Hayım Nahoum Doktrini nedir?

Hayım Nahoum Doktrini nedir?

Saadet Partisi Hayım Nahoum Doktrini'ni ACIKLADI

 

Bugünkü basın toplantımızda bazı ekonomik konularda görüşlerimizi arz etmek istiyorum.

A) Hayım Nahoum Doktrini

B) Türkiyenin içinde bulunduğu borç sarmalı.(TABLO-1)

C) Türkiyenin 2011 yılında ödediği ve 2012 yılında ödeyeceği faizler (TABLO-2)

D) Türkiyenin borçlarını ödemek için yaptığı çalıĢmalar.

1. ÖzelleĢtirmeler

2. Bedelli Askerlik

3. 2-B Yasası ile Orman vasfını yitirmiĢ bazı Orman Arazilerinin Satılması

4. TBMMde 2-3 Mayıs günlerinde çıkarılan Tapu Kadastro Kanunu ile Ülke Menfaatlerinin gerektirdiği hallerde Yabancılara Toprak SatıĢının 25 dönümden 300 dönüme, hatta Bakanlar Kurulu kararı ile 600 dönüme çıkarılması.

A)HAYIM NAHOUM DOKTRĠNĠ;

Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın her zaman söylediği gibi bu doktrinin temel hedefi;

1- İşsiz Bırakacaksın

2- Aç Bırakacaksın

3- Borca Esir Edeceksin

4- Dininden Uzaklaştıracaksın

5- Bölüp, parçalayıp yumuşak lokma yapacaksın

6- Bu Lokmaları büyük İsrail’e vilayet yapacaksın

Bunlar bütün ülkelerde adım adım gerçekleştirildiği gibi, ülkemiz de adım adım bu noktaya getirilmek istenmektedir.

2008’de ABD’de başlayan ve dünyayı saran ekonomik kriz şimdi AB ülkelerine sıçradı. İrlanda ekonomisi geçen yıl çöktü. 2011 yılının başından beri Yunanistan’da başlayan ekonomik kriz Ekim ayında İtalya’da etkisini gösterdi. Halk sokaklara döküldü. Her iki ülkede de Hükümetler istifa etti, Teknokratlar hükümeti kuruldu. Yani siyasi iktidar yerine, teknokratlar hükümeti…! İspanya sıradaydı. Bu ülkede de halk işsizlikten ve hayat pahalılığından şikâyet ediyordu. İspanya erken seçime giderek durumu kurtarmaya çalıştı. Ama olmadı. İspanya’da da hükümet değişti. Sırada Portekiz, Fransa ve İngiltere gibi AB’nin önde gelen ülkeleri var. Yani AVRO bölgesi de krizde.

Milli Görüş Partileri’nin bütün uyarılarına rağmen Türkiyeyi yönetenler krizle boğuĢan belki de dağılma sürecine giren ABne girmek için can atıyorlar. Daha dün kredi notumuz düĢürüldü. BaĢbakan bunun siyasi bir karar olduğunu söyledi. ĠĢte AB böyle bir birliktir. 2

- Yunanistan niin iflas etti? - Borcu ok olduğu iin.

- İtalya ve İspanya niin krizdeler? - Borları ok olduğu iin.

- Osmanlı Devleti niin yıkıldı? Ekonomisi bozulduğu, borcu ok olduğu iin. Bu rnekleri daha da oğaltabiliriz. Bu rnekleri dikkate alalım ve borlanmadan kaınalım diyoruz.

B)BORÇLAR

(TABLO-1) de görüldüğü gibi 2002 Toplam Borç 232.2 Milyar Dolar iken, 2011 Yılı sonunda 537.8 Milyar Dolar olmuş. Mevcut İktidar döneminde yani 9 Yılda 305.6 Milyar dolar ilave borç yapılmış.

Borcumuz 2009 yılı hariç sürekli artmıĢ.

Atalarımız Borç alan emir alır. demişler.

Yine (TABLO-1) de görüldüğü gibi 2002’de 3510 dolar olan KiĢi BaĢına Borç miktarı 2010 yılında 7250 dolara yükselmiştir. Türkiye’nin zenginleştiğini 2002’de KiĢi BaĢına DüĢen GSYHnın 3500 dolar olduğunu, 2010’da bunun 10.000 doların üzerine çıkarıldığını söyleyen iktidar, kendileri iktidara geldiği 2002de KiĢi BaĢına DüĢen Borç Miktarının 3510 dolar olduğunu, bu borcun bu gün 7250 dolara yükseldiğinden hiç bahsetmemektedir.

