İsrail'in vahşetini anlattılar

İsrail'in vahşetini anlattılar

Dün gece İsrail'den İsveç'e dönen Türk asıllı Mehmet Kaplan ve doktor Viktoria Strand dehşet anlarını ayrıntılaıyla anlattılar...

ATİLA ALTUNTAS/STOCKHOLM

İsrail'in Gazze'ye yardıma giden gemilere silahlı müdahalesi sonunda İsrail askerleri tarafından gözaltına alınan Türkiye kökenli İsveç milletvekili Mehmet Kaplan ve Doktor Viktoria Strand İsveç'e döndükten sonra, İsrail askerlerinin yaptığı vahşeti ve yaşadıkları dehşet anlarını, ABF Binasında düzenledikleri basın toplantısında ayrıntılarıyla anlattılar.

İsveç basınının yoğun ilgi gösterdiği toplantıda Mehmet Kaplan, "Gece yarısını biraz geçmişti. İki İsrail kruvazörü gemimizin etrafında dolaşmaya başladı. Daha sonra helikopterlerde geldi. Bir süre sonra 'Mavi Marmara' gemisine doğru yöneldiler. Mavi Marmara ile aramızda yaklaşık 1 mil uzaklık vardı. Bir süre sonra oradan silah sesleri duymaya başladık. Korkunç bir andı." dedi.

"İsrail'in kesinlikle böyle silahla kanlı bir saldırı düzenleyebileceğini ummuyorduk, böyle bir cüret beklemiyorduk." ifadelerini kullanan Kaplan "İki Türk kaptanla da konuşarak teyit ettirdim. İsrail karasularından 80 mil uzaktaydık. Ve uluslararası sularda seyrediyorduk. Hepimiz yardım için gönüllüydük ve hiç bir silahta taşımıyorduk. " dedi.

Kaplan: İsrail'in hiç bir hukuki hakkı olmamasına rağmen uluslararası sularda yolcuulk yapan, 32 ülkeden gönüllü insanların bulunduğu gemilere ordusunun en seçkin komandolarıyla, helikopterler eşliğinde silahlı müdahalede bulunması anlaşılabilir bir şey olmadığını ifade ederek, "Tamamen korsanlık." diye konuştu.

"BİZİ İTE KAKA GÜVERTEYE TOPLADILAR"

"Mavi Marmara'da cereyan eden kanlı müdahaleden 5-6 saat sonra yüzü maskeli İsrail komandoları bizim gemiye çıktılar ve korsanca gemiyi el geçirdiler." diyerek sözlerine devam eden Kaplan "Bizleri de ite kaka güverteye topladılar. Bir İsveçli arkadaşımıza elektrik şoku verdiler. Bir Yunanlı mürettebatta ciddi bir saldırıya uğradı, ağır yaralandı." dedi.

"TOPLAMA KAMPI GİBİYDİ"

"İsrail askerlerinin gözetiminde bir süre yolculuk yaptıktan sonra gemimiz bir limana yanaştı." diyen Kaplan limanda gördüğü manzarayı ise bir toplama kampına benzetti. Kaplan: "Gemiden inince gözlerime inanamadım. Yüzlerce insan çadırların olduğu bir alana toplanmıştı. Aynı zamanda limanda insanlardan daha çok sayıda asker köpekler eşliğinde dolaşıyordu. Kendi kendime rüyadayım diye sordum. Çünkü adeta bir toplama kampındaydım." dedi.

Parlamenter olması nedeniyle işlemler için sırada beklerken kendisine bir İsrailli görevlinin yaklaştığını ifade eden Kaplan, kendisini tanıdıklarını hızlıca sağlık kontrolünden geçirilerek sorguya alındığını söyledi. Kaplan, İsveç Büyükelçisi ile istişare ettikten sonra İsraillilerin sorularına cevap verdiğini ardından İsveçli bir gönüllüyle birlikte aynı hücrede 24 saatten fazla kaldığını ifade etti.

"BÜTÜN EŞYALARIMIZA EL KOYDULAR"

Hücrede kendilerine son derece kötü muamele edildiğini de belirten Kaplan: "Musluktan kaynar su akıyordu. Askerlerden su istedik; bazen getirdiler, bazen getirmediler. Yemek istediğimizde ise küflü sandviçler getirdiler." dedi.

"SORUMLULAR CEZALANDIRILMALI"

İsrail'in uluslararası sularda bir sivil yardım gemisine müdahale etmesinin ve kan dökmesinin büyük bir cüret olduğuna işaret eden Kaplan "Uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli prosedürler uygulanarak sorumluların cezalandırılması gerekir." dedi. "En başta olaya karışan askerler, onlara emir veren komutanlar ve savunma bakanı cezalandırılmalı" diyen Kaplan "Sorumlular cezalandırılmazsa yeni benzer saldırılar devam eder, gider." şeklinde konuştu.

'PSKOLOJİK BASKIYA MARUZ KALDIK'

Aynı gemide dehşet dakikalarını Mehmet Kaplan’la beraber yaşayan İsveçli doktor Viktoria Strand,’’İsrail askerleri hepsi maskeliydi, sistamatik olarak gemiyi ele geçirdiler. Devamlı bize bağırıyorlar, itip kalkıyorlardı, kesinlikle gemide silah yada başka kesici madde yoktu. Mehmet ve Benden başka Henning Mankell ve diğer gemide bulunan İsveçlilerde buna şahittir. Hepimizi bir araya topladılar ve hücrelere hapis ettiler. Su istiyoruz getirmiyorlardı, yemek istiyoruz getirmiyorlardı. Psikolojik baskı uyguluyorlardı, gerçekten dehşet vericiydi, hala yaşananlara inanamıyorum’’ dedi.
 

Etiketler :