Kanuni'ye büyük ihanet

Kanuni'ye büyük ihanet

1543'te bir donanma göndererek Fransa'yı işgalden kurtarmıştık.

Fransızlar bu harekâta o dönemde şükran duyarken, 19. yüzyıldaki Fransız tarihçileri Barbaros'u yağmacılıkla suçlayıp bu ittifakı kötülemişlerdi

Habsburg İmparatoru ve İspanya Kralı Şarlken, Fransa Kralı Fransuva'yı 1525'te Pavia Muharebesi'nde mağlup edip, esir almıştı. Fransızlar, Şarlken karşısında aciz kalınca Osmanlılar'dan yardım istediler. Kanunî, 1526 Ocak'ında Fransuva'nın yardım isteğine gönderdiği fermanında kendi haşmetini belirtip, imparatorluğunun vilayetlerini sayarken Fransa'yı sıradan bir vilayet, kralını da hiç unvan zikretmeden sıradan bir hükümdar olarak nitelendirmişti.

Fransa, 16. yüzyılda Osmanlılar'ın, Habsburglar'a karşı mücadeleye girmesiyle hayat hakkı bulabildi. Fransuva, Venedik elçisine 1532'de "Şarlken'e karşı Osmanlılar sayesinde güvence altında olduğunu" söylüyordu. Osmanlılar, Fransa'yı asker göndererek, para vererek veya ticari ilişkilerle Habsburglar'a karşı kuvvetlendirdiler. Halil İnalcık hocamız araştırmalarında bu durumu teferruatlı olarak anlatır.

Fransa Şarlken'le 1542'de başlayan savaş sırasında donanma desteği istedi. Osmanlı donanması 1543'te Barbaros komutasında Akdeniz'e çıktı. Barbaros, Marsilya'da Fransızlar'la buluştu. Ancak Fransızlar hazırlık yapmadıkları için limanda beklemek zorunda kaldı. Fransa Kralı Türkler'i yardıma çağırdığı için Katolik dünyasının tamamen kendisine sırt döneceğinden korkmuştu. İşi sürüncemede bırakarak hem Barbaros'u hem de Katolik âlemini tatmin etmek istiyordu.

Bu yüzden başlangıçta kararlaştırıldığı üzere Şarlken'e karşı büyük bir harekât yerine Nice kuşatmasını öne çıkardı. İki donanma Nice'ye doğru yola çıktı. Fransız gemilerinde yeteri kadar barut bile yoktu.

Barbaros, Nice yakınlarında Villafranca limanını bombardıman edip, ele geçirdikten sonra topları dağlardan aşırtarak Nice'i kuşattı. Nice'nin teslim olmaktan başka çaresi yoktu. Savunmacılar şehrin Türkler'in eline geçmemesi için Fransızlar'a teslim olacaklarını söylediler. Ancak Osmanlı donanması çekilince kaledekiler tekrar savaşa başladılar. Bu duruma hiddetlenen Barbaros, Fransızlar'ın gevşekliğine de kızmıştı. Kış yaklaşınca Barbaros Nice'nin etrafındaki kaleleri alıp, Fransızlar'a verdikten sonra Toulon'a çekildi. Nice Fransızlar yüzünden alınamamıştı ama Güney Fransa sahilleri saldırıdan korunmuştu.

1544'te Korsika'nın alınması planlanmıştı. Ancak Fransızlar'dan istediği desteği alamayan ve düşmanla anlaştıklarından şüphelenen Barbaros, harekâtı daha ileri götüremeyerek, 1544 Ağustos'unda İstanbul'a döndü. Kısa bir süre sonra da Fransa Kralı'nın Habsburglar'la anlaştığı haberi geldi. Fransızlar müttefikleri olan Osmanlı'ya ihanet etmişlerdi.

Barbaros'un bu harekâtını Fransız elçisi Monluc Venedikliler'e şöyle değerlendirmişti: "Bizim dinimize yabancı askerlerden meydana gelen bu büyük ve güçlü ordu Fransa Kralı'na yardım için gönderilmiştir. Herhangi bir kimseyi incittiklerine dair şikâyet olmamıştır. Nazik davranmışlardır. Her şeyi para karşılığında almışlardır."

16. yüzyılda Fransızlar kendilerine yardıma gelen Osmanlı donanmasına şükran duyuyorlardı. Jules Michelet gibi 19. yüzyıl Fransız tarihçileri ise kendilerine yardım için gelen Osmanlı donanmasını yağmacılık ve genç kızları götürmekle suçlayıp bu ittifakı kötülemişlerdi.

Korkma geliyorum

Kanunî, Fransa Kralı Fransuva'ya 1526 Ocak'ında gönderdiği mektubunda gönlünü hoş tutup, üzülmemesini, yardım edeceğini söylemişti.

"Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Karaman'ın ve Rum'un (Sivas ve civarı) ve Dulkadir Vilayeti'nin (Maraş ve civarı), Diyarbekr'in ve Kürdistan ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve büyük babalarım ecdadımın kahredici kuvvetleriyle fethettikleri, büyüklüğün sığınağı olan zatımın ateş yağdıran ve zafer nakşeden kılıcıyla fethettiği nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bâyezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.

Sen ki Fransa vilayetinin Kralı Fransuva'sın:

Hükümdarların sığındığı kapıma elçiniz Frangipan ile mektup ve sözlü olarak da birtakım haber göndermişsiniz. Ülkenizi düşman istila ettiğini, şu anda hapiste olduğunuzu bildirip, kurtuluşunuz konusunda bizden yardım talep etmişsiniz. Daha başka ne söylediyseniz her şey benim âlemin karargâhı olan tahtımın ayaklarına arz olunmuştur. Her şeyden ayrıntılı olarak haberdar oldum. Şimdi, hükümdarların yenilmesi ve hapsolunması hayret edilecek bir şey değildir. Gönlünüzü hoş tutup üzülmeyesiniz. Böyle bir durumda atalarımız düşmanları mağlup etmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri kalmamışlardır. Bizim büyük babalarımız ve atalarımız daima düşmanı defetmek ve ülkeler fethetmek için seferden geri durmamışlardır. Biz de onların yolundan gidip, her zaman memleketler, sarp ve korunmuş kaleleri fetheylemekteyiz. Gece gündüz daima atımız eyerlenmiş ve kılıcımız belimizde kuşanılmıştır. Yüce Allah hayırlar nasip edip, iradesi ne ise yerine gelsin. Bundan başka durumlar ve haberlerin, gönderdiğiniz adamınızdan sorulmuş olduğu malumunuz olsun. Böyle biliniz."

Erhan AFYONCU yazdı...

 

Etiketler :