Evlilik öncesi tanışmada şuna çok dikkat!

Evlilik öncesi tanışmada şuna çok dikkat!

İslami hassasiyetlere özen gösteren bir bayan soruyor: 'Bir beyle görüşüyorum. Tanışmak için 'zaman gerekli' diyor. Ne yapayım?' Mehmet Paksu cevaplıyor.

Mehmet Paksu'nun yazısı

Evlilik öncesi tanışmada nelere dikkat etmeli?
Ben şu an bir beyle görüşüyorum. Tanımak ve tanışmak için "zaman gerekli" diyor ve en az 3-4 aylık bir süre istiyor. Ben İslami hassasiyetlere özen gösteren bir bayanım. Hiç adı konmadan bu süre bana çok uzun geliyor ve yanlış görüyorum, fakat bazı konularda olumlu gibi olduğu için şaşırdım.

Şaşırmaya gerek yok. Herkesin kendine göre bir ölçüsü vardır. Bu ölçüler gerçeklerle, inançla ve evlilik hazırlıkları öncesi izlenecek yolla ne kadar örtüşür, pratikte ne kadar yararlı olur, bunlar hep tartışmaya açık konular.

Özellikle Batı kaynaklı "modern" anlayışın bir getirisi olarak, evliliğe adım atan gençleri, daha özelde kızlarımızı bir "deney adayı" olarak görme gibi bir konuma getiriyor.

Ne yapıyor delikanlı? Bir vesileyle tanıştığı/tanıştırıldığı bir genç kızla oturuyor, konuşuyor, geziyor, tozuyor, iniyor kalkıyor, birlikte yemek yiyor, biraz da serbestse seyahate çıkıyor, bir yerde gönül eğlendiriyor, sonunda "Nasip değilmiş, biz birbirimize uygun değiliz" gibi bahanelerle vazgeçiyor.

Kızcağız ümit içinde beklerken, duygusallığının çaresizliği içinde hayal kırıklığına uğruyor, bundan sonra epeyce bir süre hayata küsüyor, evlilikten çekiniyor, korkuyor, kendi iç dünyasına kapanıyor, normal biçimde gelecek teklifleri de duymak istemiyor.

Sizin bahsini ettiğiniz bu genç niyetinde ciddi ise, gerçekten evlenme hazırlığı içine girmişse, ailelerinizin bilgisi, desteği ve yardımıyla görüşmeler, tanışmalar yapılır, karşılıklı araştırma ve soruşturmalarla bilgiler alınır, varılan karar sonucu yüzük takma/nişan gibi bir merasim sonucu daha yakından tanıma/tanışma süreci başlamış olur.

Nişanlılık süresi birkaç ay, lüzumu halinde 6 ay/1 senelik bir zamana yayılabilir. Evlilik hazırlıkları başlar, kalben, fikren ve ruhen uyuşma/anlaşma da tamamlanınca evlilik gerçekleşir.

Ev içinde huzuru nasıl yakalayacağız?

27 yıllık evliyim. Eşim evde devamlı kötü söz kullanıyor, ağzı çok bozuk. Çocuklarım gergin ortamda büyüdüler. Onlar da çok sinirli oldular, ne yapacağımı şaşırdım. (Rumuz: Yedikule)

Eşinizi değiştirmeye kalkmayın, aklınıza bile getirmeyin derim. Bunun yerine ikili diyaloglarınızı geliştirmeye çalışın. Geçmişte yaşananları, olanları, bitenleri mazi mezarlığına atarak şöyle bir rahatlayın.

Hani nasıl evde eski eşyaları, kullanılmayan giyecekleri, orada burada yığıntı halinde duran ağırlıkları evden uzaklaştırırsınız, sonra da unutursunuz ya; kırgınlıkları, dargınlıkları ve olumsuzlukları da nisyan/unutkanlık perdesine sarın ve atın kapı dışarıya...

Mümkün oldukça hayatınızda pozitif, olumlu bakma yollarını arayın. "Gittikçe daha kötü olacak, yoruldum, ne yapacağımı şaşırdım, bıktım usandım" gibi sözlerle sürekli frene basarak kendinizi yıpratmayın, kendi hızınızı kesip enerjinizi limite etmeyin.

Moralinizi bozacak, evde soğuk hava estirecek, ağzınızın tadını kaçıracak konuları pek açmayın, açılacak olsa bile değiştirmeye çalışın, yani bir yerde eşinizin sinirlenmesine, agresifleşmesine engel olun.

Bu durumu çocuklarınızla da paylaşın. Ağız birliği ederek pratik çözümler arayın, huzurunuzu, mutluluğunuzu bozacak konulara girmeyin.

Soru ve sorunlarınız için; mpaksu@bugun.com.tr adresine mail gönderebilirsiniz....

Saygıda kusur etmeyin

Bu arada siz eşinize, çocuklar da babalarına karşı saygıda kusur etmeyin. Çünkü bu çeşit insanlar saygısızlığı hazmedemezler, bir bahane bularak ileri geri konuşurlar. Sonunda yine üzülen siz olursunuz. Kendisi ağzına geleni söyler, rahatlama yolunu bulur, fakat olan size olur.

Bir de eşiniz sürekli sinirli olamaz, her fırsatta bağırıp çağırmaz. Sakin, neşeli, mutlu ve tatlı anları da mutlaka vardır ve olacaktır. Bu sıralarda siz de neşesine, mutluluğuna ortak olun, paylaşın. Yarı şaka, yarı ciddi olarak kötü sözlerden dolayı üzüldüğünüzü söyleyin.

Kendisini çok sevdiğinizi, başınızda görmekten, yanında bulunmasından büyük haz duyduğunuzu dile getirin. Sürekli iyi yönlerini, olumlu tutumlarını söyleyin. Mesela "Evine çok bağlısın, bize çok düşkünsün, gönlün zengin, sen iyi bir babasın" gibi sözlerle, bir yerde bu sözler dua yerine de geçer.

Böyle davranmakla hiçbir kaybınız olmayacak, bir eksiklik yaşamayacak, hatta kendi huzurunuzu bu vesileyle temin etmiş olacaksınız. Denemekte fayda var. Allah yardımcınız olsun.

BUGÜN

Etiketler :