İşte Apo'nun son mektubu!..

İşte Apo'nun son mektubu!..

Öcalan mesajında 'Çağrısını yaptığım kongre ile yeni bir dönem başlayacak'' vurgusu yaptı. Mektubun, Öcalan'ın 2013'teki mektubundan farklı olmaması dikkat çekti..

Diyarbakır’da Nevruz kutlamaları soğuk ve yağmura rağmen büyük katılımla sürüyor. HDP Grup Başkan vekili Pervin Buldan, Abdullah Öcalan'ın mesajını Kürtçe olarak okudu. Ardından mesajın Türkçesini Sırrı Süreyya Önder okuyor.. Öcalan mesajında 'Çağrısını yaptığım kongre ile yeni bir dönem başlayacak'' vurgusu yaptı.

İŞTE ÖCALAN’IN MESAJI

Tüm halklarımıza barışın yanında yer alan halklarımızın ve dostlarımızın nevruzunu selamlıyorum. Acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir. Yürüttüğümüz mücadele bugün tarihi bir eşiktedir. 40 yıllık hareketimizin acılarla geçen mücadelesi boşa gitmediği gibi sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır. Tarihi Dolmabahçe Sarayı'nda hepimizce resmen ilan edilen 10 maddelik deklerasyon sürecinde yeni bir süreci başlatmakla karşı karşıyayız. PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uymak için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim.
Kongremiz toplanıp yeni bir dönem başlatmalı. Anayasal vatandaşlığı, eşit ve özgür yaşamı esas alan dönemin startı verilmeli. Çatışmalı süreçten sonra barışın olduğu sürece giriyoruz.
Kongre ile birlikte artık yeni bir dönem başlamaktadır. Yeni dönemde Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi, demokratik toplum olarak barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz.

90 yıllık cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişi aşıp gerçek barış ile örülmüş bir geleceği yürüyoruz. Nevruz’un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Selam olsun…
Son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın  bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çoluk çocuk demeden bütün bölge halklarına, vahşice katliamlar sergiledi.
Bugün vesilesiyle mahşeri topluluğunuzun ezici çoğunluğunu teşkil eden, özgürlüğe kanat çırpan kadınları ve gençleri önümüzdeki dönemin özgürlük ve eşitlik mücadelesinde en aktif bir şekilde yer almaya ve başarmaya çağırıyorum.
Ayriyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direnişi ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen eşme ruhunu halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Tarihimizin ve güncelliğimizin toplum  olarak yeniden revizyonu ve restorasyonu ve yeniden inşası için değerli bir çağrıdır. Yaşasın Nevroz, yaşasın halkların kardeşliği.
Abdullah Öcalan – İmralı Cezaevi

APO 2013'TE NE MESAJLAR VERMİŞTİ?

İşte Öcalan'ın 2013 Nevruzundaki mesajı:
Mazlumların özgürlük ve Nevroz’u kutlu olsun. Selam olsun bu uyanış canlanış ve diriliş günü olan Nevroz’u en geniş katılım ve ittifakla kutlayan Ortadoğu ve Ortaasya halklarına selam olsun. Selam olsun yeni bir dönemin miladı olan Nevroz’u büyük bir coşkuyla ve demokratik bir hoşgörüyle kutlayan bütün kardeş halklara. Selam olsun demokratik hakları özgürlüğü ve eşitliği rehber edinen bu büyük yolun bütün yolcularına. Fırat ve Dicle nehir vadilerine, kutsal Mezopotamya ve Anadolu topraklarından şehir uygarlıklarına analık eden halkların en eskilerinden olan Kürtler sizlere selam olsun.

Binlerce yıllık bu büyük medeniyeti farklı ırklarla dinlerle mezheplerle kardeşçe ve dostça birlikte yaşayan Kürtler için Dicle ve Fırat, Sakarya ve Meriç nehirlerinin kardeşidir. Halay ve delilo, horon ve zeybekle hısım akraba olur. Bu büyük medeniyet kardeş topluluklar siyasi baskılarla, birbirine düşürülmeye çalışılmış, hakkı hukuku ve özgürlüğü esas almayan düzenler inşaa edilmeye çalışılmıştır. Batılı emperyalist müdahaleler baskıcı anlayışlar, Arabı, Türkü, Kürdü... Toplulukları sanal sınırlara, suni problemlere gark etmeye çalışmıştır. 

MİLYONLAR ARTIK BARIŞ DİYOR

Ortadoğu ve Ortaasya halkları artık uyanıyor. Kendine ve aslına dönüyor. Birbirine karşı kışkırtıcı ve köreltici savaşlara artık dur diyor. Nevroz ateşiyle yüreği tutuşan yüz binler milyonlar artık barış diyor, kardeşlik diyor, çözüm istiyor.

 

KAVGAMIZ IRKA DEĞİL, BASKI VE EZİLMEYE

İçinde doğduğum çaresizliğe, bilgisizliğe, köleliğe karşı bireysel isyanımla başlayan bu mücadele, her türlü dayatmaya karşı bir ruhu oluşturmayı amaçlıyordu. Bugün görüyorum ki bu haykırış bir noktaya ulaşmıştır. Bizim kavgamız hiçbir ırka, dine, mezhebe ve gruba karşı olmamıştır, olamaz. Bizim kavgamız, ezilmişliğe, geri bırakılmışlığa, baskı ve ezilmeye karşı olmuştur, bundan sonra da böyle olacaktır.

