İngiliz The Guardian gazetesine konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’a çıkıştı. Başbakan, Lieberman’ın Gazze’ye karşı nükleer silah kullanma tehdidinde bulunduğunu söyledi. Uluslararası ilişkilerde diplomatik bir tabu olan İsrail'in nükleer silahlarının Türkiye Başbakanı tarafından bu şekilde dile getirilmesinin Davos'tan daha büyük bir kriz yaratması bekleniyor.

Pakistan'daki temaslarını bugün tamamlayıp İran’a geçecek olan Erdoğan Türkiye’den ayrılmadan önce The Guardian gazetesine konuştu.

Gazetede bugün yayımlanan röportajda Erdoğan, İsrail'le yaşanan son krizler sonrası Ankara-Tel Aviv stratejik ittifakının sona erdiği söylentilerini yalanlayarak, iki ülke arasındaki ortaklığın sürdüğünü söyledi.

İsrail basını manşetlerine taşıdı

Başbakan’ın Lieberman’a yönelik sözleri İsrail medyasında da geniş yankı uyandırdı.
İsrail’in önde gelen gazetelerinden Haaretz, Erdoğan’ın İsrail’le Türkiye arasındaki yangına körükle gittiği yorumunu yaptı.

Yedioth Ahronoth gazetesi ise Lieberman’ın basın danışmanının konuyla ilgili yorumuna yer verdi. Danışman “Her saçma lafı ciddiye almamıza gerek yok” dedi.

The Jerusalem Post gazetesi de Erdoğan’ın röportajını manşetine taşırken, Başbakan’ın Lieberman’ın Gazze’yi nükleer silahla tehdit ettiği yönündeki sözlerini öne çıkardı.



Tel Aviv'le iyi ilişkilerin devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman’a ise çıkıştı.



Erdoğan, Lieberman'ın Gazze’ye karşı nükleer silah kullanma tehdidinde bulunduğunu söyledi.



ZİRVE ÖNCESİ KRİZ

İsrail dışişleri bakanının 24-25 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek Akdeniz Birliği toplantısına katılma konusu da tartışmalara yol açmıştı.



İstanbul’da 43 ülke dışişleri bakanlarını bir araya getirecek zirve öncesi, Akdeniz Birliği’ne Fransa’yla birlikte eş başkanlık eden Mısır, Lieberman’ın Türkiye’ye gelmesini istemediğini ve İsrailli bakana davetiye göndermeyeceğini açıkladı.



Kahire'nin bu tutumunun ardında, Lieberman’ın İsrail’i ziyaret etmeyi reddeden Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’e geçen sene “cehenneme kadar yolu var” demesinin olduğu tahmin ediliyor.



Erdoğan ve Mısır'ın kendisine gösterdiği sert tepkilerin ardından Lieberman'ın önümüzdeki ay İstanbul'da yapılacak zirveye katılıp katılmayacağı ise merak konusu.



ABD İLE İLİŞKİLER BOZULMAZ

Erdoğan röportajda İsrail’e yönelik ağır eleştirilerinin Türkiye-ABD ilişkilerini bozabileceği fikrine de katılmadığını söyledi.



Erdoğan, “Böyle bir şeyin olacağını sanmıyorum. Çünkü ABD’nin bölgedeki politikaları İsrail tarafından dikte edilmiyor” dedi.






AHMEDİNECAD DOSTUMUZ

Başbakan ayrıca İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın Türkiye’nin dostu olduğunu söyledi.



Erdoğan, sarf ettiği sert sözler ve uyguladığı politikalarla Batılı devletlerin nefretini üzerine çeken İranlı radikal lider Ahmedinecad için, “Şüphesiz ki kendisi bizim dostumuz. Arkadaş olarak çok iyi ilişkilerimiz var. Hiç bir sorunumuz da olmadı" diye konuştu.



