İşte Darbe Andıcı'nın deşifre mektubu

İşte Darbe Andıcı'nın deşifre mektubu

Albay Dursun Çiçek'in Islak imzası ile birlikte darbe andıcının orijinalini ortaya çıkaran mektubun bir subay tarafından kaleme alındığı belirlendi. İşte o mektup:

ERGÜN ÇOLAKOĞLU - Yeni Şafak

Kamuoyunda “AK Parti ve Gülen'i Bitirme Planı” olarak bilinen darbe andıcında yer alan Albay Dursun Çiçek'in 'ıslak imzasını' ortaya çıkaran subayın, Ergenekon savcılarına gönderdiği ihbar mektubunu Yeni Şafak ele geçirdi. Mektupta, 'eylem planı' tüm detaylarıyla anlatılırken, olayın aktörleri de isimleri ile birlikte yer ve zaman verilerek belirtildi. Darbe andıcının bazı paşalar ve CHP'li siyasetçilerin yönlendirmesiyle Albay Dursun Çiçek tarafından kaleme alındığı belirtilen mektupta, andıcın ortaya çıkmasından sonra karargahta yaşanan kargaşa da bütün teferruatlarıyla yer aldı.

GİZLİCE ALDIM

Kendisini vatansever bir kişi olarak nitelendiren subay, satırlarına, “Sayın savcım İrtica ile Mücadele Eylem Planı basında yer alır almaz erken davranarak söz konu evrakın aslını gizlice dosyalandığı klasörden aldım. Belgenin aslının yerinde olmadığı anlaşılınca önce bir kriz yaşandı. Ancak daha sonra belgenin ele geçirilmesinden korkan bir cunta mensubu tarafından imha edildiği görüşü benimsendi” diyerek başladı.

Mensubu bulunduğu TSK'ya uzun yıllar hizmeti bulunmuş bir subay olarak bir hizmette daha bulunmak istediğini söyleyen subay, “Özverili çalışmalarınıza katkıda bulunmak adına bu belgeyi size gönderiyorum” diyerek Ergenekon savcılarına şu satırları yazdı:

CUNTACI CHP'LİLER

“2007 yılı Eylül ayında dönemin Genelkurmay'da görevli Orgeneral ...............'ın emri gereği bir kısım akademisyen ile CHP'li bazı politikacıların desteği ile Korgeneral ................... himayesinde Bilgi Destek Şube Müdürü olan Dursun Çiçek, S.Ö., İ. Z. G. ve F. S. tarafından toplumu yönlendirme maksatlı bazı belgeler hazırlandığına şahit oldum.

Orgeneral ........... tarafından doğrudan netice alabilecek bir eylem planı hazırlanması için emir verildi. Bunun üzerine Korgeneral .......... ve Tümgeneral. ................. katkılarıyla gerekli çalışmalar başlatıldı ve söz konusu eylem planı bizzat Dursun Çiçek tarafından hazırlandı.”

2004'TE BAŞLADI

“Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanan çeşitli sivil toplum kuruluşlarının fişlendiği andıcın medyaya yansımasının ardından soruşturma başlatıldı. Soruşturma sonucunda hazırlanan bilgi notunda söz konusu andıcın 29 Temmuz 2004 tarihinde başlatıldığı, Nisan 2006 tarihinde ilgili makamlara arz edildiği ifade edildi. Yani Genelkurmay Başkanlığı adı geçen andıcı kabul etmektedir. Albay Dursun Çiçek hakkında ise hiç bir işlem yapılmamıştır.”

ALBAY U.B. SİLDİ

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın basına yansımasının ardından belgenin hazırlanmasında kullanılan tüm bilgisayarlar temizlenmiş, ilgili evraklar imha edilerek kamuoyuna Genelkurmay Başkanlığı'nın böyle bir çalışmasının olmadığı yönünde açıklama yapılmıştır. İmha süreci Kurmay Albay U.B. tarafından takip edilmiş, kendisi bilgisayarların harddisklerinin geri getirilemeyecek şekilde silinmesine nezaret etmiştir. Bu işlemde Alb. Ş.K. Üstğm. E.S., Üstğm. K.B., Bçvş. M.T. ve sivil memur R.S. görev almıştır.”

 

Bunları neden yazdım?

