Jandarma eski Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'i taşıyan uçak 17 Şubat 1993 tarihinde düştü. Uçağın düşüşüyle ilgili sır perdesi aradan geçen 19 yıla rağmen hala aralanamadı. Bitlis'in hayatını kaybettiği uçak Ankara'dan Diyarbakır'a gidecekti. Korgeneral Eşref Bitlis'in de içinde bulunduğu Beech Super King Air BE-200 çift motorlu turbo-prop uçağı, Ankara Güvercinlik Üssü'nden 17 Şubat günü saat 12.19'da havalandıktan 7 dakika sonra Ankara Yenimahalle PTT İşletme Müdürlüğü'nün bahçesine düştü. İnfilak eden uçakta Orgeneral Eşref Bitlis'le birlikte 5 asker hayatını kaybetti. Ne var ki, olayın örtbas edilebilmesi için şimdiye kadar her yol denendi.

BİLİRKİŞİ HEYETİ BAŞKANI PROF. YÜKSEL AKİT'E AÇIKLADI

Yıllarca “kaza” diye oyalanan Bitlis'in eşi ve çocukları “suikast” şüphesine inanma noktasına gelmişken, kazayla ilgili bilirkişi raporu yazan heyetin başkanı Prof.Dr. Ahmet Nuri Yüksel, Akit'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. Eşref Bitlis'in ölümüyle sonuçlanan kazaya bakan Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi; İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) üç kişilik bir bilirkişi heyetini tayin etti. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı olan Prof.Dr. Ahmet Nuri Yüksel, Uçak Mühendisi Prof.Dr. Oğuz Borat ve mukavemet hocası Doç.Dr. Zahit Mecitoğlu'ndan oluşan bilirkişi heyeti 18 aylık uzun bir araştırmanın ardından raporunu tamamlayarak mahkemeye sundu.

“MAHKEME SADECE ŞU 4 SORUYA CEVAP ARAMAMIZI İSTEDİ”

Prof.Dr. Mehmet Nuri Yüksel, 17 Şubat 1993 tarihinde meydana gelen kazayla ilgili açılan davaya bakan Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2-3 klasör içinde gönderdiği belgeler üzerinden kendilerinden sadece “Kaza pilotaj hatasından mı? Hava muhalefetinden mi? İmalat ve malzeme hatasından mı? Bakım-onarım hatası ve eksikliğinden mi?” sorularına cevap aramalarının istediğini hatırlattı. Bu sorulara cevap ararken çok titiz bir çalışma yaptıklarını belirten Prof. Yüksel, kazada pilotaj hatası, hava muhalefeti, imalat-malzeme ile bakım-onarım hatası görmediklerini kaydetti.

İŞTE BİLİRKİŞİ RAPORUNDAKİ TESPİTLER

Raporun sonuç bölümünde mahkemenin sorduğu 4 soruya şu 4 tespitle cevap veriliyor: “1- Motor arızası ve sonuç olarak uçağın düşmesinde buzlanmanın etkili olduğunu gösteren yeterli ve tatminkar delil yoktur. 2- Motor arızası ve düşme olayında pilotaj ve bakım hata ve kusuru bulunduğuna dair deliller mevcut değildir. Dolayısıyla davacılar murisi 2. Pilot Tuğrul Sezginler ile kaptan pilot Yaşar Erian'ın kusurları yoktur. 3- Uçağın düşmesine yol açan motor arızasında davalı firmanın dizayn ve yapım hatası bulunduğuna dair delil mevcut değildir. 4- Kaza günü öncesindeki gece, hangar civarındaki -bir nöbetçi tarafından bildirilen- kimliği bilinmeyen kişi ile yukarıdaki isimleri zikredilen motor iç aksamının enkaz mahallinde bulunmaması ve sağlam mukavim olan motor zarfının parçalanmamış ve hatta fazla deforme olmamış görüntüsü karşısında sabotaj ihtimali gözden ırak tutulmamalıdır.”

