"En iyi" analistten çok çarpıcı yorum

"En iyi" analistten çok çarpıcı yorum

Son 3 yılın en iyi analistleri arasında gösterilen ING Ekonomisti Charles Robertson'dan uyarı: Türk Lirası aşırı değerli!

ING Bank, özel bankacılık hizmetlerine yönelik Türkiye lansmanında müşterilerinin karşısına yapılan bazı anketlere göre son 3 yılın en iyi analistleri arasında gösterilen Charles Robertson'ı çıkardı.

"Önceki krizlerde yüzde 40'a yakın değer kaybetti"

ING'nin Gelişmekte Olan Ülkeler Ekonomisti Robertson, son yaşanan krizin 1973'teki petrol krizinin arkasından yaşanan döneme tıpatıp benzediğini söyleyen Robertson Türkiye ve Türkiye ekonomisi içinçok iyimser beklentiler dile getirdi. Fakat Robertson'ın konuşmasına damga vuran, Türk Lirası'nın aşırı değerli olduğu ve yabancı para birimlerinin TL karşısında değer kazanacağı öngörüsüydü. Robertson önceki 5 kriz döneminin ardından TL'nin yüzde 40'a yakın değer kaybettiğini hatırlattı.

Global ekonomiler arasında en büyük riskin Fransa, İtalya, Yunanistan ve Portekiz'de olduğunun altını çizen Robertson, bu ülkelerin ciddi borç sorunları yaşadığını söyledi.

"2016'ya kadar gelişmekte olan ülkeler patlayacak"

Global ekonomilerdeki durumu 1975'teki ekonomik döneme benzeten Robertson eğer bugüne kadar 1975'le yaşanan benzerlikler bundan sonra da devam ederse 2016 yılına kadar gelişmekte olan ülkelerin çok büyük bir patlama gerçekleştireceğini belirtti. Türkiye'nin borç açısından hiçbir sorunu bulunmayan ülkeler arasında yer aldığını belirten Robertson İngiltere, İrlanda, Japonya, Hollanda gibi ülkelerin diğer borç sorunu bulunan ülkeler olduğunu söyledi.

1975'te İngiltere, İspanya ve İtalya'nın IMF desteği almak zorunda kaldıklarını da hatırlatan Robertson, bu dönemde de benzer bir durum yaşandığının altını çizdi

"5 yıl içinde Türkiye'ye hücum olacak"

Robertson, 5 yıl içinde özellikle Türkiye gibi ülkelere çok büyük bir sermaye hücumu yaşanacağının altını çizdi.

Türk Lirası'nın değerli olup olmadığını ölçmek için ünlü Big Mac Endeksi'ni örnek gösteren Robertson, en ucuz gelişmekte olan para biriminin Meksika, Hindistan, Ukrayna ve Polonya'ya ait olduğunu, sırasıyla Türkiye, Brezilya, Kazakistan, Slovakya, Macaristan gibi ülkelerin ise aşırı değerli para birimlerine sahip olduğunu belirtti.

Big Mac Endeksi, ülkelerin para birimlerini Big Mac isimli hamburgerin o ülkedeki fiyatıyla ölçen bir endeks olarak biliniyor. Buna göre o ülkenin yerel para biriminin 100 Euro karşılığında kaç adet Big Mac hamburger almaya yeteceğini gösteriyor.

ING, Big Mac ve OECD verilerinden derlenen bilgilere göre ise TL'den daha değerli olan sadece üç para birimi var dünyada. Bunlar da sırasıyla Yunanistan, İspanya ve Brezilya'nın yerel para birimleri.

Hisse senedi piyasalarına da değinen Robertson, Polonya, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika ve Türkiye borsalarında "boğa" yani "alıcı" pozisyonda olduklarını belirtti.

2007'de darbe öngörüsü yapmıştı

Robertson aslında Türkiye'ye yabancı bir isim değil. ING'nin genç ekonomistinin 2007 yılında hazırladığı bir rapor Türkiye'de oldukça ses getirmişti. Hemen seçimlerin öncesinde hazırladığı raporda Robertson, "Eğer seçimlerde AK Parti Meclis'te üçte iki çoğunluk sağlar ve Abdullah Gül cumhurbaşkanı olursa yüzde 5 ihtimalle darbe olacak. Gül, halkoyu ile cumhurbaşkanı seçilirse olasılık yüzde 10'a yükselir" diyerek Türkiye'deki siyasi riske "darbe" sözüyle dikkat çeken Robertson daha sonra hazırladığı raporlarda Türkiye'de siyasi riskin düştüğünün altını defalarca silmişti.

Robertson'ın dünkü toplantıda da Türkiye'nin önünün açık olduğunu söyleyerek risklerin minimum olduğunu ısrarla söylemesi dikkat çekti.

Eyvah! Asaf Hoca "TL değerli" dedi

Robertson'ın global değerlendirmelerinin ardından Asaf Savaş Akat, Türkiye ekonomisiyle ilgili görüşlerini paylaştı. "2001'den beri 'Türk Lirası'nda kalın' derim. Beni bu nedenle fazla iyimser bulurlar. Fakat bu defa Türk Lirası aşırı değerli" dedi.

Türkiye ekonomisinin önünün çok açık olduğunu söyleyen Akat, ülkenin öne çıkan tek probleminin ise işsizlik olduğuna vurgu yaptı.

Robertson'ın TL ile ilgili görüşlerine katıldığını da belirten Akat, "Fakat ben TL'de öyle hızlı bir değer kaybı yaşanacağını düşünmüyorum. Bence sindire sindire düşecek TL'nin değeri. Dolar Türkiye'de son dönemde 1.15 TL'leri bile gördü. Fakat bugünlerde görüldü ki 1.47 TL seviyesine gelindikçe hemen dolara alım geliyor. Bu da dolarda artık 1.47 TL seviyelerinde bir dip oluştuğunu gösteriyor" dedi.