 

 

İhbar mektubunu gönderen subay kuşaklar boyu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hizmet eden bir aileye mensup olduğunu, son aylarda yaşanan olaylarda TSK'nın itibar kaybına uğramasının kendisini ve silah arkadaşlarını rahatsız ettiğini belirterek sözlerine başlıyor. “Kendi milletine karşı psikolojik harp yapan, toplumu bölen ve toplumun değerlerini karşısına alan bir TSK'nın hayal edilmesi mümkün olmadığı nasıl bir gerçekse, TSK'nın yaşamının böyle olmadığı da bir gerçektir” diyen subay önceleri doğru ve gerekli olduğuna inandığı için, benzeri üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek, kendi vatandaşlarına “psikolojik harp” uygulayan bir cunta faaliyetinin içinde yer aldığını belirtiyor. Şu an içinde bulunmaktan büyük pişmanlık duyduğu oluşumun, Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nı kendisini maşa olarak kullandığını belirten subay, mektubunda Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nın imkanlarından faydalanılarak, vali, kaymakam, savcı ve hakim gibi önemli kadrolarda bulunan bir çok kişi hakkında bilgi fişi hazırlandığını kaydetti. Tüm bunları cunta yapılanmasının gerçekleştirdiğini ifade eden subay, ancak yapılanların kamuoyuna yansıması ile Psikolojik Harekat Daire Başkanlığı'nın yıprandığını anlatıyor. Adının Bilgi Destek Daire Başkanlığı olarak değiştirilmek zorunda kalınan kurumun Bilgi Destek Taburları'nın sayısının bire indirildiği aktarılan mektupta, cuntanın bu tek taburda da örtülü faaliyetlerine devam ettiği belirtiliyor.

 

Karargahtakilere binbaşı fırça attı

Mektubunda, “Devletin kurumlarını birbirine düşüren, İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na bakıldığında her olayda olduğu gibi bu olayda da cuntanın kendi bekası için ülkemizin tüm değerlerini paramparça etmeye çalıştığı görülmektedir” diyen subay, belgenin sızması sonrasında karargahta yaşanan olayları ise şu ifadelerle anlattı: “TSK'da psikolojik harekat birimlerinin kuruluş safhasından bu yana aktif bir şekilde görev alan ve 2009 atamalarında Bilgi Destek Okul Komutanlığında görev alan Hv. Öğ. Bnb. H.B. bahse konu belge hakkında 'Bu belgeyi biz hazırlamıştık, nasıl sızdı anlayamadım?' demiştir.”

 

Belgeler 35 kez 'delete' edildi

Mektupta, belgeyi gizleme çalışmaları ise şöyle anlatıldı: “Sivil savcılığın olaya el koyma hususu gündeme gelince, Albay Çiçek'in bilgisayarı ilgili şubedeki tüm bilgisayarlar ve ilgili serverler dahil hiç bir şey alınmamıştır. Alınan tüm bilgisayarlar özel programlarla 35 kez geri getirilemeyecek şekilde silinmiştir. Bu işlemler 19-20-21 Haziran tarihinde gizli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Bilgisayar ve harddiskleri savcılığa tüm temizleme işlemleri gerçekleştirildikten sonra gönderilmiştir.”

 

Göstermelik olarak evini 6 saat aradılar

Albay Çiçek'in evinin aranma işlemi olay basına sızdıktan 5 gün sonra göstermelik bir şekilde gerçekleşmiştir. Aramalara bilgisayarların silinmesinde bulunan Deniz kuvvetleri MEBS Başkanlığında görevli Üstğm. B.Ş.'nin eşi Genelkurmay Askeri Savcı Yardımcısı As. Hak. Yzb. İ. V.Ş. katılmış ve aramalara ciddiyet kazandırmak için evde 5-6 saat vakit harcamış, hiç bir arama yapmamış ve hiçbir şey bulamadan geri dönmüştür. Yavuz hırsız misali Sayın Askeri Savcımız, Bilgi Destek Komutanlığına geldiğinde “Biz personelimizi böyle koruruz” diyerek tavrını açık açık göstermiştir.

 

Belge nerden sızdı sen bana onu söyle

İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın basına yansımasının ardından Genelkurmay Başkanlığı'nda yaşanan diğer gelişmeler ise mektupta şu ifadelerle anlatıldı:

 

1- Genelkurmay Başkanlığı olaydan, söz konusu belgenin basına yansıdığı gün sabah saat 04:30 sıralarında Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı vasıtasıyla haberdar olmuştur.

2- Tümgeneral ........ bir binbaşı ile olayı incelemek üzere Bilgi Destek Daire Başkanlığı'na geldiğinde Albay Dursun Çiçek dışındaki iki şube müdürünün mesai saatleri başlamadan önce Dursun Çiçek'in ofisinde bilgi ve belge temizliği yaptıklarına şahit olmuşlardır.

