Mazlumder'in toplu mezar çağrısı

Mazlumder'in toplu mezar çağrısı

Mazlum-Der Genel İdare Kurulu (Gik) Üyesi Mehmet Alkış, Faili Meçhul Cinayetlerin Aydınlatılması ve Sorumluların Cezalandırılmasını İstedi.

Mazlum-Der Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi Mehmet Alkış, faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılmasını istedi.

Alkış, yaptığı yazılı açıklamada, bazı dönemlerde taşeron örgüt ve çeteler eliyle yapılan faili meçhullerin araştırılması ve bu konuda sorumlulara gereken cezaların verilmesi gerektiğini belirtti.

Son günlerde faili meçhul kapsamında, toplu mezarlar şeklinde ortaya çıkan bir kısım cinayetlerin bir çok insanı şaşırttığına dikkat çeken Alkış, şunları kaydetti:

"Vicdan sahibi herkesi derinden yaralayan bu manzara karşısında insani değerlerini kaybetmemiş hiç kimsenin duyarsız kalması mümkün değildir. Her geçen gün bir yenisi gündemi işgal etmekte olan bu korkunç cinayetler, medyada, siyasette ve devlet nezdinde yeterli oranda yankı bulmamakta, gerektiği şekilde ele alınmamaktadır. Topluma karşı sorumlu olanlar, görevlerini yerine getirmemekle, bir bakıma bu cinayetlere arka çıkmış olmaktadırlar.

Yaşama Hakkının güvence altında olmadığı bir ülkede bütün haklar tehlike altındadır ve herkesin hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıya kalması ihtimal dahilindedir. Hukukun, güçlünün yanında güçsüzü ezen bir mekanizmaya dönüştüğü böyle bir ortamda insanların özgürce ve inandığı şekilde, baskı ve dayatmadan uzak, zulüm ve haksızlığa uğramadan, güven içinde yaşamaları mümkün olmaz."


İŞTE AÇIKLAMA TAM METNİ:

“TOPLU MEZARLAR” VE “FAİLİ MEÇHULLER” AYDINLATILMALI,

SORUMLULAR CEZALANDIRILMALIDIR

Tek tipleştirici, tepeden inmeci, buyurgan, inanç ve etnik farklılığı reddeden, baskı ve dayatmayı metot olarak seçen Resmi İdeoloji; uygulamalarına boyun eğmeyen, direnç gösteren, karşı çıkan, haklarına sahip çıkan herkesi ve her kesimi düşman görmüştür. Müslüman, Kürt, Alevi, Gayrimüslim, Sosyalist veya bunların dışında farklı bir kimlikle varlığını sürdürmek isteyenler düşman kategorisi içinde değerlendirilmiştir.  

Resmi İdeoloji; toplumu dönüştürmek için düşman gördüklerini, gerekli gördüğü her yerde ve dönemde, değişik şekillerde sindirmek amacıyla cezalandırmıştır. Cezalar, yerine göre; hapis, suikast, yargısız infaz, olağanüstü mahkemelerde yargılanma, sürgün, mecburi iskan, katliam, idam, köy boşaltma, hakaret, baskı,  işkence, faili meçhul ve benzeri şekillerde uygulanmıştır.

Bazen resmi ideolojiyi yaşatmak için Devlet içinde çöreklenen güçler, toplum kesimlerini birbirine kırdırmış, bazen de, hukuku hiçe sayarak, karşıt görüşte olanları ortadan kaldırmıştır. Kimi dönemlerde taşeron örgüt ve çeteler eliyle bu uygulamalarını sürdürmüştür. Bu şekilde kayıtlara geçen ve araştırılıp açıklığa kavuşturulmayan sayısız cinayet bulunmaktadır. Kimler tarafından işlendiğini Devlet bildiği halde, soruşturulmamış ve “Faili Meçhul” olarak adlandırılmıştır.

Son günlerde “Faili Meçhul” kapsamında, “Toplu Mezarlar” şeklinde ortaya çıkan bir kısım cinayetler, farkında olan herkesi; şaşkınlık, ürperti, korku ve tedirginliğe sevk etmiştir.  Vicdan sahibi herkesi derinden yaralayan bu manzara karşısında insani değerlerini kaybetmemiş hiç kimsenin duyarsız kalması mümkün değildir.

Her geçen gün bir yenisi gündemi işgal etmekte olan bu korkunç cinayetler; medyada, siyasette ve Devlet nezdinde yeterli oranda yankı bulmamakta, gerektiği şekilde ele alınmamaktadır. Topluma karşı sorumlu olanlar, görevlerini yerine getirmemekle, bir bakıma bu cinayetlere arka çıkmış olmaktadırlar.

Yaşama Hakkının güvence altında olmadığı bir ülkede bütün haklar tehlike altındadır ve herkesin hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıya kalması ihtimal dahilindedir. Hukukun, güçlünün yanında güçsüzü ezen bir mekanizmaya dönüştüğü böyle bir ortamda insanların özgürce ve inandığı şekilde, baskı ve dayatmadan uzak, zulüm ve haksızlığa uğramadan, güven içinde yaşamaları mümkün olmaz.

Benzerlerinin tekrarlanmasını önlemek için bu cinayetleri işleyenlerin yargı önünde hesap vermeleri şarttır. Kamu gücünü elinde tutanların geniş toplum kesimlerinin beklentisi olan bu şartı yerine getirmemeleri, zulme arka çıkmak ve hukuku hiçe saymak anlamı taşır.

Adalete inanan ve güvenenlerin ve bu cinayetlerde yakınlarını kaybedenlerin adalet talebi yerine getirilmelidir. Adaletin sarsıldığı, zulüm, haksızlık ve baskının egemen olduğu bir toplumda güven tesis edilemez, kin, nefret ve düşmanlık önlenemez.     

Hangi örgüt ve derin yapı tarafından işlenmiş olursa olsun, bütün “Faili Meçhuller” ve bağlantılı olarak “Toplu Mezarlar” ortaya çıkarılmalı, sorumluları gerektiği şekilde yargılanmalı ve hakkettiği cezaya çarptırılmalıdır.

Konuyu gündeme taşımayan ve sorumluluğunu yerine getirmeyen, başta CHP olmak üzere Muhalefet Partileri, Sivil Toplum Kuruluşları ve Medya da büyük bir vebal ve sorumluluk içindedir. Onları da göreve davet ediyoruz.

Mazlumder olarak bu konuda devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan bilgi ve bu olayların aydınlatılması talebinde bulunacağız. Görevini yerine getirmeyen sorumluları tespit edip suç duyurusunda bulunacağız.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

MEHMET ALKIŞ

MAZLUMDER GENEL YÖNETİM KURULU ÜYESİ

Etiketler :