ING'den özel bankacılığa görkemli start

Bu arada ING Bank, 100 bin lira ve üzerinde likit varlığa sahip müşterilerine, özel bankacılık hizmetleri vermeye başladı.
ING Bank'ın gece yapılan lasmanından önce özel bankacılık hizmetlerinin başlatılmasına ilişkin olarak sabah saatlerinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ING Bank Üst Gelir Bankacılık ve Yatırım Ürünlerinden Sorumlu Grup Müdürü Cenk Tabakoğlu, Türkiye'de 50 bin lira üzeri mevduatı bulunan 1,1 milyon, 250 bin lira üzerinde mevduatı bulunan 166 bin kişi bulunduğunu belirtti.

Tabakoğlu, ''Bu müşterilerin yarattığı toplam TL tasarruf hesabı 140 milyar lira. Bu da toplam tabanın yüzde 68'ini oluşturuyor. 2013 sonu itibariyle müşteri sayısında yüzde 25, varlıklarda yüzde 30 artış bekliyoruz'' dedi.

Hedef kitlelerinin, 100 bin lira ve üzerinde likit varlığa sahip müşterilerden oluştuğunu söyleyen Tabakoğlu, buradaki alt limitleri rekabete göre daha düşük tuttuklarına işaret etti.

2010'da 5 özel bankacılık şubesi açılacak

Tabakoğlu, 2010 sonuna kadar toplam 5 özel bankacılık şubesi ve belirli şubelerin içinde yer alacak 35'e yakın özel bankacılık merkezini hizmete açacaklarını dile getirerek, ilk özel bankacılık şubesinin Bebek'te hizmet vermeye başladığını söyledi.

Limuzin servisi ve maç bileti ayarlama hizmeti dahil

Özel bankacılık müşterilerine yönelik genişletilmiş ürün gamı ile hizmet vereceklerini belirten Tabakoğlu, sofistike ürün kapsamında yer alan tematik ürünlerin müşterilere sunulacağını, özel bireysel emeklilik planı ve tutsat (mortgage) paketleri hazırlanacağını, görüntülü konuşma sistemi ile müşterilerin şubeler aracılığıyla uzman ekibe bağlanarak güncel piyasalar hakkında bilgi alabileceğini anlattı.

Tabakoğlu'nun verdiği bilgilere göre, ING Bank özel bankacılık müşterilerine yönelik hizmetler arasında özel güvenlik araçları ile başka bankadaki nakit paranın ING'ye transferi, ''varlık durum raporları'' ile portföyü inceleme imkanı, vergi ve gayrimenkul danışmanlığının yanı sıra seyahat ve concierge hizmetleri kapsamında helikopter, tekne ve limuzin kiralama, seyahat planlama, tüm dünyada özel etkinlik, müzikaller, film galaları ve özel maçlara bilet ayarlama, tüm dünyada restoran, bar, kulüp araştırarak rezervasyon yapma gibi hizmetler yer alıyor.

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Tabakoğlu, bir soru üzerine, henüz yurt dışı hisse senedi piyasalarına yönelik hizmet vermediklerini ancak, önümüzdeki dönemde bu hizmeti hayata geçireceklerini belirterek, bunların çok niş yatırımlar olması nedeniyle operasyonel maliyetlerinin yüksek olduğunu anlattı.

Tabakoğlu, özel bankacılık kapsamındaki hizmetlerin müşterilere ekstra bir maliyet getirmeyeceğini belirterek, krizle birlikte dünyada özel bankacılık alt limitlerinin aşağı çekilmeye başlandığını kaydetti.

"Pazar lideri değiliz ama hedeflerimiz var"

ING Bank Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Vincent van den Boogert ise, ING Bank'ın global düzeyde her ay 3 milyon müşteriye hizmet verdiğini belirterek, Polonya gibi bazı ülkelerde pazar lideriyken, Türkiye'de henüz bu konumda bulunmadıklarını, ancak buna ilişkin bazı hedefleri olduğunu söyledi.

Müşteri varlığını korumak ve artırmak için uzun vadeli ilişkinin önemine işaret eden Boogert, hem uzun vadeli hem de kısa vadeli ihtiyaçları karşılayacak potansiyele sahip olduklarını kaydetti.

"Kimse güçlü para birimi istemiyor"

ING Bank Türkiye Başekonomisti Sengül Dağdeviren ise Türkiye ekonomisine ilişkin bazı görüşlerini paylaştı.

2010 yılında iyimserliğin baskın olduğunu belirten Dağdeviren, 2011'de ise bu yıla göre daha yavaş bir büyüme ihtimali bulunduğunu ancak bu durumun piyasa oyuncularının algısına henüz etki etmediğini kaydetti.

Dağdeviren, Türkiye'ye ilişkin büyüme öngörülerinin 2010 için yüzde 4,4, 2011 için yüzde 3,7 ve 2012 için yüzde 4 olduğunu ancak, son verilerin ardından bu tahminleri yukarı yönlü revize edebileceklerini ifade etti.

Önümüzdeki süreçte güçlü kaynak girişlerinin yönetilmesinin önemli bir politika zorluğu olabileceğine işaret eden Dağdeviren, ''Güçlü para birimi kimse istemiyor. Brezilya örneğinde de görüldüğü gibi... Türkiye için benzer bir durumu öngörmüyoruz. Bir sermaye kontrolü uygulamasını gerektirecek bir şey yaşama olasılığımız zayıf'' diye konuştu.

Etiketler :