İstanbul nüfusunun tarihi gelişimi

İstanbul nüfusunun tarihi gelişimi

İstanbul bugün dünyanın pek çok ülkesinden daha fazla nüfusu ile dünyanın en kalabalık şehirleri arasında. Peki İstanbul'un nüfusu tarih boyunca nasıldı? İşte dünden bugüne İstanbul Nüfusunun tarihi.

Hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde hem de İstanbul İl Özel İdaresinde görev yaptıktan sonra Marmara Belediyeler Birliği Genel Sekreterliği yapan ve İstanbul'la ilgili pek çok projeye katkı sağlayan Prof. Dr. Recep Bozlağan'ın İstanbul; Derinlik, Değişim ve Güç başlıklı kitabında, şehrin gelişimi ve sorunları ile ilgili çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Kitaplarda yıllara göre İstanbul'da nelerin değiştiğini görebilmenin yanı sıra, şehrin günümüzdeki ve gelecekteki sorunlarının çözümüne dair de ipuçları bulmak mümkün.

Prof. Dr. Recep Bozlağan, Hayat Yayınlarından neşredilen eserini hocası Turgut Cansever'e, "İstanbul'u hakiki manada anlayan, son nefesine kadar anlatan değerli hocam Turgut Cansever'in aziz hatırasına" sözleriyle ithaf etmiş.

Fotoğraflar, grafikler, haritalar, tablolar ve planlarla zenginleştirilmiş metniyle 300 sayfayı aşan kitap, dört ana bölümden oluşuyor.

Birinci bölüm, Jeostratejik konum; ikinci bölüm, Osmanlı'nın İstanbul'u; üçüncü bölüm, Cumhuriyet'in İstanbul'u, dördüncü bölüm ise İstanbul nüfusunun ve ekonomisinin tarihsel gelişimi adlarını taşıyor.

Haber 7 kitap sayfası olarak sizlere hem göz kirası mahiyetinde ikramda bulunmak hem de İstanbul'un nüfus tarihi konusunda çarpıcı bilgileri ulaştırmak amacıyla kitaptan aşağıdaki bölümü alıntılamayı uygun gördük.

CUMHURİYET DÖNEMİ ÖNCESİNDE İSTANBUL'UN NÜFUSU

Roma İmparatorluğu'na başşehir yapıldığı döneme kadar küçük bir şehir görünümde olan İstanbul, Roma-Bizans döne­minde "dünyanın en büyük şehri" olma unvanına iki defa sa­hip olmuştur. Milattan sonra beşinci asrın ortalarından yedin­ci asrın ortalarına kadar süren dönemde yaklaşık 500.000'i bu­lan nüfusu ile çağının en büyük şehri idi. Onuncu asrın ortala­rından on ikinci asrın başlarına kadar 400.000'i aşan nüfusu ile yine dünyanın en büyük şehri olmuştur (Reader, 2007: 89-90). An­cak, bu dönemden sonra şehrin nüfusu azalmaya başlamış ve fetih öncesinde 50.000'e kadar düşmüştür.

İstanbulİstanbul'un Osmanlı Devleti tarafından fethi, şehrin kısa zamanda kendini toparlamasını sağlamış ve nüfus yüz elli yıl içinde yaklaşık on kat artmıştır. Ömer Lütfi Barkan'ın 1520­1535 yılları için yaptığı hesaplamalara göre on altıncı asır­da İstanbul'un nüfusu, %58'i Müslüman, %42'si Gayrimüslim olmak üzere 480.000 kişidir. Şehrin on altıncı asırdaki nüfu­sunun, ülkenin ikinci büyük şehri olan Bursa'dan 7-10 kat fazla olduğu tahmin edilmektedir (Tekeli, 1996: 356-357).

IV. Murat'ın 1638'de yaptırdığı sayım sonuçlarına dayanan Evliya Çelebi'ye göre civar mahalleleriyle birlikte İstanbul'un nüfusu 1.500.000'e yaklaşmakta ise de birçok yabancı seyyah, asrın sonunda şehrin nüfusunun 700.000 dolayında olduğunu belirtmiştir. Bu nüfusla İstanbul, "dünyanın en büyük şehri" unvanını yeniden elde etmiştir (Reader, 2007: 89-90). On sekizinci asır için Dr. Pocock adlı araştırmacının verdiği abartılı sayı ise 3.340.000'i Müslüman, 60.000'i Hıristiyan ve 100.000'i Ya­hudi olmak üzere 3.500.000 nüfuslu bir İstanbul'dur. (Yazan, 1997: 210-211) Bu bilginin doğruluğunu teyit edebilecek herhan­gi güvenilir bir veri bulunmamaktadır.

