Erdoğan'a yalancı fırıldak dedi

Erdoğan'a yalancı fırıldak dedi

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan Başbakan'a çok ağır yanıt

Bugün gurup toplantısında Başbakan'ın BDP'ye yönelik sözlerininin ardından BDP lideri Selahattin Demirtaş çok sert çıktı. Başbakan Erdoğan'ın yalan söylediğini ileri süren Demirtaş, 'Başbakan bugün yaptığı konuşmayla BDP'nin kapatılma talimatını vermiştir' diye konuştu.

İşte Demirtaş'ın açıklamalarının satır başları:
Mecliste gurubu bulunan bir parti olarak Sayın Başbakan başka bir ülkenin sorunundan mı konuşuyor yoksa kendi ülkesinin sorunlarından mı konuşuyor. Bir başbakan canlı yayında yalan atabiliyorsa o kişinin iradesi kalmamıştır. Bir başbakan yalan atabiliyorsa o başbakanın siyasi anlayışı bitmiş demektir. 

Başbakan 1 yıl önce ne demişti
Biz DTP ve BDP olarak barış için akan kan dursun diye anaların kanı dursun diye çok büyük çaba harcıyan bir partiyiz. BDP'nin bu konuda en büyük çabayı sarfeden BDP'dir. Kendi beceriksizliğinin faturasını hiç sıkılmadan BDP'ye çıkartıyor. BAŞBAKAN Erdoğan konuşmasıyla bugün BDP'nin kapatılması yönünde resmen talimat vermiştir. Başbakan sadece şikayet ediyor. 1 yıllık süreçte hangi adımı attınız da Kürt sorunuyla ilgili hangi adımı attınız da kim engel oldu. Sayın Başbakan 1 yıl önce bakın neler demiş: Türkiye bu mesele ile yüzleşmeli. Bu meseleyi kökten çözmenin tam sırasıdır. Bu mesele sadece askeri unsurlarla çözülemez. Kan akmaya devam etsin anaların göz yaşları aksın diyorlar. 

ABD, İngiltere ve Bağdat'la iş pişiriyorlar
Sizin niyetiniz çözüm değil, sizin amacınız tasfiye etmektir. bunu söyleyen Başbakan'sa bundan ne anlaşılır. Gelinen noktada Başbakan anaların gözyaşı dinecek derken arkadan envai çeşitlikte fırıldaklar geliştiriyor. Aradan daha bir kaç ay geçmeden görüldü ki başbakanın çantasında bir tane çözüm önerisi yok. ABD, İngiltere ve Bağdat'la iş pişirecek içerde DTP'nin kapatılmasına göz yumacak bin 500 kadrosunu içeri aldıracak, kendi savcıları aracılığıyla belediye başkanlarını içerde tutacak 13 yaşındaki çocukları rehin tutacak. 

Bizim çocuklarımız gemicik değil kelepçe sahibi
Sayın Başbakan en açık ifadesiyle yalan atıyor. AKP, BDP'yi hedef tahtası göstererek sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Açık çağrımızdır; Akan kan dursun mu biz sizden daha fazla istiyoruz. Biliyoruz o anaların yüreği nasıl yanıyor biliyoruz çünkü bizim de analarımızın göz yaşları var. Bizim çocuklarımız gemicik sahibi değildir bizim çocuklarımız kelepçe sahibidir. 

Hesabı halkımız sandıkta soracaktır
Siz kürsülerden barış nutukları atıp arkasından barış için çaba harcayan bir partinin kapatılması için mesaj yollayacaksınız. Arkanızda medya, bürokrasi, güvenlik güçleriniz olabilir. Arkanızda halk yok halk. O halk bu partinin arkasında. Ne yaparsanız yapın hangi oyunu çevirirseniz çevirin o sandıkta eliniz boş dönecektir. sizin yaptığınız zulmün hesabı da orada sorulacaktır. Bunun hesabını halkımız sandıkta soracaktır. 

sizin TOKİ yatırımı dediğiniz araziler hazine arazisidir. sizin TOKİ'niz önce arazileri sizin milletvekillerine satıyor ardından şahsi alım gibi gösterip bu kişilerden geri alıyor. Biz bu vurgunu ortadan kaldırmak için engel oluyoruz sayın Başbakan. Yoksa buralara bir tek çivi çakanın hizmetinde oluruz. Oraya yatırım için gidenler Başbakan'ın ne kadar yalancı olduğunu göreceklerdir. 

