İsrailli doktorlardan canice müdahale

İsrailli doktorlardan canice müdahale

Musa Çoğaş, İsrail askerleri tarafından vurulduktan sonra sırtındaki 2 kurşunun İsrailli doktorlar tarafından narkoz verilmeden kerpetenle çıkarıldığını söyledi.

Çoğaş, Adli Tıp Kurumundaki muayenesinin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, kurşunları çıkarmak için lokal anestezi kelimelerini duyduğunu, ancak herhangi bir şeyin uygulanmadığını ifade ederek, şunları anlattı:

''Sırtımdaki 2 kurşun İsrailli doktorlar tarafından narkoz verilmeden canlı bir şekilde kerpetenle çıkarıldı. Gemi yanaşana kadar da 12 saat mermiler sırtımda kaldı. Aort damarına çok az bir mesafe kalmış. Gerçekten psikolojimiz çok bozuk. Beni lazer ışınlı silahla vurdular. Farklı farklı 3-4 silah vardı.'' 

Çoğaş, yurda döndükten sonra Türk doktorların ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarını belirterek, hepsine teşekkür etti.

Zaman Gazetesi muhabiri Kürşat Bayhan da Mavi Marmara Gemisi'ne düzenlenen saldırı düzenleyen İsrail askerlerinin önce plastik mermi kullandığını, sonra gerçek mermi kullanmaya başladığını belirterek, bunun üzerine diğer basın mensuplarıyla birlikte basın merkezine çekildiklerini anlattı.

İsrail askerlerinin fotoğraf makinesi, kamera ve özel eşyasına el koyduğunu ve 72 saat içinde İsrail'i terk etmeleri için belge imzalattıklarını ifade eden Bayhan, ''Bizi götürüldükleri hapishanedeki masa ve sandalyelerin Türk malı olduğu dikkat çekicidir'' dedi.

Çektiği görüntülerin bir kısmını saklayabilmek için küçük bir disketi dilinin altına yerleştirdiğini söyleyen Bayhan, yapılan muayene sırasında bunun fark edildiğini anlattı.

İSRAİL'İN SALDIRISINDAN SAĞ KURTULAN İSPANYOLLAR, YAŞADIKLARINI ANLATTI

İsrail'in saldırı düzenlediği yardım filosunda bulunan biri gazeteci, ikisi yardım gönüllüsü üç İspanyol, saldırı sırasında yaşadıklarını İspanyol basınına anlattı.

İsrail'den İstanbul'a getirilen yardım gönüllüleri arasında olan İspanya vatandaşları, İspanyol medyasına yaptıkları açıklamalarda, İsrail'i sert dille eleştirirken, yardım ve ilgilerinden dolayı Türkiye'ye teşekkür ettiler.

Gazeteci David Segarra, bazı İsrailli yetkililerin gemide silahlı direniş gösterildiğine ilişkin iddialarını "Tamamen utanç verici" diye değerlendirerek, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Basın odasında internet ve telefon gibi iletişim kuracağımız tüm cihazlar çalışmayınca İsrail askerleri tarafından elektronik bir savaş açıldığının farkına vardık ve hemen kameralarımızı alıp neler olduğunu görmek için dışarıya çıktık. Üzerimize doğru nasıl geldiklerini, helikopterleri ve maskeli komandoları gördük. Gerçek mermiyle şuursuz bir şekilde ateş etmeye ve ses bombası atmaya başladılar. Onlara karşı sadece dünyadaki her gemide bulunan tahta parçaları, mutfaktaki bıçaklarla direniş gösterildi."

İspanyol yardım gönüllülerinden Manuel Tapial da "Resmi olarak 9 ölü deniliyor, ama 16 ila 20 arasında değişen ölü olduğunu düşünüyorum" dedi. İsrail askeri gibi donanımlı bir orduya karşı koymalarının mümkün olamayacağını, İsrail tarafından yöneltilen iddiaların gerçek olmadığını belirten Tapial, tüm eşyalarının çalınmasından dolayı İsrail makamlarından tazminat talebinde bulunacaklarını söyledi.