Fransa'nın eski elçisi General Andreossi şehrin 1815'teki nüfusunu, tüketilen su ve ekmek miktarına dayanarak 630.000 olarak hesaplamıştır. Osmanlı hükümetinin 1885 yılındaki resmî sayımına göre şehrin nüfusu 873.565'tir (Good- sell, 2008: 24). Dr. Verollot'nun, yine on dokuzuncu asrın ikinci yarısında Osmanlı idaresinin en güvenilir memurlarına, pa­pazlara, hahamlara ve yabancı devlet görevlilerine başvura­rak yaptığı hesaplamadaİstanbul'un nüfusu 778.000 olarak belirlenmiştir (Yazan, 1997: 211-212). Bu asırda İstanbul'un nüfu­sunun, ikinci büyük şehir olan İzmir'in yaklaşık 5 katı olduğu tahmin edilmektedir (Tekeli, 1996: 361). İstanbul'un 1885, 1896 ve 1914 sayımlarına göre nüfusu ve Müslümanlar ile Gayri­müslimlerin oranı Tablo 2'de gösterilmiştir.

Tablo 2'ye göre, 1885 tarihi itibarı ile Gayrimüslimle­rin İstanbul'da çoğunlukta olduğu görülmektedir- Bu du­rum, şehirdeki ekonomik faaliyetlerin câzibesi dolayısıy­la taşradan gelen Osmanlı tebaası Hıristiyanlardan (özel­likle de Rumlardan) kaynaklanmıştır (Keyder, 2006a: 18). Aynı dönemde ecnebî tâbiyetinde olan veya tâbiyeti bilinme­yenlerin toplamı 129.234 kişidir. Bu sayı, İstanbul nüfusu­nun yaklaşık %15'ine tekâbül etmektedir. (Eryılmaz, 1996:344) 1896 yılında, Müslümanlar küçük bir farkla da olsa çoğun­luğa ulaşmıştır. On dokuzuncu asırda İstanbul'un nüfusun­daki artışın temel sebebinin, doğumlardan daha çok 1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşanın etkisiyle Balkanlar'dan gelen göçmenlerle ülkenin diğer vilayetlerinden yapılan göçler­den kaynaklandığı söylenebilir. (Keyder, 2006a: 18; Tekeli, 2009: 185) 1914 yılında ise Müslümanların İstanbul'un nüfusun­daki payının önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Bu artışın en önemli sebebi, Balkan Savaşları dolayısıyla kaybedilen topraklardaki Müslüman nüfusun şehre göç etmesidir (Top­rak 1982: 65; Kuban, 2004: 363).

Cumhuriyet dönemi öncesinde İstanbul'un nüfusunun iz­lediği seyir kabaca iki ana dönem hâlinde ele alınabilir. Roma- Bizans döneminde şehrin nüfusu, zirve noktasına ulaştığı al­tıncı asırdan itibaren genel olarak azalma eğilimi göstermiş ve fetih öncesinde yaklaşık 50.000 kişiye kadar düşmüştür. Os­manlı döneminde ise şehrin nüfusunun genel anlamda artma eğilimi içinde olduğu görülmektedir. On dördüncü asrın son­larına doğru yaklaşık 100.000 kişiye ulaşan nüfus, on doku­zuncu asrın sonunda bir milyon kişiyi aşmıştır. (Bkz. Grafik l)
 
CUMHURİYET DÖNEMİNDE İSTANBUL'UN NÜFUSU


Cumhuriyet döneminin ilk nüfus sayımı 1927 yılında ya­pılmıştır. Bu sayıma göre İstanbul Şehremaneti sınırları için­de yaşayan nüfus 680.857 kişidir. Şehrin nüfusu 1935 yılında 741.148'e, 1940'ta 793.949'a, 1945'te 860.558'e ve 1950'de ise 983.041'e yükselmiştir. Cumhuriyet'in kuruluşundan 27 yıl sonra dahi, istanbul 1914 yılındaki nüfusuna ulaşamamış­tır. istanbul'un nüfusunun ülke nüfusuna oranı 1927'de %5, 1935'te %4,6, 1940'ta %4,5, 1945'te %4,6 ve 1950'de %4,7 olmuştur (http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul; Tekeli, 2009: 193).

