Gül: Tertemiz bir anayasa yapalım

Gül: Tertemiz bir anayasa yapalım

Abdullah Gül Strasburg yolunda “sıfır anayasa” mesajı vererek artık reformların Türkiye’nin kendi iradesiyle hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi

ERGUN BABAHAN  STRASBURG

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü kavramıyla özdeşleşen Avrupa Konseyi yolunda Türkiye’ye “sıfır anayasa” mesajları verdi.

Türkiye’nin çok özeleştiri yapması gerektiğini vurgulayan Gül, “Bugüne kadar tüm reformları dışarının çıpasıyla yapıyorduk. Bu hüzün verici. Türkiye gibi büyük bir devlet için acı verici. Hiç değilse bundan sonra kendi irademizle yapmamız lazım. Her şeyi kendimiz değerlendirmemiz ve süratle çalışmamız lazım. Türkiye demokratik standartı ne kadar yükselirse, o kadar güçleniyor” değerlendirmesi yaptı.

YENİ ANAYASA İÇİN DÖRT KRİTER

Mevcut Meclis’in yeni bir anayasa yapmak için iyi bir Meclis olduğu değerlendirmesinde bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı, “Ama olmadı” dedikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı: “Şimdi hiç değilse, seçim sonrası yeni bir anayasa yapmak lazım. İçinde ne olsun konusuna girmeyeceğim. Ama anayasada yapılması gereken bazı önemli değişiklikler var.

Ben anayasa değişikliklerini tek tek yapmak yerine yepyeni bir anayasa yapılmasından yanayım. Anayasayı yeniden yazıp, ‘anayasa böyle yazıldı’ demek lazım. Bu, kutuplaşmaları, oluru olmaz eden davranışları önler.”

Gül, yeni anayasa yapımında alınacak kriterler konusunda da net konuştu:

• En gelişmiş, demokratik kalkınmış ülkelerin ülkeler örnek alınsın.

• Çok detaylı olmaması lazım. Detay özgürlüğün değil, kısıtlamanın aracıdır. Ne kadar detay olursa, o kadar kısıtlayıcı olur. Bizim kısıtlayıcı değil, özgürlükçü anayasamızın olması lazım.

• Önümüzdeki yüzyılın anayasası olması lazım. Gelecek yüzyılın anayasası olması lazım. Tıpkı 100 yıl önce yazılan ve anayasaları hala ayakta olan ülkeler gibi...

• Temel ilke ve prensipleri koyan bir anayasa olması lazım.

TEMEL KONULARDA KONSENSÜS VAR

Tek tek madde değişimi yoluyla yapılacak reformun değişimi tehlikeye sokacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Önemli olan Türkiye’yi nereye taşımak istediğiniz. Metodda hata yaparsak, esasta da kaybediyoruz” dedi. Bugün önemli olan Türkiye’yi nereye taşımak sorusunun cevabı Gül’e göre muassır medeniyet. Bunun için mümkün olduğunca çok katılımla, herkese hitap eden bir anayasa yazmak gerekiyor görüşünde Cumhurbaşkanı Gül.

Bunun yapılabilir olduğuna da inanıyor ve “Ben böyle bir anayasanın temel konularında farklı parti gruplarının farklı düşündüğüne inanmıyorum. Temel konularda konsensüs olduğuna inanıyorum” diyor.

Peki, seçim öncesi siyasi partiler tek tek yeni anayasa önerilerini açıklamalı mı? Gül’ün bu soruya yanıtı “Hayır.” Çünkü: “Aslında bunun detaylı olarak açıklanması çok mantıklı ve iyi bir tavır olarak gelir ama acaba bu kutuplaştırmayı artırır, olacak işleri olmaz hale getirir diye çekincem var açıkçası. Yani tamamen yeni bir anayasa üzerine kampanya kurulursa, o seçim sonrası yapılacak işi yapılamaz hale getirebilir. Genel niyetlerini açıklasınlar, detaya girmesinler. Neticede bunu uzmanlar yapacak. Seçim sonrası ortamı şimdiden düşünmek lazım. Seçim sonrası çok önemli, onu düşünerek hareket etmek lazım.”

İLELEBET DURACAK HALİMİZ YOK

Görev süresiyle ilgili tartışmaya yine girmiyor Cumhurbaşkanı, ısrarlı sorular üzerine “İlelebet burada oturacak halimiz yok” yorumu yapmakla yetiniyor.

Türkiye’nin kabına sığmadığını vurgulayan Gül, bu nedenle bugüne kadar parça parça anayasa değişiklikleri yapılmak zorunda kalındığını hatırlatıp şöyle diyor:

“O değişiklikleri yapmasaydık dar bir ceketin içinde olacaktık. O nedenle, Türkiye’nin bütün sorunlarının halli açısından, güveni, bekaası açısından yeni bir anayasa diyorum. Daha iyi bir anayasa, daha çok nefes aldıracaktır.”

Yani askeri yönetimin giydirdiği “deli gömleğini toptan çıkarıp atmak mı?”

Gül bu konuda net.

O anayasanın yapılış mantığını, şeklini, sistematiğini hatırlatıyor. Özlediği Türkiye’nin farklı olduğunu vurguluyor.

Anayasadan sonra çıkarılan MİT, Milli Güvenlik Kurulu Kanunu gibi düzenlemelere işaret ediyor.

