Memurlara her yıl Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda
iki defa zam verilmektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa
memurların 2.altı ay zammı yaklaşmasına rağmen, halen yılın ilk
yarıyıl zammı kamu çalışanlarına verilememiştir. Buna rağmen
kamuoyunda derin bir tepkisizlik bulunmaktadır. Memur Sendikalarının
hükümetle yaptığı görüşmeler, yapılan eylemler, bağırmalar, çağırmalar
ise hiçbir fayda vermemektedir.  Oysaki son yapılan iyileştirmelerle
kamu çalışanları arasında derin uçurumlar açılmış bulunmaktadır.

      Üst kademe bürokratlarına ve askere yüksek zam verilirken alt
kademede bulunan memurlara hiç zam verilmemiştir. Sosyal adalet
anlayışına, eşitlik ilkelerine aykırı olan bu uygulama kanayan bir
yara olmaya başlamıştır. Eşit işe eşit ücret adı altında yapılan
zamlar neticesinde şuanda memurlar arasında en düşük maaşı öğretmenler
almaktadır. Bir okulda lise mezunu bazı memurlar ya da hizmetliler
üniversite mezunu öğretmenlerden daha yüksek maaş almaktadırlar. Öyle
ki kamuda çalışan 4 yıllık fakülte mezunları arasında en düşük maaşı
öğretmenler almaktadır. Öğretmenlerin yaptığı işin önemine göre
aldıkları maaş çok düşük bir maaştır. Bu olay başlı başına bir
adaletsizliktir. Öğretmene verilen değeri ortaya koymaktadır.
Öğretmeliğin bu kadar değersizleştirildiği bir ülkede, bir toplumda
nasıl bir gelecek bekleniyor acaba.

        Oysaki bugün tüm öğretmenler yüzde 35 zam isteyen işçi ve
memur temsilcilerine ''siz deli misiniz, bu ortamda yüzde 35 değil en
az yüzde 50 zam almalısınız'' deyip bir seferde yüzde elli zam veren
54. Hükümetin Başbakanı Erbakan'ı aramaktadırlar. Bu gün de aynı şeyi
söyleyip yüzde elli zam veren bir başbakan görmek istiyorlar. Üzülerek
görmekteyiz ki bir seferde değil 8 yılda bile memurlara yüzde elli zam
verilememiştir. Oysaki bu hükümetin bu zammı verecek kabiliyeti
bulunmaktadır. Çünkü ülkemizde bu zamların verilmesi için gereken
miktarda kaynak bulunmaktadır. Bu kaynakların nasıl oluşturulduğunu o
gün 54. hükümette bulunan bu günkü hükümet yetkilileri bilmektedirler.
Dolayısıyla yüzde elli zam vermek hayal değildir. Bu cennet vatanda
bir cinnet toplumu oluşsun istemiyorsak öğretmenlere dolayısıyla
eğitime gereken önemi vermek zorundayız. Aksi takdirde öğretmenlerin
değersizleştiği bir ülkede toplum hızla çözülüp devlete de zarar
verebilir.

      Şuurlu Öğretmenler Derneği Samsun Şubesi olarak bir ülkede en
önemli meselenin eğitim olduğuna inandığımız için en yüksek maaşın da
öğretmenlere verilmesini istiyoruz. Memur sendikaları yüzde 15 'le
yetinebilirler ancak biz öğretmenlere en az yüzde elli zam verilmesi
gerektiğini savunuyoruz. Biz tüm öğretmenler yüzde üç ya da yüzde on
değil en az yüzde elli zam istiyoruz. Önemli olan hedefin şuurunda
olmaktır. Öğretmenlerin hedefi nedir? Geçinecek kadar maaş mı? Yoksa
onurlu bir yaşam için, bilimsel çalışmalar için, öğrencilerin gözünde
güçlü ve önder bir öğretmenlik için yetecek kadar maaş mı? En büyük
hayır bütün toplumun saadetini sağlayacak olan öğretmenleri
yetiştirmeye çalışmaktır. Bunun olabilmesi için öğretmenlere hak
ettikleri değer ve hakları olan zammın verilmesi gerekmektedir.