Söz konusu dönemde istanbul'un nüfus artışı yıllık or­talama %1,75 düzeyinde gerçekleşmişken, Türkiye'nin nüfus artışı yıllık ortalama %1,95 düzeyinde gerçekleşmiştir. Dola­yısıyla, istanbul'un dönemsel nüfus artışının ülke ortalaması­nın yaklaşık %10 altında gerçekleştiği söylenebilir.

Nüfus dinamiğinin dikkat çeken bir diğer özelliği de, istanbul'un nüfusunun bu süre içinde homojenleşmesi ve kozmopolit niteliğini yavaş yavaş kaybetmesidir. Müslüman­ların şehrin nüfusu içindeki oranı 1927'de %65 iken, 1935'te %70'e ve 1950'de %84'e yükselmiştir. Gayrimüslimlerin (azınlıkların) nüfusunda sonraki yıllarda görülen hareketler, nüfus sayımlarından takip edilememektedir. (Tekeli, 2009: 194)

İstanbul'un belediye sınırları içindeki nüfusu 1955'te 1.268.771, 1960'ta 1.466.535, 1965'te 1.742.978, 1970'te 2.132.407, 1975'te 2.547.364 ve 1980'de 2.772.708 olarak tespit edilmiştir. Nüfusun Türkiye nüfusuna oranı kısmen artarak 1955'te %5,3, 1960'ta %5,3, 1965'te %5,6, 1970'te %6,0, 1975'te %6,3 ve 1980'de %6,2 olmuştur. (Bkz. Tablo 3) is­tanbul Belediyesi sınırlarının bitişiğindeki 32 belediyenin nü­fusu da dâhil edildiğinde, metropoliten alanın nüfusu 1960'ta 1.736.000, 1970'te 2.849.000 ve 1980'de 4.643.000 olmuş­tur. Bu verilerin Türkiye nüfusuna oranı ise 1960'ta %6,3, 1970'te %8,0 ve 1980'de %10,4'tür. istanbul'daki nüfus yı­ğılması, 1927-1950 döneminden farklı olarak göreli önemi­ni sürekli artırmıştır. istanbul'da yabancı tabiiyetindeki nüfus 1970 yılında 17.855 iken, 1980'de 10.303'e düşmüştür (http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitapp/adnks.zul; Tekeli, 2009: 194-198).

3030 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında, İstanbul Belediyesi'nin büyükşehir belediyesine dönüştürülerek sınırları­nın genişletilmesi ve yeni ilçe belediyelerinin kurulmasıyla bir­likte, şehir (Büyükşehir Belediyesi) sınırları içinde yaşayan nü­fusun büyük bir artış kaydettiği görülmektedir. 1985 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre şehrin nüfusu 5.475.982'ye, 1990 yı­lında 6.629.431'e, 2000 yılında ise 8.803.468'e yükselmiştir. Bu dönemde İstanbul'un nüfusu, yıllık ortalama %9 oranında artış göstermiştir. Ancak bu artışın daha çok büyükşehir belediyesi sınırlarının genişlemesinden kaynaklandığını tekrar belirtmek­te yarar var. Aynı dönemde Türkiye nüfusunun yıllık artış hızı ise %2,33 düzeyinde gerçekleşmiştir. Şehrin nüfusunun Türki­ye nüfusuna oranı sürekli artarak 1985 yılında %10,8'e, 1990'da %11,7'ye ve 2000 yılında ise %12,9'a ulaşmıştır (Bkz. Tablo 3).



5216 sayılı kanun ile birlikte İstanbul Büyükşe- hir Belediyesi'nin sınırları il sınırlarına kadar genişletil­miştir(Bkz. Geçici Md. 2). İl nüfusu 2007 yılı sonu itibarı ile 12.573.836 iken, 2008 yılında 12.697.164'e (Not: 2007 yılı nüfus verileri ile 2008 yılı verileri arasındaki küçük fark, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne geçilmesi dolayısıyla, daha önce tutulan gerçek dışı kayıtların sistemden silinmesin­den kaynaklanmaktadır), 2009 yılın­da 12.915.158'e, 2010 yılında ise 13.255.685'e, 2011 yılın­da ise 13.624.240'a yükselmiştir (http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksda- gitapp/adnks.zul).