Hatta çok partili sisteme geçilirken “Bunlar rüşdünü ispat etmemiştir” düşüncesinin hakim olduğu yorumunu yapıyor. Böyle bir anayasanın parça parça değişiklikle düzeltilemeyeceğini vurgulayıp “Onun için tertemiz bir anayasa” çağrısı yapıyor.

Yapılacak işi yapılamaz hale getirmeyelim

Gül burada bir atasözüne atıfta bulunuyor: Bazen dil yarası kılıç yarasından daha derin iz bırakır... Seçim sonrasının iyi düşünülüp ona göre bir üslup tutturulmasına çok önem veriyor Cumhurbaşkanı, “Herkes çocuğun annesi gibi davranmak zorunda” uyarısını yapıyor.

Başkanlık sistemi konusunda tavrı şöyle:

“Bunların hepsi tartışılabilir. Her şey tartışılabilir ama her şey tam bilinerek talep edilirse bu konuda bir şey demem. Ama detaylara girilmeden böyle denilirse, olmaz.”

Başkanlık sistemi konusunda çekinceleri var mı?

“Şüphesiz ki, çekincem var. Avantajı da, dezavantajı da var...”

Uzlaşma arayışı konusunda da bir hatırlatması oluyor: Konsensüs ararken yapılacak işi imkansız hale getirmemek lazım. Onun bir ayarı vardır. Geçen dönemde, daha önceleri gördük, yapılacak işi yapılamaz hale getirip kendimizi kilitlememeliyiz.

“Meclis kurucu Meclis mi olacak?” sorusuna yanıtı net:

“Seçilecek Meclis’e toz kondurmam. Bu Meclis’e de kondurmadım. Eğer seçimler düzgün değilse, seçim normlarınız düzgün değilse, o zaman tartışılır. Anayasayı yapacak olan TBMM’dir. TBMM dursun, başkaları yapsın olmaz. O metod çok önemli. Taslağı hazırlayacak ekip önemli. Öyle bir ekip olur ki, herkesin mutabakatını kapsar.”

Gül, 1995’ten başlayıp 2001’den bu yana devam eden anayasa değişikliklerini yanlış bulmadığını belirtirken, yeni anayasa konusunda Meclis’te uzlaşı sağlanırsa referanduma gerek kalmayacağını vurguladı. Buna o zaman bakılması gerektiğini belirtip halk desteğine bakılacağını söyledi.

'Türk tarihinde soykırım yok'

Gül, Türkiye’nin, tarihinde soykırım yapıldığını kabul etmediğini belirterek “Tarihle beraber yaşarsak Avrupa’da kimse birbirinin yüzüne bakamaz. Geleceğe bakmamız lazım” dedi

 n Cumhurbaşkanı Gül Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’na hitap etti, parlamenterlerin sorularını yanıtladı. Türkiye’de demokratik standartları, hukuk standartlarını yükseltmek için çok köklü reformlar yapıldığını belirten Gül, “Şüphesiz ki daha yapacaklarımız var” dedi. Hiçbir ülkenin mükemmel olmadığını vurgulayan Gül, Türkiye’nin eksikliklerinin farkında olduğunu ve özgüven içinde reformlara devam edeceğini söyledi.

Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi konusunda ise Türkiye’nin komşularıyla ilişkilerde sıfır sorun politikasında önemli mesafe aldığını belirtti. Türkiye’nin siyasi iradesinin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek olduğunu kaydeden Gül, protokolleri hayata geçirmeyi arzu ettiklerini belirtti. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin Ermenistan işgali altında olduğunu anlatan Gül, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesiyle bu konuyu birbiriyle ilişkilendirmediğini, ancak Ermenistan’ın bu topraklardan çekilmesi gerektiğini söyledi.

Gül, mevcut Anayasa’ya göre seçimlerden önceki bir yıl içinde seçim kurallarına ilişkin değişiklik yapılamayacağını belirterek, seçim barajının önümüzdeki genel seçimlerde düşürülmesinin söz konusu olmadığını söyledi. Gül, genel seçimde bağımsız milletvekili adayları için baraj engeli bulunmadığını da belirtti. Gül şunları kaydetti:

TÜRKÇE BİLMİYORSA KÜRTÇE SAVUNMA OLUR

“Türkiye’de herkes hangi dinden olursa olsun, inancı ne olursa olsun inançlarını, inançlarının gereğini rahatlıkla yapabilmelidir. Türkiye’de bakış açımız bu. Herkesin önündeki engeller kaldırılıyor. Bu konularda değişiklikler oluyor.

(KCK davası ve Kürtçe savunma) Eğer şiddet, eğer zorlama, devlet gücünün dışında güç gibi faaliyetler içinde olunursa hiçbir demokratik ülke buna müsaade etmez. Böyle bir suçlama olduğu için konu mahkemede. İnsanlar gerçekten Türkçe bilmiyorsa, başka dil biliyorsa o dilde savunma yapabilirler. Nitekim, mahkemeler bunu kabul ediyor ve yapılıyor.”

Avrupa kalesi bir hayaldir 

Türkiye’nin Batı Avrupa ülkelerinden göç almaya başladığını belirten Gül, “Bu nedenle Avrupa’nın kale olarak görülmesi rasyonel bir tercih değildir, bu bir hayaldir” dedi.

Etiketler :