Aylık Umran dergisi son sayısında "Yükselen Dindarlık" konusunu dosya olarak inceledi. Bu konuda Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Prof. Dr. Naci Bostancı, Abdurrahman Babacan ve Zafer Özdemir'in de katılımıyla düzenlenen açık oturum dergide ayrıntılı biçimde yayınlandı.

Kırbaşoğlu, bu oturumda çarpıcı açıklamalarda bulundu. 80'li yıllardan sonra İslami hareketlerin çeşitli ülkelerde güçlenip iktidarda söz sahibi olmasıyla birlikte yozlaşmaların da artığına dikkat çeken Kırbaşoğlu şunları söyledi;

Tasavvuf ehli mi tasarruf ehli mi ?

"80'li yıllardan sonra İslami hareketlerin İslam dünyasının çeşitli yerlerde güçlenmesine bağlı olarak iktidarda söz sahibi olması ve buna bağlı olarak da iktidarın bozucu etkilerine maruz kalması gibi bir süreç yaşandı. Hasan el Benna'nın son derece dindarane amaçlarla başlattığı İhvan-ı Müslimin hareketi şu anki geldiği nokta itibari ile bir holding görünümündedir. Bu süreci yani 80'den sonra giderek iktidara şu veya bu biçimde yürüyen İslami hareketlerin yaşadığı bu bozulma sürecini, mücahitlerin müteahhitlere dönüşmesi, tasavvuf ehlinin de tasarruf ehline dönüşmesi şeklinde özetleyebiliriz. Bu süreç hala devam etmektedir.

İktidarın bu bozucu etkilerine maruz kalan ve şu anda çok yoğun olarak yaşanıp problem haline gelen süreci de kattığımız zaman, ortada İslamiliğin ciddi bir biçimde sorgulanır olduğunu görürüz. İslami kesim, bir yazımda formüle etmeye çalıştığım gibi halen üç "et"le imtihan edilmektedir; yani sonu "et"le biten üç kelime ile: rüşvet, şöhret ve şehvet. Bu üçüyle imtihana; yani kadın meselesi, akçeli meseleler ve iktidarın bozucu etkilerine bugünkü Müslümanlar direnememektedir."