"Şimdi kendimizi Filistinli gibi hissediyoruz, çünkü Gazze'deki Filistinlilerin her gün yaşamaya alışık olduklarını biz bir gün de olsa yaşadık. İsrail bizi Filistinli yaptı" diyen Tapial, Barcelona'dan, bu kez İspanyol bayrağıyla Gazze'ye yardım gemileri göndermek için çalışacaklarını belirtti.

SERBEST BIRAKILAN 1'İ YARALI 6 ALMAN VATANDAŞI TÜRKİYE'DE

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği saldırının ardından gözaltına alınanlar arasında bulunan ve daha sonra sınırdışı edilen 1'i yaralı 6 Alman'ın Türkiye'de olduğu bildirildi.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, başkent Berlin'de yaptığı açıklamada, Alman vatandaşlarının 5'inin İstanbul'da bulunduğunu, saldırıda yaralanan birinin de Ankara'daki bir hastanede tedavi gördüğünü ifade etti.

Olayın saydam ve tarafsız bir şekilde araştırılması gerektiğini yineleyen Westerwelle, İsrail'in kapattığı Gazze Şeridi'ne yardımın engellenmeden gitmesi gerektiğini de kaydetti.

Sol Parti milletvekillerinin aralarında bulunduğu 5 kişi, iki gün önce Almanya'ya dönmüştü.

MAVİ MARMARA GEMİSİNDE BULUNAN ESKİ ALMAN SOL PARTİ MİLLETVEKİLİ PAECH: İSRAİL ASKERLERİ TÜRK VE ARAP YOLCULAR İLE AVRUPALILARA FARKLI MUAMELE ETTİ, BU AÇIKÇA IRKÇI BİR DAVRANIŞ

Gazze'ye yardım malzemesi götürürken İsrail'in saldırısına uğrayan "Mavi Marmara" gemisinde bulunan eski Alman Sol Parti milletvekili hukukçu Norman Paech, saldırı sırasında İsrail askerlerinin Türk ve Arap yolcular ile Avrupalı yolculara farklı muamele ettiklerini söyledi.

Paech, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail askerleri açıkça ırkçı bir davranış sergiledi. Bize Türk ve Arap yolculara oranla daha iyi davrandılar. 'Avrupalılara zorluk çektirmeyin' şeklinde İsrail hükümetinden talimat alındığını düşünüyorum" dedi.

Önce Challenger 1 gemisinde bulunduklarını, ancak gemi arızalanınca Türk sivil toplum kuruluşunun Mavi Marmara gemisine geçtiklerini anlatan Paech, şunları söyledi:

"Saat 04.30 sularında büyük bir patlamayla uyandım. 3 İsrail askerinin helikopterden aşağıya indiğini gördüm. Askerlerin çoğu maskeli ve silahlıydı. Geminin üst bölümünde askerlerin ateş açtığını gördüm. Olay anını görüntülemek istedim, kameraya çektim. Ancak bütün eşyalarımıza, kamera ve cep telefonlarımıza İsrail askerleri el koydu. Yerde yatan ağır yaralı insanlar gördüm. İsrail tarafının gösterdiği resimlerin hiçbiri doğru değil. Daha fazla kişinin yaralandığını ve hayatını kaybettiğini düşünüyorum. İsrail askerlerinin ateş açması sonucunda hayatını kaybeden ya da yaralananlar kamuoyuna gösterilmiyor."

Saldırıyı düzenleyen İsrail askerlerinin tıpkı Irak savaşında olduğu gibi son derece donanımlı olduklarını ve çok iyi hazırlandıklarını ifade eden Paech, kendilerini Irak savaşındaki gibi hissettiklerini, askerlerin modern silah ve malzemelerle donanmış olduğunu kaydetti.

"Bu saldırının önceden planlı olduğu kanaatindeyim" diyen Paech, "Önceden hazırlık yapılmış. Belli ki askerlerin Avrupalı yolculara farklı muamele yapılması gerektiği konusunda hükümet talimat vermiş. Çünkü benimle birlikte 2 Alman federal meclis üyesi, bir Alman doktor vardı. Farklı muamele açıkça belli oluyordu. Ellerimiz kelepçelendi, ıslak zeminde diz çökmüş olarak, hiçbir şey yemeden, hareket etmeden saatlerce kalmak zorunda kaldık. Ancak dövülmedim ya da dövülmedik ya da diğer Türk ve Arap kökenli yolcular gibi kötü muameleye tabi tutulmadık" şeklinde konuştu.