 

YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR ORTADOĞU

Bugün artık yeni bir Türkiye’ye, yeni bir Ortadoğu’ya uyanıyoruz. Çağrımı bağrına basan gençler, yüce kadınlar, söylemlerimi baş göz üstüne diyerek kabul eden dostlar, sesime kulak kesilen insanlar, bugün yeni bir dönem başlıyor.

SİLAHLI DİRENİŞTEN DEMOKRATİK SİYASİ SÜRECE KAPI AÇILIYOR

Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyasi sürece kapı açılıyor. Siyasi sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor. Demokratik hakları özgürlüğü eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.

BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİK, HELAL OLSUN

Biz onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik, helal olsun. Bu fedakarlıkların bu mücadelelerin hiç biri boşa gitmedi. Kürtler öz benliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı kutlu olsun.

ARTIK SİLAHLAR SUSSUN, FİKİRLER KONUŞSUN

Artık silahlar sussun fikirler konuşsun noktasına geldik. Yoksayan inkar eden dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Kürdüne, Türk'üne, Laz'ına, Çerkez'ine bakmadan bu coğrafyanın ta bağrına akıyor. Ben bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğine diyorum ki, artık yeni bir dönem başlıyor. Silah değil, siyaset öne çıkıyor.

SİLAHLI UNSURLARIN SINIR DIŞINA ÇEKİLMESİ AŞAMASINA GELİNDİ

Yine diyorum ki artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Yüreğini bana açan bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakmak değil daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.

Kürt halkı ve Anadolu'ya yaraşır şekilde tüm halkların eşit ülkesinin oluşması için herkese hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nevroz münasebetiyle en az Kürtler kadar Ermenileri, Araplar ve diğer halk topluluklarına da özgürlük ve eşitlik ışıklarını, kendi ışıkları olarak görmeye ve yaşamaya çağırıyorum.

DEMOKRATİK MODERNİMİZİ İNŞA ETMEYE ÇAĞIRIYORUM

Saygıdeğer Türkiye halkı, bugün kadim Anadolu’yu Türkiye olarak yaşayan Türk halkı bilmeli ki, Kürtlerle bin yıla yakın İslam bayrağı altındaki ortak yaşamları, kardeşlik ve dayanışma hukukuna dayanmaktadır. Gerçek anlamında bu kardeşlik hukukunda, fetih inkar red ve imha yoktur, olmamalıdır. Kapitalist moderniteye dayalı son yüzyılın baskı imha ve asimilasyon politikaları halkı bağlamayan iktidar elitinin tüm tarihi ve kardeşlik hukukunu reddeden çabaları reddetmektedir. Bu zulüm cenderesinden ortaklaşa çıkış yapmak için hepimizin ortadoğunun temel iki stratejik gücü olarak, kendi öz kültür ve uygarlıklarına uygun şekilde demokratik modernimizi inşa etmeye çağırıyorum. Bu çağrıma bir cevap yok mu?

ZAMAN HELALLEŞME ZAMANIDIR

Zaman çatışmanın, birbirlerini horlamanın değil, ittifakın, birlikteliğin ve helalleşmenin zamanıdır. Çanakkale’de omuz omuza şehit düşen Türkler ve Kürtler, 1920 Meclis’ini birlikte açmışlardır. Ortak geçmişimizin ortaya koyduğu gerçek, ortak geleceğimizi de birlikte kurmamız gerektiğidir. TBMM’nin kuruluşundaki ruh bugün de yeni dönemi aydınlatmaktadır.

YENİ BİR ARAYIŞ EKMEK KADAR İHTİYAÇ

Bütün ezilen halkları, ezilen sınıf olan kadınları, ezilen mezhepleri, tarikatlarını, işçi sınıfın temsilcilerini ve sistemden dışlanan yoksayılan  herkesi demokratik modernite sisteminde yer tutmaya, zihniyet ve formunu kazanmaya çağırıyorum. Ortadoğu ve Ortaasya kendine uygun bir demokratik bir düzen aramaktadır.  Yeni bir arayış ekmek kadar su kadar ihtiyaç hale gelmiştir. Bu modele, yine Anadolu ve Mezopotamya’nın onu inşa etmesi kaçınılmazdır.

MİSAK-I MİLLİ VURGUSU

Tıpkı yakın tarihte Misak-ı Milli çerçevesinde, Türklerin ve Kürtlerin öncülüğünde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı’nın derinleşmiş bir türevini yaşıyoruz. Tüm bu kesimleri eşitlikçi özgür ve demokratik ifade tarzının örgütlenmesini gerçekleştirmeye çağırıyorum.

AYRIŞTIRMAK İSTEYENLERE İNAT BİRLEŞECEĞİZ

Bu toprakların tarihselliğinde önemli bir yer tutan, biz kavramının genişliği ve kapsayıcılığı, dar iktidar elitleri eliyle teke indirilmiştir. Biz kavramına, eski ruhunu vermenin zamanıdır. Bizi bölmek ve çatıştırmak isteyenlere karşı bütünleşeceğiz. Ayrıştırmak isteyenlere karşı inat birleşeceğiz.

ZAMANIN RUHUNU OKUYAMAYAN TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDER

Zamanın ruhunu okuyamayanlar tarihin çöp sepetine giderler. Suyun akışına direnenler uçuruma sürüklenirler. Ortadoğu halkları kökleri üzerinden yeniden doğmak ve ayağa kalkmak istiyorlar. Bu Nevroz hepimize yeni bir müjdedir. Hz Musa, Hz İsa ve Hz Muhammed’in mesajlarındaki hakikatler bugün yeni müjdelerle harekete geçiyor. İnsanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor.

milligazete.com.tr

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.