KAYIP MOTOR PARÇALARI KİMDE?

Prof.Dr. Ahmet Nuri Yüksel'in üzerinde durduğu ve altını kalın çizgilerle çizdiği kayıp motor parçaları hangileri? Bitlis Paşa ve arkadaşlarına mezar olan uçağın iki motorlu olduğunu belirten Yüksel, sağ ve sol taraftaki motorun kayıp parçalarını şöyle sınıflandırıyor: Sol motorda bulunmayan parçaları: Kompresör santrifüj çarkı ve muhafazası, yanma haznesi silindir göbeği, büyük ve küçük çıkış boruları, 16 adet türbin palası ve pervane göbeği. Sağ motorda bulunmayan parçaları: Düşürücü vites kutusuna bağlı eksesuarlar, düşürücü vites kutusu 2. kademe vites sistemi, pervane mili, pervane göbeği ile 1 ve 2 nolu pervane kanat uçları.”

KAZA İHTİMALİ YOK, SUİKAST OLDUĞU KESİN

Eşref Bitlis'in ölümüyle sonuçlanan kazaya bakan mahkemenin tayin ettiği bilirkişi heyetinin başkanı olan İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi eski Dekanı Prof. r. Ahmet Nuri Yüksel, yıllar sonra Akit'e şu çarpıcı açıklamada bulundu: “Davaya bakan mahkeme bize sormadığı için rapora yazmamıştık. Bitlis Paşa'nın ölümünde kaza ihtimali yok. Suikast olduğu kesin. İyi araştırılırsa altından darbeciler, Balyozcular çıkar...”
Uçağın kalkmasından kısa bir süre sonra pilotların 52 saniye arayla önce sağ motordan, sonra sol motordan takırtı sesi duydukları gerçeğinin ses kayıtlarından anlaşıldığını belirten Prof.Dr. Ahmet Nuri Yüksel, böyle bir arızanın bilimsel olarak mümkün olmadığını vurguladı. Her iki motoru arızalansa bir uçağın 250-300 kilometre arasında yol alarak istediği bir alana kolaylıkla inebileceğini ifade eden Yüksel, “Her iki motor arızalanmış olsa bile pilotun yapacağı şey, izinsiz iniş cezasını göze alarak en yakın havaalanına inmektir. Bu da yapılmadığına göre; uçağın motorlarına veya egzozuna uzaktan kumandayla patlayıcı bağlanmış olabileceği ile yakıt deposuna müdahale etme ihtimali önem kazanıyor” dedi.

KAYIP PARÇALAR VE PİLOT BERELİ ŞÜPHELİ ARAŞTIRILMADI

Mahkemenin alan sınırlamasına rağmen raporda uçağın motor iç kısmı aksamlarının kaza mahallinde bulunmamasına dikkat çektiklerini anlatan Prof. Yüksel, kaza günü öncesindeki gece hangar civarındaki nöbetçilerden birisinin nöbet sırasında karşılaştığı ve parola ile işareti bilen pilot bereli şahıs şüphe arz etmesine rağmen bu konunun araştırılmadığını da raporda vurguladıklarını ifade etti. Uçağın kayıp parçaları ve pilot bereli şüpheli kişinin araştırılması halinde Eşref Bitlis ve arkadaşlarının bir suikasta kurban gittiklerinin anlaşılacağını belirten Prof.Dr. Ahmet Nuri Yüksel, bu işin altından darbeciler ile Balyozcuların çıkabileceğini vurguladı.
İnternete düşen bir ses kaydında, Ergenekon sanığı Emekli Albay Arif Doğan olduğu ileri sürülen kişi, “Eşref Bitlis'in ölümünün ardında ben varım” derken, Turgut Özal'a yakın isimlerden biri olan eski bakan Ekrem Pakdemirli, delil bulamadığı için Eşref Bitlis soruşturmasını kapatmaya hazırlanan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na “Deliller askerde” diyerek adres göstermişti.



Yeni Akit