Ermenistan'dan Tarihi Açıklama

Ermenistan'dan Tarihi Açıklama

Türkiye’nin başlattığı normalleşme sürecinde Ermenistan, yarın imzalanacak tarihi protokolden önce Türkiye’nin sınırlarını kabul ettiğini açıkladı.

Ermenistan, yarın imzalanacak tarihi protokolden önce Türkiye’nin sınırlarını kabul ettiğini açıkladı. Erivan, 1991’de Kars anlaşmasını tanımadığını ve Sevr’i esas aldığını açıklamıştı

Türkiye’nin başlattığı Ermenistan ile normalleşme sürecinde, Ermenistan Başbakanı Tigran Sarkisyan’ın önceki günkü açıklaması Erivan’daki tarihi bir değişimi gözler önüne serdi. Sarkisyan, muhalefetteki Miras Partisi liderinin sorusuna verdiği yanıtta Ankara Hükümeti’nin Sovyet Rusya ile 13 Ekim 1921’de imzaladığı ve bugünkü Türkiye sınırlarını oluşturan Kars Antlaşması’nı tanıdığını açıkladı.

FİİLEN VE HUKUKEN TANIYORUZ

Sarkisyan, “Ermenistan Cumhuriyeti’nin, Sovyet Ermenistan döneminden miras kalan sınırlarını fiilen ve hukuken tanıdığını” açıkladı. PanArmenian internet sitesine göre Sarkisyan ayrıca, Türkiye ile mevcut sınırları sorgulamanın “gerçekçi olmadığı”nı da vurguladı. SSCB’nin 1991’de dağılmasından sonra bağımsız olan Ermenistan’ın Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan, Kars Antlaşması’nın Sovyetler Birliği ile imzalandığını öne sürerek bu sınırların geçerli olmadığını, Sevr Antlaşmasını esas aldıklarını belirtmişti. Ermeni Anayasası’nın 13. maddesinde Ağrı Dağı “Ermenistan’ın devlet simgesi” olarak kabul ediliyor. Bağımsızlık Bildirgesi’nde de Doğu Anadolu’ için “Batı Ermenistan” deniliyor.

ETNİK TEMİZLİK YAPTILAR

Öte yandan The Daily Telegraph gazetesi, “Yüzyıllık husumete son verecek” diye yazdı. The Independent yazarı Robert Fisk ise, Ermeni milislerin 20 yıl önce Karabağ’a el koyarken “küçük bir etnik temizliği” yaptıklarını da yazdı.

Teksas Gül’e söz verdi!

Türkiye-Ermenistan maçının Çarşamba günü oynanacağı Bursa’da “kırmızı alarm” verildi. Kentte olağanüstü güvenlik önlemleri alınırken Bursaspor’un ateşli taraftar grubu Teksas tribün lideri Selim Kurtulan, Cumhurbaşkanı Gül ile görüştüklerini belirterek “Kendisi Ermenistan’da çok iyi karşılandığını, burada da misafirine mahçup olmak istemediğini söyledi” dedi. Vali Şahabettin Harput ve diğer ilgililerle düzenli olarak toplantı yaptıklarını söyleyen Kurtulan şunları söyledi: “Üzerimize düşeni yapacağız. Ermenice ‘hoşgeldiniz’ pankartı hazırlayacağız. Pankartlar arasında Azerice pankartlar da yeralacak. Bursa’nın misafirperverliğini göstereceğiz. Maç için özel bestemiz olacak.” Vali Harput da, maça gelecek taraftarların, Türk bayrağı ve kırmızı-beyaz renkler taşıyan flamalar dışında tribünlere herhangi bir şey sokamayacağını anlattı.

Yeni çözümler gerekli

Gül, Paris’te UNESCO Genel Konferansında “Ciddi krizlerden öğrenilmesi gereken dersler var” dedi. Mevcut krizin, iyi yönetimin anahtar önemde olduğunu açık olarak kanıtladığını vurgulayan Gül, “Geçmişteki çözümler şimdiki ekonomik, sosyal ve politik alanlara uygun değil” dedi.

