'MHP ve CHP olmadan asla çözülmez'

'MHP ve CHP olmadan asla çözülmez'

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP ve MHP’nin görüşme talebini reddetmesine “Kendileri bilirler” derken, DSP Genel Başkanı Masum Türker de çözüm için adres gösterdi.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay Kürt sorununun çözümü için "demokratik açılım" konusunda siyasi partilerle görüşmelerine DSP Genel Başkanı Masum Türker'le yaptığı görüşmeyle başladı. Bakan Atalay, Türker’le DSP Genel Merkezi’nde yaptığı görüşmeye AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ve Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile birlikte geldi. Masum Türker ile yaklaşık 1 saat süren görüşmesinin ardından bir açıklama yapan Bakan Atalay, genel başkanlara bilgi sunmak için siyasi parti liderlerinden randevu istediğini ve bunlardan ilkini DSP Genel Başkanı Masum Türker ile yaptığını belirtti.

-“KENDİLERİ BİLİRLER”

Görüşmenin çok verimli geçtiğini bildiren Atalay, amaçlarının, demokratik açılımlar konusunda mümkün olduğunca çok şey paylaşmak olduğunu, DSP Genel Başkanı Türker’e de bilgi sunduklarını ve Türker’in de görüşlerini aldıklarını ifade etti. Bir gazetecinin CHP ve MHP’nin randevu taleplerini reddetmesini nasıl değerlendirdiği sorusu üzerine Atalay, “Biz görevimizi yapıyoruz. Kendileri bilirler” dedi. Atalay, “Bu, sadece AK Parti’nin, hükümetin bir sorunu değil, hepimizin. Hepimizi çok etkileyen bir sorun. Bütün partilerimizin üzerinde zaten çok çalıştığı, biliyorum, çözüm projelerinin olduğu bir sorun. İşte bu safhada bunları biz paylaşmak istedik. Ondan sonrası onların takdiridir” diye konuştu.

-“ZİHNİYET BUGÜNDEN DEĞİŞMELİ”-

Atalay’ın ardından bir açıklama yapan DSP Genel Başkanı Masum Türker, Bakan’la görüşmelerinde 3 farklı eksenin öne çıktığını kaydetti. Türker, Bakan Atalay’ın bu çalışmaların temel hedefinin parlamento çatısı altında görüşülecek bir devlet projesi haline getirilmesi olduğunu anlattığını, ikinci noktada bu konudaki çözümün artık Türkiye’nin genelini kavrayacak ‘demokratik açılım’ bağlamında ele alınacağını söylediğini, üçüncü noktada da bu görüşmelerinin çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle oluşturulup bir proje haline geldikten sonra tekrar bunun çerçevesini görüşmek üzere gerekirse görüşme yapabileceklerini dile getirdiğini belirtti.
Atalay’a demokratikleşme açılımının bütün Türkiye’yi kavramak bakımından doğru olduğunu ve bu yaklaşımın bugünden itibaren başlaması gerektiğini söylediklerini ifade eden Türker, “Eğer bir toplantıda Başbakan eleştirildiğinde, yuhalandığında o insanlar yaka paça alınıp götürülebiliyorsa böyle bir demokratikleşme açılımının sağlanamayacağını, bu zihniyetin bugünden değişmesi gerektiğini dile getirdik” dedi. Güneydoğu’ya devlet eliyle yatırım yapılmasını da önerdiklerini ifade eden Türker, “Bölgede şu anda ciddi bir işsizlik ve yoksulluk yaşandığını ve bu sorunları ortadan kaldıracak çalışma yapılmadıkça yapılacak bütün çalışmaların başka nedenlerle zor durumda kalacağını söyledik” diye konuştu. Türker, Bakan Atalay’a demokratik açılımlarla terör olgusunu birbirinden ayrı tutulması gerektiğini söylediklerini de kaydetti.

-“CHP VE MHP HAKLI”-

Bakan Atalay’ın randevu talebine neden hemen yanıt verdiklerini de açıklayan Türker, şöyle konuştu:
“Çünkü bu konu bir kurumun ya da bu konuda bir deneyim sahibi olan birinin açıklaması gereken konuydu. Eğer Başbakan DTP Genel Başkanıyla görüşüyorsa, MHP ve CHP’nin liderleriyle, diğer partilerin genel başkanlarıyla görüşmüyorsa ve bu işi bakan düzeyinde tutuyorsa doğru olmadığını, böyle bir açılımın sekteye uğrayacağını, bu konuda CHP ve MHP’nin haklı olduğunu, bu iki partinin devre dışı bırakılması durumunda çözümün gerçekleştirilmesinin kolay olmayacağını belirttik ve bu düşüncemizi Sayın Başbakan’a iletmelerini istedik. Dolayısıyla biz neden Başbakan değil de Bakan geliyor diye düşünmeden muhakkak bunu birisinin dillendirmesi gerekirdi o nedenle konuyu görüştüğümüzü de belirttik.”

Demokratik açılımlar dış etkenlerle yapılıyormuş izlenimi verilmemesi gerektiğine dikkat çeken Türker, “Bu konuda özellikle sorunun çözümünde, demokratikleşme açılımında ABD’nin varlığını hissettiren bazı uygulamalardan da uzak kalınması gerektiğini söyledik. Meselenin kendi içimizde çözülmesine özen gösterilmesi gerektiğini söyledik. Çünkü herkesin konuştuğu ABD Irak’tan çekilecek onun için bu işlemler yapılıyor ya da belli kadrolar için yerler belirlenmiş gibi olguların ortaya çıkışının bu konudaki çözümleri de olumsuz etkileyeceğini söyledik” diye konuştu.
Bakan Atalay’a bir önerilerinin daha olduğunu da kaydeden Türker, “Türkiye’de yalnız 12 gazeteci ile konuşmanın özellikle düşünce hayatının temsil edilmeyeceğini bu konuda diğer gazeteciler ile ve özellikle basın sektöründeki kurumsal nitelikteki dernek yönetimleriyle, meslek kuruluşlarıyla görüşülmesi gerektiğini kendilerine hatırlattık” dedi.

-“BAŞBAKAN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI”-

Atalay’ın kendilerine bir taslak sunup sunmadığına ilişkin soruyu ise Türker şöyle yanıtladı:
“Şu aşamada Sayın Bakan, bir devlet projesi haline getirebilmek için tarafların katılımıyla ve Parlamento’da temsil edilen partilerin projesi haline gelebilmesi için uğraş içinde olacaklarını söylediler. Sayın Bakan böyle bir söylemle başlayınca biz de kendilerine o zaman Başbakan’ın bu çalışmanın başlayabilmesi için muhakkak başta CHP, MHP liderleri ve bizimle birlikte diğer siyasi parti liderleriyle görüşerek çerçeve konusundaki iyi niyetini ortaya koyması gerektiğini söyledik. Çünkü bunun riski şu, o nedenle biz CHP ve MHP’nin şu ana kadar ki duruşlarını saygıyla karşılaşıyoruz ve kendi açılarından doğru buluyoruz, her an lider olmayınca söylenenlerin dışında farklı oluşumlar ortaya çıkabilir. Bunun da engellenmesinin yolu Başbakan’ın da elini taşın altına koyacağını hissettirmesi ile mümkün olur.”

Etiketler :