'İstanbul'da keyfe göre araç çekiliyor'

'İstanbul'da keyfe göre araç çekiliyor'

'Kim bilir kaç kez yazdım ama, isterlerse dava etsinler, açıkça mafya yöntemleri ile çalışan trafik çekicileri terörü konusunda kimsenin sesi çıkmıyor' diyor Can Ataklı...

Can Ataklı'nın yazısı

Kim bilir kaç kez yazdım ama, isterlerse dava etsinler, açıkça mafya yöntemleri ile çalışan “trafik çekicileri terörü” konusunda kimsenin sesi çıkmıyor. Ben de yazmaya devam ediyorum.

Çünkü, her zaman belirttiğim gibi asla trafiği önleyen araçların çekilmesine karşı değilim. Ancak bizdeki uygulama trafiği aksatan araçlara yönelik değil.

Çekiciler, genellikle trafiği aksatmayan ama park yasağı olan yerlerden araç çekiyorlar. Çekilen araç sayesinde trafik rahatlamıyor, bir şey değişmiyor. Tek faydası, bir başka araca park yeri açılmış olması.

Bunun da ötesinde çekiciler, kolay ve araçların götürüldüğü park yerine en yakın yerlerden araç çekiyorlar ki, kısa zamanda çok araç çekilebilsin.

En kötüsü de, değnekçilerin (şimdi adları vale oldu) gösterdiği ve “bu bize ait değil” dediği araçlar çekiliyor.

Bunları eğer bu mafyavari örgütlerin sorumluları isterlerse bizzat yerleri göstererek de kanıtlayabilirim.

 Ama hiç sanmıyor çünkü kurdukları düzenin bozulmaması için ağızlarını hiç açmıyorlar tekzip bile göndermiyorlar. Susup bekliyorlar.

Bugün sizlere yaptığım araştırma sonucu aldığım bazı bilgileri vermek istiyorum. “Şişli Polis Hizmetleri Geliştirme ve Destekleme İktisadi İşler” adlı bir dernek var.

Adına bakınca çok önemliymiş gibi görünüyor ama tek işi var elindeki üç çekiciyle canının istediği yerden araç çekmek.

Burayı özel olarak seçmedim, bazı bilgiler aldım ki kaynağı belli olsun diye yazıyorum.

Yoksa başka ilçelerin de benzer dernekleri var. Tabii bir de bunların ağababası sayılan, başkanlığını valinin üyeliklerini de “tanınmış ve saygın” işadamlarının yaptığı bir Trafik Vakfı var.

Hep sorarım, “İnsanları haraca kesen bir vakfın yönetim kurulunda olmak nasıl bir duygu” diye. Daha hiçbiri açıp cevap vermedi biliyor musunuz? Rahatları bozulmasın diyedir herhalde.

Neyse konuya dönelim; örneğin Şişli’deki bu derneğin üç çekicisi var. Bir kadrolu şoför ve resmi trafik polisi araçta çalışıyor. Araçlar 7 gün sınırsız çalışıyor.

Dernek başkanı her gün en az 15 araba çekilmesi talimatı vermiş. 15 arabadan sonra şoför ve polise araç başına 5 lira prim veriliyormuş.

Bu prim sistemi olunca çekiciler arı gibi çalışıp, park yerine en yakın yerlerden sürekli araba çekiyorlar.

Aracınız çekilirse çekici için 60 lira, park parası 10 lira ve park cezası olarak 62 lira ödüyorsunuz. Genellikle bu ceza kesilmiyor, çekici ve park parası ile yetiniyorlar.

Şimdi düşünün, devlet kendi yapması gereken bir işi dernek ve vakıflara veriyor.

Bunlar nasıl çalışıyor, haksızlık veya hukuksuzluk yapıyorlar mı, toplanan paralar nasıl harcanıyor? Bunları soran var mı? Meçhul.

NOT: Bu yazıdan önce arabam herhangi bir yerden çekilmedi. Arabası çekilen bir yakınım ya da tanıdığım da yok. Hiçbir soruya cevap vermeyen saygın devlet görevlileri ve saygın işadamları “canın yandı da ondan mı yazıyorsun” gibisinden abuk bir soru sormasın diye özellikle belirtiyorum.

vatan

Etiketler :