İsrail Özür Dilerse...

İsrail Özür Dilerse...

Lübnan'da yayımlanan An-Nahar gazetesinde Emin Kamuriye imzasıyla yer alan yazıda önemli tespitler yapıldı:

Lübnan'da yayımlanan An-Nahar gazetesinde Emin Kamuriye imzasıyla yer alan yazıda Türkiye İsrail ilişkilerine değinilerek Türkiye'nin süreçteki politikalarından bahsediliyor.

 

İsrail, Barış Filosu'ndaki Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı için Başbakanın ağzından özür dilemeyeceğini açıkladı.

 

Çünkü özür dilerse, İsrail Deniz Kuvvetleri bir cinayete bulaşmış ve cinayet uluslararası sularda işlendiği için herhangi bir mahkeme olacaksa bu uluslararası bir mahkeme olacak anlamına geliyor. İsrail'in dünyadaki görüntüsü çok kötü olduğu için herhangi bir mahkemede bütün İsrail liderleri ve komutanları yargılanmaya başlayacak. İsrail'in Goldstone soruşturmasında başına gelenler gibi olmayacak bu kez. Çünkü bu seferki kurbanlar, Gazze'deki kimsesi olmayan çocukları değil, tam aksine güçlü bir ülkenin vatandaşları.

 

Özür dileme, Türkiye'yi yüksek bir ağacın üstüne çıkaracak ve İsrail'in onu indirmesi çok zor olacak. Bu özür, Ankara'nın kendine olan güvenini artıracak, büyüklüğünden daha emin olacak, bölgede daha emin adımlar atmaya başlayacak ve eski ortağına gözdağı verecek. Ankara düşmanın saldırısı karşısında ilişkilerin tekrar düzene girmesi için tek çare olarak özür dilemeyi görüyor. Tabii ki tekrar düzene girerse. Birkaç gün önce Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu şunları söyledi: "Özür dilemek ve uluslararası soruşturma komisyonunun sonucunu kabul etmek ya da ilişkileri tamamen kesmek. Üst düzey Türk yetkililer dün Beyrut'ta bunu tekrarladılar ve söyledikleri gibi bu karar bir AK Parti ya da bir şahıs kararı değildir. Bu, bütün Türk milletinin isteğidir."

 

O zaman en düşük ihtimal özür dilemek. İsrail alenen çıkıp özür dilemeyeceğini söyledi ve artık herhangi bir geri adımda kendini küçük düşürecek. Türkiye özür dileme talebinden vazgeçerse sanki kendine ölüm iğnesini vurmuş olacak. Türkiye-İsrail ilişkileri hiç kuşku yok ki çok ciddi bir viraja geldi ve görünen o ki Davutoğlu-Ben Eliezer görüşmesi düşmanlık sayfasını kapatmak ve ilişkilerin eskiye dönmesi için değildi. Bu toplantıda Türkiye, İsrail'e yeni ilişkiyi anlattı ve bundan sonra iki devletin arasındaki ilişkinin yolunu çizdi. Başta İsrail savaş uçaklarına Türkiye hava sahasında uçuş yasağı geldiyse bunun sonrasında sadece sivil uçakların geçiş yasağı değil, çok daha büyük bir olay bekleniyor. O da ilişkilerin tamamen kesilmesi olacak. Acaba bunu Türkiye hiç tereddütsüz yapar mı yoksa bundan önce 1001 hesap mı yapacak?

 

Ortada yeni bir Türkiye var. Menfaatleri ve kazançları Türkiye'yi bölgeye çekiyor. Artık siyasi ve ekonomik olarak Türkiye bölgede olmak istiyor ve bölgede takip eden değil takip edilen olmak istiyor. Daha önce İsrail kapısından bölgeye girmeye çalışması ve sonucunda çıkmaz bir arka sokakta kendini bulması, bu sefer onu Filistin kapısından girmeye itiyor. Bunu gerçekleştirmek için İsrail gibi güçlü bir düşmanla kafa tokuşturacak ve bunun pahalı bedeli olacak. Aynı zamanda yüksek kazançları da olacak. İsrailliler bölgede kendilerine kalan sahayı korumak için ellerinden geleni yapacak ve kolay kaptırmayacak. Ama ne yazık ki bütün bunlar artık hayal olacak ve tekrarlanmayacak. Erdoğan ve partisi Türkiye'de hükûmetten ayrılsa bile.

 

BYM

Etiketler :