Bazı Alman ve İsrail basınının gemide silah ve benzeri savaş malzemesi bulunduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını belirten Paech, "Evinize saldırı düzenlendiğinde, üstelik bu saldırı şiddet ve tehlikeli bir saldırıysa siz de buna karşı koymak ve kendinizi savunmak istersiniz. İsrail hükümetinin kamuoyuna gösterdiği silah ve benzeri malzemeler gerçeği yansıtmıyor. Sadece saldırı sırasında kendisini korumak zorunda hisseden iki kişi tarafından sopa kullanıldığını gördüm, hatta benim de el çantamda çakı vardı. Belki onu televizyonlarda gösteriyorlar. Onun dışında ne demir sopa ne de askerlere karşı kullanılan demir sopalar gördüm" dedi.

Kendilerini savaşta ve rehin alınmış hissettiklerini kaydeden Paech, şunları belirtti:

"İsrail açıkça insan haklarını ve uluslararası hukuku çiğnedi. 20 yıldan beri Orta Doğu politikası ile yakından ilgileniyorum. Siyaset bilimcisi olarak ve daha önce federal milletvekili olarak bu bölgelerde sık sık bulundum. Bu kez sadece politik analiz yapmak ya da bölgede incelemede bulunmak istemedim, heyetle birlikte barışçıl bir şekilde Gazze'ye insani yardım götürmek istedik. Ocak ayında gitmeyi düşünüyorduk ama Mayıs ayına kadar ertelendi hep. Heyetimizde Almanya, İrlanda, Amerika ve İngiltere'den de yetkililer vardı. Avrupalılar yine de azdı. Saldırı sırasında İsrail askerleri insani yardım malzemesinin bulunduğu kata inerek bütün eşyaları didik didik aradılar. Güç ve şiddet dolu bu saldırı düpedüz bir korsanlık saldırısından başka bir şey değil."

Saldırıdan sonra diğer Sol Partili milletvekilleri ile askerler eşliğinde kelepçeli bir şekilde havaalanına kadar getirildiğine dikkati çeken Paech, "Havaalanında çok sıkı kontrolden geçtik ve ülkeyi 72 saat içinde terk etmemiz gerektiği konusunda bir kağıt imzalattılar. Eğer yanımda diğer Alman milletvekilleri olmasaydı belki hala orada tutuklu olacaktım. Çünkü bölgede tanınmıyorum."

Bu saldırıyla İsrail'in meşruiyetini kaybettiğini söyleyen Paech, "ABD Başkanı Barack Obama da İsrail'e yeteri kadar baskı uygulayamıyor çünkü ülkede güçlü bir Yahudi lobisi var. Bu lobi güçlü baskı yapılmadıkça, İsrail-Filistin sorununun çözümleneceğine inanmıyorum. ABD İsrail'e baskı yapmadıkça bu işin çözümleneceğine inanmıyorum. Nitekim Hamas bu sorunun çözümlenmesi için 3 koşul sunuyor ve bunların İsrail tarafından yerine getirildiği sürece, müzakereye hazır olduklarını belirtiyor. Ama bu koşulları reddeden İsrail'in kendisi" şeklinde görüş belirtti.

Saldırının başta Türk hükümeti olmak üzere diğer devlet ve hükümetler tarafından kınandığını ve sert bir biçimde İsrail'in eleştirildiğini hatırlatan Paech, "Bu kınamalar yeterli değil elbette. İsrail politikası değişmedikçe, bu tip saldırılar her zaman olacak. Gazze'ye uygulanan ambargo kaldırılmadıkça, egemen Filistin varlığı kabul edilmedikçe İsrail saldırılarına devam edecek. Birleşmiş Milletler kararı doğrultusunda İsrail işgalinin sona ermesi ve askerlerin geri çekilmesi gerekir" dedi.

Paech ayrıca, İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırması ile Türkiye'nin toprak bütünlüğünü çiğnediğini belirterek, "Bu gemi Türkiye'ye ait bir gemiydi. Açıkça bu saldırı toprak ve egemenlik bütünlüğü ile bağdaşmamaktadır'' diye konuştu.