Zürih’teki gecikmenin nedeni ‘gözlemci ülke’ uzlaşmazlığı

• Ermenistan ile Türkiye’nin 10 Ekim’de Zürih’te atacakları tarihi imzaya ilişkin bilgiyi, arabulucu İsviçre’nin halen açıklamamasının ardından “törene katılacak gözlemci ülkelerin kim olacağı konusundaki uzlaşmazlık” çıktı. İsviçre, tören için ABD, Rusya, Fransa, AGİT, AB ve BM’ye davetiye gönderirken; Türkiye ile Ermenistan bazı çekincelerini bildirdi. Türkiye, AB ve BM’nin imza törenine katılımına çok da sıcak yaklaşmazken, Karabağ sorununu inceleyen ve Azerbaycan’ın görüşlerine yakın sonuçlara varan MİNSK Grubu’nu anımsattığı için Ermenistan da ABD, Rusya ve Fransa’nın törene birlikte katılmasını istemiyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’nin katılım konusunda bir takım temel prensipleri var, bu da taraflarca bilinmektedir” dedi. Türkiye, İsviçre’ye, “Eğer Ermenistan’ın istemediği bazı ülke ve kuruluşlar varsa, o zaman sadece Türkiye, Ermenistan ve İsviçre’nin katılımıyla çok dar kapsamlı imza töreni yapılsın, ya da herkesin davet edildiği, dolayısıyla ülke ve kurumlar arası hiçbir birliktelik kurulamayacak kadar geniş katılımlı bir davet olsun” önerisini getirdi.

Zürih Lozan’ı teyit edecek

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Zürih ile ilgili her şeyin doğal seyrinde yürüdüğünü belirterek, kendilerinin bir tereddüt içinde olmadıklarını kaydetti. “Bizim için bu konuda bir sürpriz söz konusu değildir” diyen Davutoğlu, yapılması beklenilen açıklamanın konumu gereği İsviçre’ye düştüğünü belirtti. Davutoğlu, anlaşma için “Lozan’ı tüm genel konteksiyle teyit eden bir anlaşma. Yani Lozan’la Türkiye’nin sahip olduğu sınırları teyit eden bir boyutu var” dedi.

LİMANLARIN AÇILMAMASINA YAPTIRIM YOK

Türkiye Ermenistan arasındaki yakınlaşma ve taraflar arasında imzalanacak protokolün önemine dikkat çekiliyor. İki ülke arasında sınırların açılması ve ilişkilerin normalleştirilmesinin bölgenin istikrarına katkı sağlayacağı vurgulanıyor.

• Demokratik açılım çerçevesinde yapılacak açılımlara destek veriliyor. Azınlıkların durumunun iyileştirilmesi isteniyor.Bu alanda somut adımlar atılmasının gerekliliği üzerinde duruluyor.

• Yargı reformununa ihtiyaç olduğuna işaret ediliyor. Yargı bağımsızlığı savcılar ve hakimler daha bağımsız olmasına vurgu yapılıyor.

• Sivil asker ilişkilerinin AB normalarına çekilmesi isteniyor. Bu bağlamda askerlere sivil yargı yolunun açılması olumlu bulunuyor.Askerin siyasete etkisinin azaltılmasının önemine vurgu yapılıyor.

Ergenekon davasına da raporda yer alıyor. Ergenekon sürecine geniş yer verilen raporda davanın sürdüğüne işaret ediliyor. Ergenekon davasına AB destek veriyor.

Türkiye’nin son dönemde izlediği dış politika (çevre ülkelerle sıfır sorun) ve başlattığı insiyatifiler raporda yer alıyor.

• Azınlıkların ana dilde yayın ve öğrenim hakkı TRT Şeş ve Ermeni radyolarının yayın yapması olumlu değerlendiriliyor.

• Din özgürlüğü sorunlarına işaret ediliyor.

Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüellere haklarının verilmesi çağrısında bulunuluyor.

• İşkenceyle mücadele polisin etkisiz kaldığı, daha iyi mücadele edilmesi isteniyor.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VURGUSU

• Basın ve düşünce özgürlüğünün tesis edilmesi bu anlamda Doğan grubuna verilen ceza raporda geniş bir şekilde işleniyor.

• Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmaması, Fener Rum Patriği’nin ekümenik sıfatını kullanmasına izin verilmemesi konusu raporda yer alıyor.

• Siyasi partiler yasası ve seçim kanununun halen çıkartılmamış olmasına dikkat çekiliyor.

Türkiye’nin Rum gemilerine limanlarını açmadığını belirtiliyor. Türkiye’den limanları açması isteniyor ancak herhangi bir yaptırım öngörmüyor. 2006 rapuru 2009 sonuna kadar limanların açılmasını öngörmüş daha sonra 8 müzakere başlığını askıya almıştı.

Etiketler :