Ülkeleri çökertmenin en önemli yollarından birinin borçlar olduğu asla unutulmamalıdır. İrlanda’da Yunanistan’da, İtalya’da ve İspanya’da yaşanan ekonomik krizlerin temelinde borçlar vardır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde Borçlar önemli bir faktördür. Borçların ille de kamu borcu olması da şart değildir. Bankaların borçları, Holdinglerin borçları veya Şirketlerin borçları hatta Şahısların borçları da ülke ekonomisini krize sokar. Zira ekonomik olaylar bir bütündür. Bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıdır. Zincirin bir halkası koparsa o zincir işlev görmez.

Bu ülkede; Fertler borçludur, ġirketler borçludur, Holdingler borçludur, Devlet borçludur.

VatandaĢ borçla yaĢıyor. 31 Aralık 2010da 168.2 Milyar TL olan Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları Borcu 30 Aralık 2011de, yani 1 yılda 216.0 Milyar TLye yükselmiĢtir. Yine aynı tarihler arasında Kredi Kartları Borçları ise 43.2 Milyar TLden 53.9 Milyar TLye yükselmiĢtir. Vatandaş aldığı konut kredisini veya taşıt kredisini ya da kredi kartı borcunu ödeyemezse sadece kendisi krize girmiyor, krediyi aldığı Bankalar da krize giriyor. Bankalar krize girince ülke ekonomisi krize giriyor. Hatırlanacağı gibi, 2008’de ABD’de yaşanan kriz bu şekilde olmuştu. Bu borçlandırma politikası bilinçli bir şekilde oluşturuluyor. Emperyalist ülkeler gelişmekte olan ülkeleri ve geri kalmış ülkeleri kendi emirlerine itiraz etmemeleri için borçlandırırlar. Ülkeleri yöneten idarecilerde halkın demokratik tepkisini ortadan kaldırmak, toplumun hükümetin hatalı icraatlarına karşı koymalarını diğer bir ifade ile sandıkta diğer partilere oy vermelerini önlemek için halkı borçlandırırlar. Borçlanan halk da aman istikrar bozulmasın, eğer istikrar bozulursa ekonomik durumum bu günkünden çok daha kötü olur, borçlarımı ödeyemem düşüncesiyle mevcut iktidara oy verir. Ama unutulmamalıdır ki bu politikalar 1 veya 2 belki 3 seçim dönemi için geçerli olabilir ama ilânihaye olmaz. Gün gelir bu ekonomik çark tıkanır, dönmez. Borçlar taşınamaz hale gelir. Tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi. 3

C)FAĠZ

Faiz ülkemiz ekonomisini perişan etti. Her yıl bütçenin önemli bir bölümü faize ayrılmaktadır. (TABLO-2) de Yıllar itibariyle Türkiye Bütçesi ve bu bütçeden yapılan faiz ödemeleri ile tarımsal destekler gösterilmektedir.

9 yıllık sürede bütçeden Faizcilere Toplam 449.8 milyar TL ödeme yapılırken çiftçilerimizin tamamına yapılan Tarımsal destek miktarı Toplamı sadece 42.6 milyar TL’dir. Tarımsal desteklerin azlığı Türkiye’nin tarımsal üretiminin düşmesine sebep olmuştur.

Biz Saadet Partisi olarak faize ve faiz ekonomisine karĢıyız. Faiz ekonomiye yüktür. Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapan bir sömürü aracıdır.

Saadet Partisi olarak hükümete diyoruz ki, Denk bütçe yaparak faiz harcamalarını ortadan kaldırınız. Türk ekonomisini borç alarak idare etmek yerine 54. Prof. Dr. Necmettin Erbakan hükümetinin yaptığı gibi milli kaynaklarımızı harekete geçirerek, bütçeye ek kaynaklar oluşturarak idare etme cihetine gidiniz. Aksi halde Türkiye bu faiz belasından kurtulamaz.

9 Yıllık mevcut iktidar döneminde Toplam ödenen Faiz 449.8 Milyar TL dir. Bu hesabı hükümeti tenkit etmek için değil, faizin ne büyük bir bela olduğunu ortaya koymak için yaptık. Evet Saadet Partisi olarak çağrımızı tekrarlıyoruz. Faizden uzak durunuz!

2011 Yılında Bütçeden ödenen faiz için (TABLO-3) te örnek bir hesaplama yaptık. Takdirlerinize sunuyoruz.

(TABLO-4) te ise 2011 Bütçesinden ödenen Faiz ve 2012 yılında Bütçeden ödenecek faizler ne anlama geliyor örnek olarak açıklanmaktadır.

(TABLO-5) 1991 de söylenenlerin nasıl doğru çıktığını, bugün ise ne yapmamızı belirtiyor.

ĠġSĠZLĠK-ĠġSĠZ BIRAKACAKSIN: Hayım Nahoum Doktrininin en önemli hedefi.

