Gandi'ye fena çaktı

Gandi'ye fena çaktı

Başbakan Erdoğan, Bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada elindeki yolsuzluk dosyalarını açıklayan Kılıçdaroğlu'nu köşeye sıkıştırdı.

Başbakan Erdoğan bütçe görüşmelerinde konuşmasına şöyle devam etti: Elinde aslı astarı olmayan belgeleri sallayanlara, yerel seçimlerde İstanbul adayı olan Kılıçdaroğlu, bana diyor ki yargılansaydın, bir şey bulamazsın, bugüne kadar açtığın bütün dosyaların içi boş çıktı boş. Yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı iken, fakirlere 600 lira maaş bağlayacağım dedin, fakirlere 600 milyon ver, hadi yap, yap, bekara karı boşamak kolay. Biz ülke yönetiyoruz, kuru kuruya vereceğim demekle olmaz. Hadi ver 600 lira.

 

Kayseri Belediye Başkanı, Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı isimle şikayette bulunmuş. Hacı Ali Hamurcu'nun ifadesi alındı. 6 ayıl 14 gün ceza verildi, şu an hapiste. Gene çaktın. Yolsuzluğun olduğu yerde, 160 bin derslik, bölünmüş yol, 1807 sağlık tesisi, 224 ek bina olabilir miydi?
3 tane koyun güdemeyen anlamaz bu işlerden...

Bağırmak, çağırmakla benim sesimi kesemezsiniz. Benim sesimi millet keser.


İŞTE BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN KONUŞMASININ TAMAMI:

2011 Bütçesi ile 9. bütçemizi, bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşmeye başlıyoruz. Görüşmelerin katkı verici bir şekilde geçmesini, nezaketin asla elden bırakılmamasını özellikle temenni ediyorum. 2011 Bütçesi'nin temel özelliklerini Maliye Bakanımız bütün ayrıntıları ile aktardı. Ancak şu kadarını belirtmekte fayda görüyorum. AK parti iktidarı tarafından bundan önce hazırlanan bütçe gibi 9. bütçe de güçlü türkiye vizyonu ile uyumlur bir bütçedir.

Siyaseti bir ikbal olarak görenler defalarca Türkiye'nin ekonomisi ile oynadılar. Karşılıksız para basıldı. bol keseden paralar dağıtıldı tedbirler ertelendi mali diisplin delik deşik edildi. Enflasyon haneli rakamlara kadar ulaştı. Adeta kaşıkla verlen kepçeyle geri alındı. Devletin borçlanma faiz oranı yüzde 7 seviyesine kadar geriledi. İnsaf edin devletin borçlanma faizinin yüzde 63 olduğu bir orandan yüzde 7'ye indiğini konuşuyoruz. Siz hala yükseldiğinden bahsediyorsunuz. Milletimizin ekmeği korundu maşallah gelişme var. Ülkenin kaynakları vatandaşın alın teri muhafaza edildi. 2002 Yılından sonra iki yerel seçim, bir genel seçim, bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşadık. Hiçbir seçim döneminde mali sorun yaşanmamıştır. İktidara gelmek için pervasızca atıp tutanlar, her yolu mubah görenler, ilkeleri rafa kaldıranlar, aynada kendilerine bakanlar yüzleri kızarmasa da milletin aynasında her zaman mahçup olurlar ve mahçup olmuşlardır.

Birilerinin şuur altı böyle şekillenmiş olabilir. Birileri siyaseti imtiyaz vesilesi olarak görüyor bu anlayışı siyasete egemen olarak kılmaya çalışıyor. Milletimizin teveccühüne, takdirine dayanarak şunu açık söylüyorum. AK Parti siyaseti temize çeken bir partidir. Siyaseti farklı olan bir partidir. Siyaset ile yolsuzluğu, popülizmi birbirinden ayırmış bir partidir. AK Parti siyasete güveni yeniden tesis etmiş, itibarını iade etmiş bir partidir. Bizim siyaset anlayışımız bu ülkeye 8 yıl önce hakim olan siyaset tarzından tamamen farklı bir yerde durmaktadır. Biz büyük düşünüyor büyük hedeflere ulaşmak için büyük adımlar atıyoruz. Türkiye'nin dinamizmine inanıyor ve 8 yıldır bunun gereğini yapıyoruz. Bu bölgede bu coğrafyada çok uzun süreler tarihe yön verdiğimizin bilincindeyiz. Biz ufku olan, idealleri olan, büyük gayeleri olan bir millet olduğumuzun idrakindeyiz. Bu millete biçilen elbisenin artık dar geldiğini biliyor, prangalardan kurtularak geleceeğe yürüyoruz. Hamaset yapmıyoruz. İnanmayanlar varsa balkanlardan bugünkü Türkiye'nin imajını okumalarını öneriyorum.