Yalanın daniskası
Bölgede şiddet varmış yatırım yapılamıyormuş. Yalanın daniskası...bilinçli bir yoksullaştırma ve işsizleştirme politikasını sayın başbakan başka yerlere yüklemeye çalışıyor. 

Eğer çözümde samimiyseniz çıkın anlatın. O insanlar yerlerinden göç etsinler diye İnönü döneminde başlayarak asimile çalışmaları yaptık deyin. Barıştan söz ederken dünyanın en demokratik başbakanı gibi konuşacaksanız. Başbakan konuştukça içimiz yanıyor. Her şeye rağmen diyoruz ki seçimlere rağmen biz istiyoruz ki siyaset kurumu öne çıksın, siyasetimiz üzerindeki baskı ortadan kalksın. Eğer kapıları açacaksa 220 savaş helikopteri almasın.

Barış gelsin diye hem siyasi hem de diplomatik çalışmalarımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Ya AKP çözüme gelecek yada AKP çözülecek. 14 Nisan 2009'dan bu yana KCK operasyonları adı altında insanlar tutuklanıyor. Şimdi bunun adı intikam almadır. Bu yasaldır, dinlemeler vardır diyenlere arkadaşlarımız gerekli cevabı verecektir. Bu iddianamenin açılma şekli davaların ne kadar siyasi olduğu ortada. Bu meselelerin nerede konuşulduğu, hangi bakanların nerede hangi savcılarla görüştüğü ortaya çıktı. 7 bin sayfanız değil 70 bin sayfalık konuşmalarımız olsa da tek bir tane sözümüzü bulamazsınız.

AKP'li savcılar, istihbarat, hükümet toplanmış BDP'yi nasıl bitiririz hesabı yapıyorlar. Görünen o ki ,obama'dan Deniz Baykal'a kadar bir çok isim var. Başbakan unutmasın bugün istihbarat kendisinde olabilir sizin yaptıklarınız ortaya çıkınca ne yapacaksınız? Ülkenin hangi çıkarını nerelerde konuştunuz? Hangi telefonlarınız kayıt altına aldınız? Siz bu ahlaki çöküntüyü başlattınız ya kusura bakmayın ama bizim kadar yürekli olmadığınız da ortaya çıkacaktır. Bizim anlımız ak ve başımız da dik. Umarım siz de öylesinizdir. Gün gelir istihbarat silahı gelir sizi de vurur. O zaman ah vah etmezsiniz umarım.  

Başbakan partimizin barış görüşmeleri konusunda attığı adımları daha halka açıklamadan Başbakan bunun önünü kesiyor. Ama biz barışta ısrarlı bir partidir. Siz önlemeye de çalışsanız, yaptığınız konuşmalarla bizi tasfiye etmeye çalışsanız da barışta ısrarcı olmaya devam edeceğiz. Siz içerde sıkıştıkça dışarda hareketlenmeye devam edin. Çıkıp kürsüde hesap vermesi gereken başbakan kükreyebiliyor. Sanki 9 vatandaşınızı kimse öldürmemiş. Utanç duyulması gereken bir süreç yaşatmıştır AKP. Neyin hesabı sorulabildi. Türkiye'nin askeri ve silah alımları konusunda Türkiye İsrail'le tek bir anlaşmasını iptal edememiştir. Bu ülkenin sebze tohumlarının yüzde 80'i İsrail'den geliyor. Çıkıp bu toplumdan özür dilemeniz gerekirken hala Gazze edebiyatıyla din üzerinden siyaset yaparak kendiniz kurtarmaya çalışıyorsunuz.

Etiketler :