İnsan emek harcayarak eşyayı faydalı hale getirir. Ya da enerjisini harcayarak, emeğini harcayarak mal ve hizmet üretir. Eğer bir insan çalışabilir durumda ise o insana iş imkanı sağlanması gerekir ki çalışıp üretsin. Üretimi karşılığında bir gelir elde etsin ve bu geliri ile de geçimini temin etsin, hayatını sürdürebilsin. Bütün iktisadi sorunlar yaĢama ile çalıĢma arasındaki dengesizliklerden kaynaklanır. Üretim olmadan yaşamaya süreklilik kazandırmak mümkün olmadığı gibi, çalışmadan üretime süreklilik kazandırmak da mümkün değildir.

Türkiyede iĢsizlik oranı 2011 yılında % 9.8 olmuĢtur. İş bulmadan umudunu kesenler ile gizli işsizler de buna ilave edilirse bu oranın çok daha yüksek olacağı % 16-17 hatta % 18-20 olacağı açıktır..

2011 yılında genç nüfustaki iĢsizlik oranının % 18.4 olduğu, yani % 9.8lik iĢsizlik oranının da çok üstünde olduğu görülmektedir. 4

Son gnlerde TOBB Başkanının basında yer alan aıklamaları ok dikkat ekici. 1997dan 2011e kadar olan 15 yılda 35-54 yaş grubunda işsizliğin % 19dan % 35e ıktığını ifade eden Sayın Hisarcıklıoğlu, ok nemli bir noktaya dikkat ekiyor. Türkiyede iĢsizlik yapı değiĢtiriyor…35-54 yaĢ arasındaki çocuk sahibi kiĢilerde iĢsizlik iki katına çıktı. TOBB Başkanı çocuk sahibi bir insanın işsiz kalmasının, evine ekmek götürememesinin ne büyük felaketlerin habercisi olduğunu ifade ediyor.

Peki, bu ülkemizde hayatından memnun olan yok mu? Paradan para kazananlar memnun

Milli GörüĢün temsilcisi Saadet Partisinin Hükümetlere tavsiyesi, DENK BÜTÇE yaparak faiz harcamalarını ortadan kaldırmalarıdır. 54. Erbakan Hükümeti dışındaki bütün Hükümetler bütçeyi Denk Bütçe esasına göre yapmıyorlar. Bütçe daha baĢtan yapılırken AÇIK verecek Ģekilde yapılıyor. Bütçe açığını kapatmak için BORÇ alınıyor. Borç alınınca Faiz ödeniyor. Kısaca BORÇ-FAĠZ-BORÇ sarmalına düĢülüyor.

2002 yılı Kasım ayından beri bu ülkeyi yöneten hükümetler faize 449.7 yaklaĢık 450 Milyar TL. para ödemiştir. İşte Rantiyeciler bu yüksek gelirlerden dolayı hayatlarından memnundurlar, 9 yılda faize ödenen para ile 5.500.000 adet TOKİ tarafından yapılan bir daire alınabilir. Tüm Türkiye’de mevcut konut sayısının 15 milyon olduğu dikkate alınırsa üçte biri demektir. 9 yılda Türkiye’deki konutların üçte biri faize gitmiştir. (TABLO-7)

D) TÜRKĠYE BORÇLARINI ÖDEMEK ĠÇĠN NE YAPIYOR.

1-ÖZELLEġTĠRME (BORÇ SATTIRIR)

1984-1985’lerde başlayan özelleştirme furyası günümüze kadar (Mart 2012) devam etmiştir. Bu süreçte Cumhuriyet tarihinin birikimi olan tesisler yok pahasına "sat kurtul" mantığı ile yok pahasına satılmıştır. Bu satışlarda ihalelere yabancılar da girmiş ve devletimizin bir çok stratejik tesisi yabancıların eline geçmiştir. Konuyu örnekler vererek özele indirgemek istemiyoruz. Ama stratejik tesislerimizin satılmasını da doğru bulmadığımızı ifade ediyoruz.

Saadet Partisi olarak özelleştirmeye karşı değiliz. Özel sektörün girdiği ve başarı ile yürüttüğü sektörlerde stratejik yönden önemi olmayan tesislerin benzeri tesisler kamunun elinde varsa bunların değer fiyatına satılmasına, özelleştirilmesine taraftarız. Ama özel sektörün girmediği sahalarda devletin işlettiği tesisleri yönetim hatasından kaynaklanan zararları bahane ederek özelleştirme adı altında eşe dosta verilmesine karşıyız.

