çıldırdım mı ne oldu bilmiyorum. Kendimi kaybetmiştim" "Kendime geldiğimde Münevver'in cansız vücudunu yerde gördüm. Kendimi öldürmek istedim. Defalarca denedim, ama bir türlü yapamadım. Cesetten kurtulmak istedim. Evden bir bavul bularak cesedi içine koymaya çalıştım. Ancak sığdıramadım. Dışarı çıkıp nalbura gittim. Bir testere alıp eve geldim. Önce başını kestim. Cesedin gövdesini bavula, kafasını gitar kutusuna koydum. Evdeki kan lekeleri ve diğer izleri üstün körü temizlemeye çalıştım. Bir taksi çağrıp içinde ceset parçaları olan bavul ve gitar kutusunu taksinin bagajına koyup evden uzaklaştım. Daha sonra gitarı çöp konteynerına, bavulu tek başıma attım. Çok üzgünüm keşke olmasaydı" dedi.

"KENDİMİ ÖLDÜRMEK İSTEDİM"
Cem Garipoğlu, cinayet sonrasında delillerin yok edilmesi için kimlerin yardım ettiğini söylemedi. Tıpkı Ağca gibi "Her şeyi ben yaptım" dedi. Bu taktik Cem Garipoğlu'nun ifadesine şöyle yansıdı: "Kesin ben vurdum. Çünkü evde başka kimse yoktu." Bu arada araya giren mahkeme başkanı, "Ortalıktaki kan izlerini nasıl sildin, hiç iz kaldı mı?" diye sordu. Cem, "Kirli sepetinden bulduğum çamaşırları çok profesyonel değil ama kaba temizlik yaptım. Kaldı mı bilmiyorum. Her halde kalmamıştır" dedi. Garipoğlu, devamında "Akşam annem hissetmiş olacak ki bana 'kustun mu?' dedi. Ben de net bir cevap vermeden geçiştirdim, sonra odama geçtim. 22.00 sıralarında babam geldi. Annem babama birşeyler anlatmış olacak ki babam evde ne olduğuna dair soru sordu. Üzerime geldi, çok soru sordu. Ben de babama dışarı çıkmak istediğimi söyledim. Babamla dışarı çıktık" diye konuştu.

KAÇIŞ HAKKINDA KONUŞMADI

Cem Garipoğlu, 197 gün süren kaçışında nerede kaldığı, kimlerin yardım ettiği konusunda da ser verdi, sır vermedi. Garipoğlu kaçışıyle ilgili şunları anlattı: "Babam beni Beylikdüzü'ne bıraktı. Bizim şirketin lojmanlarının bulunduğu yere götürdü. Neden oraya gittiğimizi hatırlamıyorum. Babam ısrarla olayı soruyordu. Ben de Münevver adlı kız arkadaşımın eve geldiğini, biraz içki içtiğimizi söyledim. Münevver'in sarhoş olduğunu, başının çok döndüğünü, benim ittiğim sırada başının komidinin sivri olan kenarına geldiğini, baygınlık geçirdiğini, daha sonra taksi çağırarak evine bıraktığımı söyledim. Kazanın bu şekilde olduğunu söyledim. Yani öldüğünü değil, yaralandığını söyledim. Babamın yanında müdür olarak çalışan Mehmet Karakaya, Habib Kurt isimli işçilerin lojmanına geldik. Babam beni oraya bıraktı. Kendisi ne yaptı hatırlamıyorum, sanırım başka bir yerlere gitti. Bir süre sonra babam geldi, babamla Bahçeşehir'deki kafeye gittik. Beni bırakmasını söyledim. Babam da bıraktı. Kafede tek başıma oturuyordum. Yanıma ismini hatırlamadığım bir adam geldi. Bana 'Cem' diye seslendi. Beni tanıdığını düşündüğüm için yanına gittim. Birlikte çıktık. Onun kullandığı bir otomobile bindim."

AVUKATLARI KIZDIRDI
"Kaçtığım süre boyunca burada saklandım. Ara sıra bir kişi 5 gün 10 arayla bana yemek getiriyordu. Annem, babam, ağabeyim, amcam gibi aile bireylerimle hiç görüşmedim. 7 ay saklandım. Sonunda gelen kişi beni adli birimlere teslim edeceğini söyledi. Ben de teslim olmak istediğimi söyledim. Çünkü kaldığım yerde bir televizyon vardı. Sürekli haberlerde bu olay yayınlanıyordu. Üzerimde aşırı baskı vardı. Sonra teslim oldum." İfade sırasında söz alan savcı, "Maktulü üst katta öldürdüğünü söylemiş, çeşitli yerlerde kan izleri var. Cesedi farklı yerlere mi taşıdı?" diye sordu. Cem Garipoğlu ise "Hatırlamıyorum. Bu konu hakkında gelecek celse ifade vermek istiyorum" diye cevapladı. Karabulut'un avukatları ise "Herşeyi ezberlemiş, işine geleni hatırlıyor, işine gelmeyeni hatırlamıyor" diye tepki gösterdi. Münevver'in ailesinin diğer avukatı Altan Altınyurt ise "Ben de bir çok soru soracaktım. Ama şimdi hatırlamıyorum. Herhalde bu unutkanlık bulaşıcı" dedi.

Etiketler :