Kılıçdaroğlu'na pembe kaftan cevabı

Kılıçdaroğlu'na pembe kaftan cevabı

Başbakan Erdoğan'ın hedefinde sadece CHP lideri Kılıçdaroğlu vardı..

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugünkü parti grubu konuşmasında ağırlıklı olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklendi. CHP liderinin Erdoğan'a ''Geçmişteki CHP yöneticileriniz camileri kapattı, bazılarını ahıra çevirdi'' sözleriyle verdiği cevabı hatırlatan Erdoğan onlarca belgeyi kürsüden okudu.

Kılıçdaroğlu'nu Baasçı olmakla suçlayan Erdoğan, hükümetin dış politikasını eleştiren CHP'ye 'Dış politika vizyonumuz ile CHP'nin dış politikası kıyaslanamaz. Hatırlıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan ekonomisini de kurtaracakları ifade ediyordu. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de DAYAN YORGO KILIÇDAROĞLU GELİYOR demişti.' sözleriyle cevap verdi.

İŞTE ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARININ SATIR BAŞLARI

CHP 27 Mayıs'a su taşımış hatta müdahaleye alkış tutumuştur. CHP bugün dahi 27 Mayıs darbesinin meşru olduğunu savunarak 27 Mayıs'ın ilerici bir darbe olduğunu savunarak gafletini zaman zaman göstermektedir.

12 Eylül'den zarar gördüğü için bu müdahaleyi eleştiriyormuş gibi görünüyor ancak eleştiremiyor.

CHP bir akıl tutulması yaşıyor. Doğrudan darbeleri eleştiremeyen CHP konuyu farklı yerlere çekerek adeta minderden kaçıyor. Darbelere karşıyım ama.. diye başlayan her cümle hastalıklı bir ruh halidir ve darbeyi meşrulaştırmaktır. 28 Şubat'ta da hükümet çok büyük hata yaptı diyerek olayı sulandırıyorlar. Siyasiler hata yapıyor olabilir bunun neticesi darbe olamaz.

28 Şubat soruşturması sonrası CHP'nin intikam kavramını kullanmak CHP'nin genlereine işlemiş bir yaklaşımdır.

Sayın Kılıçdaroğlu geçtiğimiz gün Pembe İncili Kaftan hikayesinden bahsetti. Belki de okumamıştır. Bu hikayeyi birileri ona özetleyerek anlatması lazım. Ak Ecnebilerin karşısında el pençe divan duran bir Türkiye Cumhuriyeti değil, yani Şah İsmail'in sağında solunda oturacaj bir yer bulamayınca pempe incili kaftanını yere bırakıp üzerine oturması ve arkasında da o kaftanı almadan geri gelmiştir. O kaftanı yerden alıp getiren askerlere 'biz yere serdiğimiz kaftanı sırtımıza giymeyiz' diye cevap vermiştir.

Dış politika vizyonumuz ile CHP'nin dış politikası kıyaslanamaz. Hatırlıyorsunuz sayın Kılıçdaroğlu, Yunanistan ekonomisini de kurtaracakları ifade ediyordu. Yunanistan'ın en büyük gazetesi de DAYAN YORGO KILIÇDAROĞLU GELİYOR demişti.

Şimdi Günter Grass'a İsrail'in koyduğu ülkeye giriş yasağını Kılıçdaroğlu izah etsin. Alman yazar Günter Grass, İsrail'in nükleer silahlarını eleştiren şiir yazdığı için eleştirildi. Sayın Kılıçdaroğlu sen Baasçıcın. Kendi ülkesinin ekonomisini kötüleyen bize pempe kaftanı tavsiye edemez. Sen git Diyet hikayesini oku. Sayın Kılıçdaroğlu orada kendisiyle yüzleşmeyen geçmişin diyetini ödemeden CHP lideri darbelere karşı çıkamaz darbelerle hesaplaşamaz. Sayın Kılıçdaroğlu aynı anda hem Ergenekon'un avukatı hem de darbe karşıtı olamaz.

Bu millet sizin ne söylediğinize değil ondan önce ne yaptığına bakar. CHP'ye gönül veren vatandaşlarım bu duruma dikkat etsin. Bu ülkede darbelerin küvezinde sadece CHP yetişmiştir. CHP dışında hiç kimse darbelerden nemalanmamıştır. Soruşturma başlarken intikam kelimesini söyleyenler samimi olamazlar. Biz asla intikam içerisinde değiliz. Hukukun görevi intikam almak değil adaleti sağlamaktır.

Bugünlerde geçmişi ile yüzleşemeyenlerin çok ciddi ölçüde seviye kaybettiklerini görüyoruz. En azından geçmişleriyle ilgili tartışmalarda susma erdemini gerçekleştirirler. Tek parti CHP döneminin zulmünü bu millet iliğine kadar yaşamıştır. O dönemde kitaplarda nasıl yakıldığını, evlerin basılıp Kur'an'ın toplatıldığını bu millet hüzünle hatırlıyor. Camilerin nasıl satıldığı ezanların nasıl susturulduğunu millet çok iyi hatırlıyor. Karanlık geçmişinizle gurur duyabilirsiniz. Dersim'deki gibi susabilirsin ama zulüm ve baskıyla dolu geömişinizi meşrulaştırmaya çalışırsanız biz de belgelerle gereken cevabı veririz.