Şehrin nüfusunun artış hızı, büyükşehir bele­diyesi sınırlarının genişletilmesinin etkisiyle yıllık %6,1 dü­zeyinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde ülke nüfusunda yıl­lık %0,6 oranında artış yaşanmıştır. Bu ise Adrese Daya­lı Nüfus Kayıt Sistemi'ne geçiş sürecinden kaynaklanmak­tadır. 2007 yılı sonu itibarı ile Türkiye nüfusunun %15,8'i, 2008'de %17,5'i, 2009'da %17,8'i, , 2010'da %18'i, 2011 yı­lında ise %18,2'si İstanbul'da ikâmet etmektedir (Bkz. Tablo 3). 2009 tarihli ve 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Dü­zeni Planı'na göre İstanbul'un nüfusu 2023 yılında yaklaşık 16.000.000 kişiye ulaşacaktır (İBB, 2010a: 553-562).



İstanbul'un il nüfusunun, şehrin her iki yakası arasındaki dağılımı, son otuz yıl itibarı ile Tablo 4'te gösterilmiştir. Buna göre, 1980 yılında il nüfusunun %68,8'i Avrupa yakasında yaşarken, Asya yakasında yaşayanların oranı %31,2 düzeyin­dedir. Bu tarihten sonraki otuz yıllık dönemde Asya yakasın­da yaşayanların oranında kısmî bir artış görülmektedir. 2010 yılı itibarı ile il nüfusunda Avrupa yakasının payı %64,6'ya gerilerken, Asya yakasının payı %35,4'e yükselmiştir. İl Çev­re Düzeni Planı'nda İstanbul için önerilen (şehrin, sürdürüle­bilir gelişme ilkeleri çerçevesinde taşıyabileceği) nüfus içinde Avrupa yakasının payının küçük oranda azalarak %62,9'a ge­rilemesi, Asya yakasının payının aynı oranda artarak %37,1'e yükselmesi beklenmektedir (İBB, 2010a: 554).



İstanbul'da merkezî iş alanını oluşturan iki ana kısımdan Tarihî Yanmada'da nüfus 1980'lerin sonlarından İtibaren azal­ma eğilimi içine girmiştir. Tarihî Yanmada'nın toplam nüfusu 1985 yılında 571.496 iken (Fâtih Belediyesi, 201Ö:15), 2011 yılı sonu itibanyla 429.35l'e gerilemiştir (http://tuikapp.tuik.gov.tr). Buna kar­şılık, Beyoğlu İlçesi'nde ise nüfiıs genel olarak durağan bir seyir izlemiştir. Bu ilçenin nüfusu 1985 yılında 245.999 iken (www.yerel- netorg.tr/belediyeler) ,2010 yılında küçük oranlı bir artışla 248.206'ya (http://tuikapp.tuik.gov.tr) yükselmiştir. 1985-2009 yıllan arasında­ki 24 yıllık süreçte, ilçenin nüfusu binde 8,9 oranında artmıştır. Bu sayılar, istanbul İli'ne ait verilerle karşılaştırıldığında, Beyoğ­lu İlçesi'ndeki küçük oranlı artışın aslında önemsiz olduğu; Fâtih İlçesi'ndeki azalmanın ise büyük bir nüfiıs kaybı olduğu söylene­bilir. Nitekim İstanbul'un nüfusu aynı dönemde %248 oranın­da artarak 5.475.982'den 13.624.240'a yükselmiştir (Bfe. Tablo 3).

İstanbul'un nüfusu tarih boyunca dalgalı bir seyir izlemiş­tir. Şehrin nüfusuna dair güvenilir veriler ancak yirminci asır­da elde edilebilmişse de, şehrin nüfusunun tarih içindeki seyrine dair tahminler yapılabilmektedir. istanbul, nüfusu ne olur­sa olsun, Ortaçağ'dan günümüze dünyanın büyük şehirleri ara­sında yeralabilmiştir. Şüphesiz bu durum tek başına nüfus ile açıklanmamalıdır. Jeostratejik konumu, tarihî ve kültürel zen­ginlikleri ve ekonomisi de bu süreçte etkili olmuştur.

(Haber 7)

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.