Özelleştirme idaresinin verilerine göre, 1986’dan 2011 yılı sonuna kadar yapılan özelleştirmelerden elde edilen toplam gelir 43.1 milyar dolardır. Bunun 8.1 milyar dolarlık kısmı 1986-2002 yılları arasında 35.0 milyar dolarlık kısmı da 2003-2011 yılları arasında yapılmıĢtır. Elde edilen bu özelleştirme gelirleri bütçe harcamaları dahil her türlü devlet harcamasında kullanılmıştır. Bu paralar ile hiçbir yeni tesis yapılmamıştır. Bir yandan satılan fabrikalarda çalışan insanlarımız işini kaybetmiş, diğer yandan yeni fabrikalar veya tesisler açılmadığı için çalışma yaşına gelen insanlarımız iş bulamamıştır. Bu durum işsiz insanlarımızın sayısının her geçen gün artmasına sebep olmuştur. 5

2-BEDELLĠ ASKERLĠK: Bedelli askerlik artan borçlar nedeniyle istemeyerek çıkartılan bir kanundur. Çünkü BaĢta BaĢbakan buna karĢı çıkmıĢtı. 100.000 kiĢi hedeflenmiĢti. Bu güne kadar takriben 25.000 kiĢi baĢvurmuĢtur.

3- 2-B YASASI ĠLE ORMAN VASFINI YĠTĠRMĠġ BAZI ORMAN ARAZĠLERĠNĠN SATILMASI: Bu kanunda bütçeye ek gelir getirmek için çıkarılmıĢtır. BORÇ SATTIRIR.

4- TBMMDEN 2 VE 3 MAYIS GÜNLERĠNDE ÇIKARILAN TAPU KADASTRO KANUNU ĠLE ÜLKE MENFAATLERĠNĠN GEREKTĠRDĠĞĠ HALLERDE YABANCILARA TOPRAK SATIġININ 25 DÖNÜMDEN 300 DÖNÜME, HATTA BAKANLAR KURULU KARARI ĠLE 600 DÖNÜME ÇIKARILMASI. (BORÇ SATTIRIR)

Kanunda 2,5 hektardan, 30 hektara deniyor. VatandaĢta ilk etapta 2,5 dönüm zannedip ne olur bir ev yeri diyor. 30 hektar 300 dönüm yani 300.000 metre kare.

Hangi ülke menfaati Ģehit kanıyla alınan toprakların satılmasını öngörür.

MERHUM HOCAMIZIN TOPRAK AYAĞIMIZIN ALTINDAN KAYIYOR SÖZLERĠ KULAKLARIMIZDA ÇINLIYOR.

Bu kanun TBMM de konuĢulurken kimse kimsenin toprağını zorla almayacak dediler.

Tabiî ki zorla almayacaklar. Ama ülkemiz insanı iĢsiz bırakılmıĢ. Aç bırakılmıĢ. Borca esir edilmiĢ. Arazileri bankalara ipotek edilmiĢ. Toprağına 3 kuruĢ fazla verene satacak kiĢi arıyorlar. Haymana köylerinde sulak olmayan tarlalar metre karesi 30-40 kuruĢtan satılıyor. 1 çay 1 lira. Bir çay parasına 2-3 metre kare tarla.

Hatta bazı kiĢiler satılan toprakları alanlar kendi ülkelerine mi götürecek diyorlar. KeĢke götürseler o zaman toprağın elimizden nasıl kaydığını hiç olmazsa görürdük.

Bir hususun bilinmesinde yarar var. ÖzelleĢtirmelerin yapılmasının da temel nedeni bütçeye gelir temin etmektir. 2B yasasının çıkarılmasında da, Bedelli askerlik yasasının çıkarılmasında da, Yabancılara toprak satılması için çıkarılan yasada da asıl amaç bütçeye gelir temin etmektir. Kanunlar çıkarılırken ileri sürülen gerekçeler çok farklı olabilir. Ama asıl amacın bütçe açıklarını azaltmak, borçları ödemek olduğunun kamu oyu tarafından bilinmesinde yarar vardır

Cennet mekan Sultan Abdulhamid Han hazretlerinin Osmanlının borçları için Filistinden para karĢılığı toprak isteyenlere verdiği cevabı hepimiz biliyoruz. (TABLO-8) FĠLĠSTĠN HARĠTASI

Olmaz dediklerimiz Filistin’de bir bir gerçekleşti.

Ülkemizde bunlar olur mu demeyelim. Çünkü topraklarımızda gözü olan ittifaklar var. Ülkeler var. Savaşla, alamadıkları şehit kanıyla alınan bu toprakları para ile satın almayı bekleyenler var.

ÇÖZÜM MĠLLĠ GÖRÜġ. ÇÖZÜM SAADET PARTĠSĠ. ÇÖZÜM D-8. ÇÖZÜM AB DEĞĠL, ĠSLAM BĠRLĠĞĠ. 28 ġUBATIN GERÇEK SEBEBĠ BUNLARIN MERHUM LĠDERĠMĠZ TARAFINDAN BAġLATILMASIDIR.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.