Saldırının korsanlık olduğunu vurgulayan Paech, Almanya Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunma hazırlığı içerisinde olduğunu belirterek, "Korsan saldırısı olduğu konusunda Alman Federal Savcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Elbette bu saldırıdan hem İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak hem de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sorumludur. Ancak Almanya'da hukuksal olarak hangi sonuca ulaşacağı ortada" dedi.

Paech ayrıca, İsrail hükümetine saldırı sırasında el konulan doküman ve eşyaların geri verilmesi için bir liste hazırlayacaklarını, ancak bunların geri gelmeyeceğinden de emin olduğunu sözlerine ekledi.

GEMİDEN KURTULAN İSVEÇLİ YAZAR GARDELL: İSRAİL TASARLAYARAK ADAM ÖLDÜRDÜ

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, Gazze'ye yardım götürürken İsrail'in saldırısına uğrayan gemilerdeki İsveçliler'in İstanbul'a getirilmesi dolayısıyla Türkiye'ye teşekkür etti.

Gazze'ye yardım götüren konvoyda bulunan İsveçlilerin, İsrail'den THY uçaklarıyla İstanbul'a getirilmesi İsveç basınında geniş yer aldı. Gazetelerin internet sitelerinde, gemilerle İstanbul'a dönenleri İsveç Dışişleri Bakanı Bildt'in karşılamasından da övgüyle bahsedildi. İsveç gazetelerine telefonla açıklamada bulunan Bildt, gemideki vatandaşlarının İstanbul'a getirilmesindeki rolünden dolayı Türkiye'ye teşekkür etti ve Türk hükümetiyle yakın işbirliği yürütüldüğünü kaydetti.

İstanbul'a gelen İsveçlilerin İsrail'de kalan eşyalarının da alınacağını belirten Bildt, ''Konvoya katılanları İstanbul'da karşılamak önemliydi. Saldırı sırasında neler olduğunu öğrendim. Bundan sonra siyasi alanda yapılacaklar gündeme gelecek. Bağımsız soruşturma talebini Avrupa'daki meslektaşlarımla diyalog halinde gündeme getireceğiz. Bu amaçla dışişleri bakanlarının Lüksemburg'da 14 Hazirandaki toplantısında konu ve Gazze'ye uygulanan abluka tartışılacak'' dedi.

İsrail'e karşı planlanmış herhangi bir önlemin olup olmadığı sorusu üzerine Bildt, ''(İsrail) çok büyük bir siyasi sorunla karşı karşıya'' dedi.

-GEMİLERDE SİLAH YOKTU

Gazze'ye yardım götüren konvoydaki Mavi Marmara gemisinde bulunan İsveç Uppsala Üniversitesi'nde din tarihi öğretim görevlisi yazar Mattias Gardell, eşi Edda Manga ile birlikte saldırı sırasında yaşadıklarını anlattı.

Gardell, ''İsrailli askerler tasarlayarak adam öldürme suçu işlediler'' dedi. Gemiye önce sessiz bir şekilde İsrail özel kuvvetlerinin girdiğini bildiren Gardell, ''Bu sırada gemide bulunanlar kendilerini korumak için gemideki yangın hortumlarını savunma amacıyla kullandılar ama İsraillileri durdurmada yetersizdi. Gemide bulunanların hepsi barışçıl amaçlarla oradaydı ve kimsede silah yoktu. Sonra havadan 4 helikopterle gelen paraşütlü askerlerin gemiye ateş açtığını belirten Gardell, İsrail askerlerinin saldırı sırasında üç büyük fırkateyn, dört zırhlı bot, küçük teknelerle birlikte bir de denizaltı kullandıklarını söyledi.

Çok sayıda ağır yaralıya yardım edilmediğini söyleyen Gardell, yardım gemilerinin hareketlerinden önce yolcular ve taşıdıkları yükün incelendiğini ve bu girişimin tamamen barışçıl amaçlı olduğunu kaydetti.

Gemilerin uluslararası sularda bulunduğuna dikkati çeken Gardell, ''Bizi gemiden aldıktan sonra cezaevine koydular. Şu anda çok yorgunuz. Ölenler ve yakınları için üzüntülüyüz. Hiç uyumadık. Üstümüz kirli. Yanımızdaki  kıyafetlerimiz ve bütün elektronik eşyamıza İsrail el koydu'' dedi.

AA

Etiketler :