Gazetenin, "İran’ın nükleer programına kavgacı bir tavırla yaklaşan ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşıtlığıyla bilinen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy dostunuz değil mi?" sorusuna ise Erdoğan, "Chirac döneminde mükemmel ilişkilerimiz vardı. Ama Sarkozy döneminde böyle bir durum söz konusu değil. Bu adil bir davranış değil. AB kendi kurallarını ihlal ediyor" yanıtını verdi.

İSRAİL'DEN JET CEVAP GELDİ

İsrail Dışişleri bakanı lieberman'ın basın sözcüsünden erdoğan'ın sözlerine jet yanıt geldi: Her tür saçmalığı dikkate alacak değiliz!

Guardıan'ın röportaj için yorumu

Gazetenin İstanbul muhabiri Robert Tait'in Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'la yaptığı röportajı birinci sayfasından duyuran Guardian Erdoğan'ın 'İran dostumuzdur' sözlerini tırnak içine alıp, 'Türkiye başbakanı NATO'daki nükleer çatlağı gözler önüne serdi' başlığını attı. Erdoğan'la röportaj gazetenin dışhaberler bölümünde de tam sayfa yer aldı. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad için, 'Hiç şüphesiz dostumuz. Şu ana dek dost olarak çok iyi ilişkiler yürüttük ve hiç bir sıkıntı yaşamadık' dedi. Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yle ilgili soruyaysa, 'Fransa ve Almanya'nınki gibi Türkiye'ye karşı önyargıları olan Avrupalı liderler var. Chirac zamanında Fransa'yla mükemmel ilişkilerimiz vardı. Ancak Sarkozy döneminde hal böyle değil. Bu adil olmayan bir tavır. Avrupa Birliği kendi kurallarını ihlal ediyor.' yanıtını verdi.

Gazete, Erdoğan'ın bu tavrının, Türkiye'yi NATO'ya sıkı bir şekilde bağlı, Batı yanlısı bir demokrasi olarak gören bazı batılıları şaşırtabileceğini, ancak Erdoğan'ın Türkiye'yi İran gibi bir din devletine dönüştürmeye çalıştığından şüphelenen laik karşıtlarını pek de şaşırtmayacağını belirtiyor.

Erdoğan'ın laik çevrelerin bu suçlamasını reddettiğini yazan gazete, Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İran'daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Ahmedinejad'ı kutlayan ilk liderlerden biri olduğunu hatırlattı. Kutlama yapıldığı sırada, Ahmedinejad'ın resmen olmasa da, büyük bir oy farkıyla seçimin galibi ilan edildiğini söyleyen Erdoğan, bu adımın 'uluslararası ilişkilerin bir gerekliliği' olduğunu söyledi.

Erdoğan, Batılı ülkelerin İran'ın nükleer silah sahibi olmaya çalıştığı yönündeki kaygılarını 'dedikodu' olarak tanımlıyor ve bu ülkenin nükleer tesislerine saldırmanın bir "çılgınlık" olacağını vurguladı.

Erdoğan ayrıca, İran'a nükleer programı konusunda baskı yapan ülkelerin hepsinin nükleer silahlara sahip olduğunu söyleyip, bunun çok da adil bir tutum olmadığını belirtti.

Guardian, Erdoğan'ın bu görüşlerinin Washington'ın dış politikasına yön verenler tarafından ilgiyle karşılanacağını yorumunu yaptı. Gazete bu çevrelerin, AKP hükümetini uzun süredir diğer müslüman ülkelerin de adapte edebileceği batı yanlısı 'ılımlı islam' modeli olarak gördüğünü hatırlattı. Guardian, bu görüşlerin, Erdoğan'ın eleştirilerinin Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri ilişkilerine zarar vereceği uyarısı yapan İsrail tarafından da pek sıcak karşılanmayacağını kaydetti. Ancak Erdoğan röportajda buna karşı çıkarak "Bence bu mümkün değil. Amerika'nın bölge politikasını İsrail dikte ettirmiyor." dedi.