MİLLİYETÇİLİK MİLLETE HİZMET ETMEKTİR

Şu geçtiğimiz 8 yıldır benim gurbetçi kardeşim, benim soydaşım vatandaşım gittiği heryerde Türküm diiyor, Türkiye vatandaşı olduğunu ifade ediyor. Cebindeki pasaportunu Türk Lirasını artık gururla taşıyor. Paramızı delik deşik edenler, sıfırlarla parayı zenginleştirdiğini zannedenler bizim paramızın onuru ile oynamadılar mı? 1'in yanına 6 sıfırı koyan kimlerdi? Bu 6 sıfırı attığımız zaman enflasyon patlar diyen onlar değil miydi? Bunu biz yaptık başardık ve şuanda paramızda bundan dolayı değeri ile dünyada itibarını görüyor. Bakın ben sizlere AB ile katılım müzakerelerini yürütürken biz de kurumsallaşma sürecimizi devam ettirirken, Ortadoğu ile Balkanlar ile hasret giderirken vizeleri kaldırırken kucaklaşıyor ve işbirliğini arttırıyoruz. Rusya ihracatımız 2002 sonunda 1 milyor iken 3 milyara ulaştı 2009 sonunda. Yunanistan'a 590 milyon ihracat yapıyorduk 2009 sonunda 1 milyar 900 milyon dolar ihracat yapar hale geldik. Huzur ve istikrar kazanıyor. Dün Başkeni Ankara'nın köylerine yol götüremeyen bir Türkiye vardı bugün KÖYDES ile suyu olmayan köy neredeyse kalmadı. Bugün dünyanın heryerinde yardım elini uzatan yani veren yani elini uzatan bir Türkiye var. Sadece son 4 yılda yaptığımız yardımlar yıllık ortalama 700 milyon doları aştı. STK'lar ve özel sektörün yardımları ile birlikte Türkiye dünya genelinde ihtiyaç sahiplerine 1,5 milyon dolar yardım sağladı. Yerelde de güçlüyüz. Milliyetçilik millete hizmet etmektir. Milli kültürü yaşatmak bizi biz eden değerleri muhafaza etmektir, yol yapmaktır, okul açmaktır, hastane inşa etmektir, şehirleri evleri doğalgazla buluşturmak, Türkiye'ye ufuk açmak, aydınlık bir kapı aralamaktır. Bugün arkadaşlarım da söyledi. 79 Yılda ülkemizde inşa edilen bölünmüş yol miktarı 6 bin 100 km. Bizim 8 yılda yaptığımız yol uzunluğu 13 binin üzerinde. Bunların üzerinden şimdi sizler de seyahat ediyorsunuz. Bu yollar belki görürsünüz de teşekkür edersiniz ama bu nezaket meselesidir hani sizde yoktur ya.

Trafik kazalarında düşüş olduğu çok açık net ortada. Ankara Eskişehir hızlı tren hattını tamamladık. Bu hafta Ankara Konya hızlı tren deneme seferlerini başlatıyoruz. Ankara Konya 1 saat 15 dk. Türkiye'nin denizlerini keşfetmesini başladık, havayolunu halkın yolu haline getirdik. Eğitimde 8 yılda 160 bin derslik açtık, 750 bin bilgisayar okullara gönderdik 80 yeni üniversite açtık, artık Fatih Projesi ile her sınıfta akıllı tahtalar olacak. Türkiye işte bilişim teknolojisini bütün çocukları ile buluşturmanın adımını atıyor. Ülkesini ve milletini sevmek budur. Milliyetçilik vatandaşın ayağına eğitim hizmetini adaleti emniyeti ulaştırmaktır. Biz bunu yaptık yapıyoruz. Moğolistan Kara Kurumu'ndan tutunuz, Kırım'dan Kudüs'e kadar nerede ata yadigarı varsa bize ait kültürel miras varsa sahip çıkıp onarıyoruz.

