DP Genel Merkezi’nde gerçekleşen görüşmede Kurtulmuş, Süleyman Soylu’nun herkesin sevdiği ve milletin takdir ettiği bir siyasi olduğunu vurgularken, “Kendisinin aldığı bir karar var ancak Türk siyasetinin Süleyman Soylu’ya ihtiyacı olduğunu açıkça ifade ediyoruz” dedi.

DP lideri Süleyman Soylu’da, Saadet Partisi’nin başına Numan Kurtulmuş’un gelmesinin Türkiye için önemli olduğunu belirterek, Kurtulmuş’un örnek bir siyaset zemini gerçekleştiren, değerli bir isim olduğunu söyledi.

SOYLU; “ESKİ YÖNTEMLERLE TERÖR ALTEDİLEMEZ.”

Basına açık gerçekleşen görüşmede, Süleyman Soylu gündeme ilişkin önemli açıklamalarda da bulundu. Türkiye’de son günlerde tırmanan terör olaylarına değinen Soylu, terörle mücadelede yeni bir açılıma ihtiyaç olduğunu kaydederken, şunları söyledi: 

“ Türkiye hergün bir cenazeye dayanamaz. Ortaya koyulan yöntemlerle mesele çözülemez. Bu topraklara sevgi ve barış ekilmezse, insanımıza güvenilmezse Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemeyeceği endişesi içindeyim. Terörle mücadelenin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir, eski yöntemlerle sonuç alınamayacağı açıktır. Türkiye’de yirmi yaşında çocukların, üç ay eğitimden sonra teröristle karşı karşıya kalmasını hazmeden tarafta değiliz. Siyasetin iradesi zayıflatılmamalıdır, Türkiye elbette ki terörün üstesinden gelecektir ve uluslararası yapması gereken hamleleri yapmayı ihmal etmeyecektir.”

DP LİDERİ: “ 1 MAYIS’TA, GÜVENLİK ENDİŞESİ İLE ÖZGÜRLÜKLER KISITLANAMAZ.”

1 Mayıs kutlamalarına ilişkin Türkiye’de yaşanan tartışmaları da değerlendiren DP lideri, 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesini gecikmiş olsa da doğru bir karar olarak nitelendirdi. Süleyman Soylu, 1977’de meydana gelen kanlı 1 Mayıs olaylarının bahane edilerek, Taksim Meydanı’nın kutlamalara kapatılması tartışmalarını ise şu sözlerle eleştirdi:

“ Türkiye, özgürlükçü, çağdaş açılımları korkmadan yerine getirmelidir. Taksimde herkes daha hazırlıklı bir şekilde, kol kola, bütün coğrafyaya örnek bir tablo sergileyecektir. Herkes Taksim Meydanı’nı bayram alanına çevirerek, milletin malı olduğunu ortaya koymaktan kaçınmamalıdır. Elbette ki güvenlik önemli ama güvenlik endişesi ile özgürlükler sınırlandırılmamalıdır.”

Hükümetin iç politikanın yanı sıra, dış politikada da beceriksiz olduğunu vurgulayan Soylu, başta Azerbaycan’la ilişkiler olmak üzere, hükümetin ortaya koyduğu alakasız dış politikayı endişe ile izlediklerini de sözlerine ekledi.

“ TÜRKİYE, SİYASİ VE SİVİL İRADEDEN VAZGEÇMEMELİ.”

16 Mayıs’ta toplanacak olan Olağanüstü Kongre sürecine ilişkin medya mensuplarının sorularını da cevaplayan Süleyman Soylu, Türkiye’de meselelerin siyaset ve milletle çözüleceğini kaydederken, “Türkiye, siyaset ve sivil iradeden vazgeçmemeli” dedi.

Zor ve sıkıntılı bir dönemde DP’nin başına geçtiğini kaydeden Soylu, bu süreçte Dünya’yı yedi kez dolaşacak kadar Türkiye içinde yol katetdiğini  bildirdi. “ Bizim bildiğimiz tek güç, millet” diyen Süleyman Soylu, seçimlerden alınan sonucun ise mevcut şartlar dikkate alındığında, kendileri için başarılı ve öngörülebilen bir sonuç olduğunu ifade etti.

“MİLLETE SIĞINARAK SİYASET YAPTIK.”

Başka güçlere değil, millete sığınarak siyaset yaptıklarını kaydeden DP lideri, “ Köşesiz bir yaklaşımla değil, hedefi, iddiası olan söylemlerle, milletin yanında yer aldık” dedi.

AKP’nin elinden Yalova’yı ve CHP’nin elinden de Bodrum’u aldıklarını ve yüz elliye yakın belediyeye, DP’nin mührünü vurduklarını hatırlatan Soylu,  bu sonucun başarısızlık olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi.

Diğer siyasi partilere, “ Milletle uzlaşamamaktan, tabana kulak tıkamaktan vazgeçin” çağrısında bulunan Soylu, bu anlayışla olağanüstü kongre kararı aldıklarını vurguladı.

“ADAY OLMAMA KONUSUNDA, İLK GÜNLERDEKİ KATILIKTA DEĞİLİM.”

Kongrenin, hem DP, hem de kendisi için bir karar kongresi olacağını bildiren Süleyman Soylu, şunları söyledi:

“Demokrat Parti’nin, kararlı, meselelere vakıf, Türkiye’nin sorunlarının üstüne kendi inisiyatifi ile giden bir parti olması için kongre kararı verdik. Bana göre çok sağlıklı ve alışılmadık bir süreçtir. 5.4’ün üzerinde bir oy oranını yakalasaydık, çok başka şeyler yapacaktık. Mesele siyaset kanallarını var olan unsurlarla açmaktır. Biz açamadığımız için siyaset dışındaki unsurlar burnunu sokmaktadır. Herkes kendi görevini yapmalıdır. Eğer parti bana bir sorumluluk vermek istiyorsa, bu değerlendirilir. Vermezse, partinin önünü tıkayacak bir anlayış ortaya koyulmamalıdır. Milletle inatlaşmak olmaz. Aday olmayacağım konusunda ilk günlerdeki katılıkta değilim ama bu aday olacağım anlamına da gelmez.”