Biz CHP döneminde camilerin satılığını, ahıra çevrildiğini söylediğimizde sayın Kılıçdaroğlu bir takım sözler sarf etti. Diyanety İşleri Başkanımız'a edepsiz bir üslupla bir takım sözler sarf etti.

Sayın Kılıçdaroğlu'nun yol arkadaşlığı yaptığı, 28 Şubat'ın özenle dışında tutulmasını istediği bu zat, 1966 yılında CHP'nin camileri kapattığını ileri sürüyor. Sen git o yol arkadaşına git ğer dün dündür bugün bugündür demezse sana CHP zulmünü o yol arkadaşın gayet teksiratlı bir şekilde anlatacaktır.

Yeni İstiklal Gazetesi, İnönü'nün yalanlarına karşı kampanya başlatılıyor. Bir hristiyan bir ermeni vatandaş şunu yazıyor;

İnönü'nün yalanlarına karşın Diyarbakır'dan sesleniyorum. Ben gerçi bir Hristiyanım ama bütün dinlerin düşmanı olan bu zatın bir icraatını hatırlatayım. İki cami depo yapılarak kapatılmıştır. Kütüklük, at eğeri gibi döküntüler konuşmuştur. Avlusunda at arabaları konulmuştur. Bizim kilisemize de bir bölük asker koymuş ve bizim ibadet yerimizi afedersiniz tuvalet olarak kullanıyordular.

Türkiye'nin bir çok ilinden mektup yağıyor. Muğla'da depo olarak kullanılan bir camide şarap içilip rakslar edilmiştir.

1947 yılında Şekerli ve Hatuniye camileri kapatılmıştır.

Balıkesir'den Mehmet Altınöz şu manidar mektubu gönderiyor: Sayın İnönü CHP döneminde hiç bir cami kapatılmamıştır diye milletin gözünün içine baka baka yalan söyleyerek milleti kandırmak istemektedir. Bir çok cami kapatılıp askeri malzemelerle doldurulmuştur. Devirler değişti, arayıp arayıp bulamadığın aptal köylü değişti, çarık bulamayan köylü artık ayakkabı giyiyor. Bizi artık rahat bırak ve bizim kazandığımız hürriyeti bize çok görme paşam.

Camilerin kapatılması, metruh hale bırakılması ve bu değişim dönüşüm 19 kasım 1935'te çıkartılan bir yasa ile başlıyor;

Belge 1: Belgelerin satışını resmi olarak sağlayan madde.. Bu kanunun çıkmasının ardından camiler kapatılmaya başlanıyor.

1926-50 arasında 513 cami satılıyor 327 cami arsası 1070 mecsit satılıyor.Bunlarla birlilte kilise,mezarlık, gibi binalar da satılıyor. Ben burada sayın Kılıçdaroğlu'na yüzlerce belgeden sadece bir tanesini çıkarıyorum

Sivas'taki cami devlet müzesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na devri Bakanlar kurulu'nca imzalanmış.

Sayın Kılıçdaroğlu kılavuzu değiştir değiştir, bu yanlış kılavuzlarla işin iş değil. İnanıyorum ki CHP'ye gönül verenlerin mayası sağlam ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun durumu sıkıntılı.

17 Ocak 1938; Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara'ya bir yazı gönderiyor: Tarihi ve mimari bakımdan çok değerli Atik Vali Camii ve Efkan Teknesi Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne sorulmadan işgal edilmiştir.

İşte buna benzer çokça hadise Cumhuriyet tarihinde maalesef iz bırakmıştır.

Karacabey'de namaz kılacak yer kalmıyor ve vatandaş dilekçe veriyor ve bir tane de olsa caminin tahliye edilmesini istiyor. İkinci dünya savaşını bahane eden iktidar tarihi eserlere de çok ciddi şekilde zarar veriyor.

G.Antep'teki Selim Efendi Camii CHP'ye satılmış. CHP burayı teşkilat binası olarak kullanıyor. Edremitteki Yıldırım Camii, o da halk evi yapılmak üzerine CHP'ye satılıyor. Kılıçdaroğlu'nun bundan haberi yok kılavuzları çalışmıyor. Geceleri başka yerlerde geçirmeyin diyor ama olmuyor galiba.

Bu ne insafsızlık Seferihisar'da bir camii ahır yapılmış. Sayın Kılıçdaroğlu önce Diyanet İşleri Başkanı ve Makamı'ndan özür dile. Sana değer verip Kutlu Doğum Haftası'na davet eden Başkan'dan özür dile.

Bu belgeler Meclis gündemine girmeli. Buna cevap verecek olan makam biziz. Camiler Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün müküdür. Diyanet sadece hizmet verir adeta işletir. Gidiyor Diyanet'ten bunun cevabını istiyor. Şimdi ben de grup başkan vekili arkadaşlarıma diyorum ki bunların usturuplu bir şekilde kayda girmesini sağlayalım. Yerin yurdun belli her şeyinle ortadasın. Ak Parti 75 milyonu kucaklayan bir parti.

Sen önce git CHP tarihini öğren. Hiç okuyamazsan da git dizinin dibine oturduğun zattan bilgi al.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.