Memleket yönetmek herkesin karı değil. 8 Yılda 20 milyar dolar tutarında modernizasyon projesi yürüttük. Bunun yüzde 90'ınını kendi sanayimizden kendi imkanlarımızdan yaptık. 2011 Yılından itibaren Türkiye artık kendi piyade tüfeğini üretmeye ve kullanmaya ve ihracata başlıyor. İnsansız hava aracı üreten 3. ülke oluyoruz. İlk savaş gemimizi kendi öz kaynaklarımızla inşa ettik. İtalyanlarla birlikte ATAK helikopterleri 2011'de test uçuşlarına başlıyor 2013'te seri üretimle hem kendimize hem dünyaya üretiyoruz. Göktürk uydusunu 2012'de uzaya gönderiyoruz. Başta F16 olmak üzere, F4, C130 uçaklarımız, Skorsky helikopterlerimiz bizzat yerli sanayi tarafından ülkemizde modernize ediliyor. 100 Büyük savunma sanayi arasında artık Türkiye'de var.


GENE ÇAKTIN, GENE ÇAKTIN!

Memleket yönetmek herkesin karı değil. 8 Yılda 20 milyar dolar tutarında modernizasyon projesi yürüttük. Bunun yüzde 90'ınını kendi sanayimizden kendi imkanlarımızdan yaptık. 2011 Yılından itibaren Türkiye artık kendi piyade tüfeğini üretmeye ve kullanmaya ve ihracata başlıyor. İnsansız hava aracı üreten 3. ülke oluyoruz. İlk savaş gemimizi kendi öz kaynaklarımızla inşa ettik. İtalyanlarla birlikte ATAK helikopterleri 2011'de test uçuşlarına başlıyor 2013'te seri üretimle hem kendimize hem dünyaya üretiyoruz. Göktürk uydusunu 2012'de uzaya gönderiyoruz. Başta F16 olmak üzere, F4, C130 uçaklarımız, Skorsky helikopterlerimiz bizzat yerli sanayi tarafından ülkemizde modernize ediliyor. 100 Büyük savunma sanayi arasında artık Türkiye'de var. Türkiye bu seviyelere geldi. IMF ile yeni bir anlaşma yapmadık. Bir çok gelişmiş Avrupa ülkesi IMF ile anlaşma yaparken biz böyle bir anlaşmaya yanaşmadık ve kendi imkanlarımızla yola devam ettik ve ediyoruz. Küresel bir krizi kendi öz kaynaklarımızla kendi becerilerimizle aştık. Yolsuzluk, sürekli olarak bunu tekrar edenler oldu. Elinde aslı astarı olmayanlara belgeleri sallayanlara şimdi burada da az önce sallandı. Bunları çok gördük. Yerel seçimlerde İstanbul adayı olan Sayın Kılıçdaroğlu Sayın Topbaş ile ilgili de çok konuştu. Hadi yargıya götürseydi yargılansaydı. Birşey bulamayacaksın. Açtığın bütün dosyaların içi hep boş çıktı boş. Ben burada bir şeyi daha özellikle ifade etmekte fayda görüyorum. Yine İBB adayı iken fakirlere ayda 600 TL maaş bağlayacağınızı söylediniz. Hadi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı fakirlere ayda 600 TL versin. Yap, bekara karı boşamak kolay. Senin belediye başkanın hadi yap.

Bir dosyadan bahsettin. Benim Belediye Başkanım o kişi ile ilgili hemen anında davayı açmış, şikayeti ortaya koymuş. Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dosya ile Hacı Ali Hamurcu'yu şikayet etmiş. Birinci ifade 16 sahife 2 ifade 13 sahife vardır. Yargılama iki yıl sürmüş, adı geçen şahıs 6 yıl 14 gün ceza görmüş ve şuanda bu zat hapiste. Gene çaktın, gene çaktın!

