Kola ve gazoza alternatif: zenginleştirilmiş sütler

Kola ve gazoza alternatif: zenginleştirilmiş sütler

Vitamin ve kalsiyumla zenginleştirilmiş sütler.Obeziteden korunmanın en kolay yolu: Yürünebilir şehirler oluşturmak…

 

Obezite… Günlük hayatımızda özellikle de son dönemlerde sık sık kullandığımız bir kelime haline geldi...

Hisar Intercontinental İç Hastalıkları Bölümü, Obezite ve Diyabet Polikliniği Uzmanı Dr. Halil Kutlu EROL’la obeziteye karşı yaşanabilir şehirler oluşturulmasının önemini, okul kantinlerine getirilen fast food yasaklarını ve obeziteye neden olan besinlerin yerini alması gereken alternatifleri konuştuk.

 

Obeziteyle savaşta toplumun her kademesine çok ciddi sorumluluklar düştüğünün altını çizen Erol; ‘Obeziteye karşı bireyler daha fazla hareketi içeren bir hayat tarzını benimsemeli. En basiti otobüse biniyorsa iki üç durak erken inip yürümeli; asansör yerine merdivenleri kullanmalı. Gideceği yere gelmeden daha önce arabasını park edip yürümeli. Yani egzersiz yapmak için bahaneler yaratmalı. Bu hem yetişkinler hem de çocuklar için geçerli. Özellikle son dönemlerde çocuklarda obezite erişkinlere göre daha fazla görülüyor. Çünkü geçmişle kıyaslandığında çocuklarımız daha az hareket ediyorlar. Çocuğunuza hareket et; git oyun oyna dediğinizde sokağa çıkarak arabaların geçtiği yerde top oynuyor. Burada ben olsam çocuğumu sokağa çıkarmam. Çünkü can güvenliği tehlikede. Çocukların rahatça koşup oynayabileceği etrafı çevrilmiş güvenlikli sahalar oluşturulmalı. Bu noktada özellikle yerel yönetimlere çok ciddi bir iş düşüyor. Bulunduğumuz şehirlerin yaşanabilir ve yürünebilir şehirler haline getirilmesi gerekiyor. Doğru dürüst kaldırımlar olması, arabaların kaldırımlara park etmemesi, yolda yürürken güvenliğin sağlanabilmesi, hız sınırlarına uyulması; insanların sağlıklı yaşaması için çok önemli. Yurtdışında özellikle Amerika’da yürünebilir şehirler oluşturuluyor. Türkiye’de de yaşanabilir şehir kavramı yeni yeni anlamını bulmaya başladı.’ açıklamasında bulundu.

 

Çocukların kola, gazoz gibi asitli ürünlerden kaçınmaları gerektiğini dile getiren Erol, ‘Hem diş çürükleri hem de mide bağırsak sağlığı açısından şeker yükü fazla olan bu tür gıdalardan mutlaka kaçınılması gerekiyor. Yapılan araştırmalar bu tür gıda tüketenlerde pankreas kanseri riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla bu tarz gıdaların hiçbir faydası yok. Hem obeziteyi tetikliyor hem de bir defa alıştıktan sonra bunları yeme içme demenin de faydası yok. Kantinlerde bazı besinlerin satışı yasaklandı ancak bu durum arz taleple ilişkili. Bu konuda hepimizin üzerine düşen görevler var. Çocuk evde de okulda da fast food beslenme türüne alıştırılmadığında bundan vazgeçmek zorunda kalacak. Dolayısıyla bu doğru bir uygulama; ancak ne kadar uygulanabilir olduğunu göreceğiz. Böyle bir uygulama yaparken fast fooda alternatif besinleri de belirlememiz gerekiyor. Örneğin, badem, ceviz, fındık gibi çok güzel atıştırmalıklar var. Çocukların bunlara alıştırılması lazım. Batıda B vitamini, kalsiyumla zenginleştirilmiş sütler var. Ancak Türkiye’de sadece pastörize edilmiş sütler bulunuyor. Çocuk gelişiminde önemli bir yere sahip olan zenginleştirilmiş sütlerin kantin ve market raflarında da yerini alması gerekiyor.’ diye konuştu.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.