3- Aynı gün mesai başladıktan sonra, Tümgeneral ...... tarafından Dursun Çiçek'e “Bunu siz mi hazırladınız?” diye sorulmuş, Albay Çiçek panik içinde inkar ederek, “Bunu biz yapmadık. Bizim şubenin işi değil” deyince Tümgeneral ........, “Sen onu bırak. Ben sana bu şekilde hazırlanan yüzlerce belge gösteririm. Sen bana bu belgenin nereden sızdığını söyle” diyerek tepki göstermiştir.

4- Bu olay anında hiç bir mahkeme kararı alınmamıştır. Hiç bir gözaltı gerçekleşmemiştir ve hiç bir ifadeye başvurulmamıştır.

5- Albay Çiçek'in ve ilgili şubenin bilgisayarlarını inceleme ve temizleme işleminde Genelkurmay MEBS Başkanlığında görevli Üstğm. F.K. ve Deniz kuvvetleri MEBS Başkanlığında görevli Üstğm. B.Ş. görev almıştır.

6- Aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığındaki tüm kağıt imha makineleri bir araya toplanarak hukuki açıdan sıkıntıya yol açacak 40 torba evrak bu makinelerle kırpılarak ve akabinde yakılarak deliller yok edilmiştir. Bahse konu işlemlerde görev alan tüm erbaş ve erler uygun biçimde uyarılmıştır.

7- İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın sızmasının ardından hemen sonra benzer belgelerin sızmasını önlemek üzere özellikle Alb. Dursun Çiçek'in E. Org. Hurşit Tolon'a gönderdiği iletinin basında yer almasını müteakip bilgi güvenliği konusunda Org. ....... imzasıyla bir emir yayınlanmış ve bilgisayar ortamındaki yazışmalarda kesinlikle yazı bittikten sonra arz ederim ad, soyad, görev gibi ifadelerin olmaması istenmiştir.

 

Sahte evrak ispat heyeti

Albay Dursun Çiçek ve ekibi tarafından hazırlanan “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesinin TSK'ya ait olmadığının raporlanmak ve belgenin yazım teknikleri açısından sahte olduğunu ispata yönelik; bilgi destek harekatı ve Gayri Nizami Harp Teknikleri hakkında deneyimli akademik eğitim ve karar tecrübesine sahip bir personel başkanlığında bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve kamuoyunun belgenin sahte olduğunu algılamasına yönelik göstermelik bir rapor hazırlamıştır. Gnkur. İsth. Bşk.lığında olduğu gibi Gen. Kur. Destek Daire Başkanlığı'ndaki mevcut uygulamada, özel içeriği bulunan evrakların ( Hükümet, İrtica, şahıslar, STÖ. Vb. hukuki açıdan sıkıntılı evraklar) üzerinde TSK'ya ait olduğuna dair hiç bir ibare bulunmaz.

 

'Biz bir aileyiz'

Mektupta, cunta örgütlenmesinin yıllardır işgal ettiği makamlar, kilit pozisyonlar ve sivil uzantıları ile ülkenin gündemini elinde tuttuğu faaliyetlerini de tüm TSK'nın ortak görüşü gibi yansıttığı ifade ediliyor. Mektupta, cuntanın örgütlenme iş ve faaliyetlerinden rahatsız olan subayların da “TSK'yı yıpratmak istiyorlar, silah arkadaşıyız. Biz bir aileyiz” gibi sözlerle baskı altına alındığı, cuntanın pisliklerini içerde saklamak zorunda kalan TSK'nın da sürekli itibar kaybettiği ifade ediliyor.

DAĞLICA'YI YAŞADIM

Mektubu kaleme alan subay, PKK'ya yardım, uyuşturucu, fişleme, suikast ve örtülü operasyonlar gibi toplumun geneli tarafından kulaktan kulağa yayınlan bir çok olayın medya aracılığı ile öğrenildiğini ancak, kendisi gibi Bilgi Destek Daire Başkanlığı'nda görev yapan bir çok subayın toplumun bilmediği bir çok konuyu yakından bildiklerini ifade etti.

Bilgi Destek Taburu olarak bizzat olayların içinde yer aldıklarını anlatan subay, Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de Çukurca'da ve daha bir çok yerde olan olayları bizzat yaşadıklarını kaydediyor.

Etiketler :