Yolsuzluğun olduğu yerde 13 bin 375 km bölünmüş yol olur muydu? Hızlı tren hatları olurmuydu? 160 bin derslik olurmuydu? 80 Üniversite, 1807 sağlık tesisi, 263 hastane olabilir miydi? Şurada 2 milyon metrekare Adalet Sarayı inşaa ettik. Devam edenlerle 3 milyon metrekare. Tüm Türkiye'de yapılanlara şuana kadar yapılanlara İstanbul Çağlayan ve Kartal'daki yeterli.


BENİM SESİMİ SADECE MİLLET KESER

Biz geldiğimizde Türkiye'de sadece 9 şehirde doğalgaz vardı şimdi 66 şehirde var. 460 Bin konut inşaa edildi. Burada benim vatandaşım var. Bu kaynaklar bak, 3-5 tane koyun gdemeyen bu ülkeyi yönetemez anlamaz bu işlerden. Bak ben buradan birşey söyleyeyim. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye borcu 26,5 milyar dolardı şuanda kalan 6 milyar dolar. Bitmedi, Merkez Bankası'nın döviz rezervi 27,5 milyar dolardı şimdi 79 milyar dolar. Hesap ortada ama anlamak kolay değil. Biz geldiğimizde doğrudan, sosyal yardımlar noktasında ciddi adımlar attık. Demokratik laik sosyal birhukuk devletinin gereği olan bu adımları atmamız gerekiyordu. Tarım'da çiftçilere verdiğimiz destek 36 milyar dolardı. Çiftçi yolsuzluk olsaydı alın terinin karşılığını bu kadar alamazdı. Benim çiftçim Ziraat Bankası'ndan yüzde 59 faizle kredi alıyordu. Kim vardı iktidarda Merhum Ecevit baştaydı. Şu anda aynı banka düşürdü düşürdüdüşürdü 0 ile 12 arasında değişiyor. Buraya getirdi. Bak burada. Bu sesi kesemezsiniz. Benim sesimi bu ülkede sadece millet keser.


ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA TEŞEKKÜR

Türkiye 2003-2008 arasında OECD ülkeleri arasında harcamalarını arttıran birinci ülke oldu. Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bölgesel ve küresel siyasi meselelerde söyleyecek sözümüz olduğu gibi küresel ekonomi konusunda da dünyaya söyleyecek sözümüz, eleştirimiz ve tavsiyelerimiz var. Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olarak IMF ve G-20 zirvesinde uyarılarımızı yaptık. Sayın Başkan birşeyleri kaçırdı 1980 dedi G-20'nin kuruluşunu. O günden bu yana Türkiye burada var. Biz de geldiğimiz andan itibaren bütün zirvelere katıldık ve düşüncelerimizi ifade ettik. AB'ye yeni ve daha büyük krizlerin yaşanmaması için mesajların iyi okunması gerektiğini belirttik. Bu yıl küresel ticarette yüzde 11 gibi bir büyüme bekleniyor ki bu da ancak zararları telafi edece bir orandır. Bu ticaretin arttırılması gerekli hale gelmiştir. Özellikle bazı avrupa ülkelerinde mali disipline ilişkin endişeler artıyor. Bütçe açığı ve borç stoku bir risk olarak artıyor. Türkiye ekonomisine ilişkin en sık işittiğimiz eleştiri şudur. Sıcak para bolluğu var, Türkiye bu iyi gidişten etkileniyor. Türkiye'nin ekonomide kendi kaynaklarıyla büyüyeceğine inanmak istemeyenler ekonomideki iyileşmeyi harici etkilerde aramayı ısrarla sürdürdüler. Şimdi de bizi son derece insafsız bir biçimde küresel krizi iyi yönetememelke itham edenler var. Kılıçdaroğlu'na teşekkür ediyorum şuanda Türkiye'de küresel bir kriz yok dediler.

Biz mütevazi davrandık 2010 yılı için yüzde 6,8 oranında bir büyümeyi esas aldık. 2010 Yılı bütçe açığımızın milli gelirimize oranını biz yüzde 4 olarak belirledik. Türkiye için hedfimiz yüzde 4. Küresel krizin en ağır etkilediği alanlardan biri de istihdam. En son Ağustos ayına ait işsizlik verileri açıklandı. İstihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 87 bin kişi arttı. Avrupa'da iki puanlık düşüş ile işsizliği en hızlı azaltan ikinci ülke konumundayız. Şuanda elimde OECD'nin resmi rakamları var. Bu rakamlar içerisinde tüm ABD'de burada vardır. Bütün ülkeler eksi sadece Türkiye az da olsa artı olarak görünen ülke konumundadır. Gerek IMF'nin açıklaması, OECD'nin açıklamasının ardından buradaki açıklamalar bizi üzüyor. Ben dün Mardin Siirt'te duble yollar yapılmıştı, hastaneleri gezdim, buraların evlatlarını gençlerini Siirt'te eğitimini görecek orada eğitimini alacak. bugüne kadar biz bunları yaptık. Bu şehirlerimizi ayrıca değiştiriyoruz. Burada cezaevi konusunu gündeme alıp kendinize bişey kazandıracak diye düşünüyorsanız aldanıyorsunuz. Bunun bir ihtiyaç olduğunu bildiğiniz halde niçin bunu malzeme olarak kullanıyorsunuz. Zaten bu bölgede biz buterör belası ile mücadelede inşallah başarılı olduğumuzda ben inanıyorum ki özel sektör koşa koşa oralara gidecek fabrikalarını kuracaktır. Buna rağmen ben orada bir baraj inşaatını gördüm. Gerçekten gidip adımını atanlarda var. Bir barajın özel sektörden bir vatandaşımız yapmış Mart sonunda da açılışını yapacağız. Bak bunlar da devam ediyor. 36 Ayda bu yapıldı. Demekki oluyor. Sizin bunlardan haberiniz yoktur. Bunları takip etmek diye bir dertleri de yoktur. Hayatları bardağın boş tarafını göstermekle geçmiştir. Şunu da ben yaptım diyemezler.


HİÇBİR BANKAYA KURUŞ DESTEK VERMEDİK

Bir diğer önemli adım bu yıl sonu itibari ile Kamu Borç Stoku ABD'de yüzde 93 İtalya yüzde 118, Belçika'da yüzde 100 seviseyinde gerçekleşmesini beklediklerini kendileri ifade ediyorlar. Biz şuanda sadece küresel krizle baş etmiyoruz. Türkiye'ye ağır fatura ödeten 2001 krizinin de telafilerini yapıyoruz. Emanete sahip çıkmak budur, vatandaşın hakkına sahip çıkmak budur. Sadece küresel krizi aşmakla kalmıyoruz, MHP'nin bu ülkeye kestiği ağır faturaları da ödüyoruz. Türkiye'nin borç yükü artmıyor. Banka olayını Sayın Ecevit çözdü diyorlar Allah aşkına 21 banka fona devredildi nasıl çözülüyor bu. Bunu artık biraz mürekkep yalayan herkes bilir. Şu anda bu küresel krizde biz bir tane bankayı fonlamadık, fona devretmedik. Ve hiçbir bankaya da kuruş destek vermedik.

Son olarak 24 Kasım 2010 tarihinde bir kredi derecelendirme kurulu da ülkemizin görünümünü durağandan pozitife yükseltti. Yeni açıkladığımız orta vadeli program ile ülkemizin notunun daha iyi noktalara gelmesini bekliyoruz. Neden orta vadeli program 4 ay geç açıklandı? Son G-20 Zirvesi'nde orta vadeli program çağrısı yapılmış pek çoğu bunu gerçekleştiremedi henüz.

Dünyada parmakla gösteriliyor, örnek gösteriliyor dünyanın ekonomide de yükselen yıldızı Türkiye olarak devam ediyoruz. Memur maaşlarını sadece enflasyon oranında arttırma kararı aldık. İngiltere çok ciddi vergi artışları getirdi, İspanya emeklilik yaşını 65'ten 67'ye çıkarıyor. 2011'de ücretlere zam yapmıyor. Almanya personel sayısını 40 bin kişi azaltmayı tartışıyor, yeni vergiler getiriyor. Yunanistan emekli maaşlarını dondurmayı, memur maaşlarını indirmeyi, 2014 yılına kadar kamuda ücret artışı yapmamayı tartışıyor. Bütün Avrupa ülkeleri bütün gelişmiş ekonomiler ücretleri geri çekiyor. Dikkat edin biz gelişmekte olan ülkeyiz. Avrupa'da üniversitelerin harç ücretlerine ciddi zamlar yapılıyor. Dünyada böyle bir fotoğraf varken biz emeklilerimizi de enflasyon karşısında koruduk ve maaş artışı öngördük. Sosyal harcamaları kısıtlamıyor tam tersine arttırıyoruz. Özürlü maaşlarından memur emekli maaşlarına kadar her alanda enflasyonun üzerinde artışlar yapıyoruz. Yatırımlarımızı kısmıyoruz. Aile yardım ödeneği dahil en düşük devlet memuru maaşı 392 lira iken bugün bin 390 liraya ulaşmıştır. Ücretleri enflasyona ezdirmiyoruz. Eğitime, sağlığa tarıma en büyük destekleri sağlıyoruz. Eğtim 2011'de de en yüksek payı almaya devam ediyor. Öğrencilerin burs, kredi tutarları için ayırdığı tutarları 2011'de yine önemli oranlarda arttırıyoruz. Öğrencilerle ilgili konu. Biz polisimizi hiçbir zaman kimseye ezdirmedik, ezdirmeyiz.

Biz illegal örgüt mensupları derken kusura bakmayın hepsinin vesikası var. Nerede olduklarını sen çok iyi bilirsin. Özürlü kardeşlerimizi biz entellektüel ortamda her türlü tartışmaya varız. Önce hükümete faşist derken sonra kendileri konuşturulmayınca faşist diyen yine sizin adamınız oldu. Ertesi gün yine çark ettiniz. Tarımsal destekleri sadece o çocuklar yok bu ülkede. Bu ülkede milyonlarca öğrencilerimiz var. Biz onların hepsini başımız üstünde taşıdık taşıyoruz. Elinde molotf kokteyli taş yumurtayla geleni değil. Biz 156 üniversiteyi yaparken onlar için yaptık. 45 TL burs veriliyordu 200 TL'ye çıkardık. Bütün yurtlar, 60 bin yatak kapasitesi arttırdık kim için öğrencilerimiz için biz konuşmalara değil şiddete karşıyız. Sizler de şiddete karşı olmadığınız sürece onlardan göreceksiniz zaten size de kar etmedi.

Toplantının nerede yapıldığını bile bilmiyorlar. Burada biz her tür toplantıyı yapıyoruz Dolmabahçe'de ylakında gençlerimizi de çağıracağız. Biz hangi toplantıyı nerede yapacağımızı çok iyi biliriz. Gelenlerde oradan zaten mutlu bir şekilde görüşlerini ortaya koyuor müzakerelerimizi yapıyoruz. Davetli olan yere gidilir, davetsiz yere gidilmez. Öğrenci de olsa davetli olan yere gidilir. Kimliğin oluşumu orada başlıyor. Ve kalkıp taş atmak, molotof kokteyli atmakla esnafın, sanayiciyi, çiftçiyi, mahalli idareleri ARGE yatırımlarını 2011'de de destekliyor en yüksek artışları sağlıyoruz.

Deniliyor ki ekonomideki iyileşme mutfağa sokağa yansımıyor. Oralarda dolaşırsanız bunu görürsünüz. Oraya gitmezseniz göremezsiniz zaten. Benim milletim neyin ne olduğunu gayet iyi biliyor. O konularda da bilgi isterseniz, sizleri ayrıca bilgi sahibi yapabiliriz. Onların hepsinin hesabını yaptım mutluyum halkım da gayet mutlu. Halkım zaten bunu seçimlerde de gösteriyor, Haziran'da da gösterecek hiç merak etmeyin.

 

Etiketler :